Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

PSİTHOTH 27. SAYISINDA "ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI" TEMASIYLA KARŞINIZDA!- BETÜL BEYZA GÜLTEKİN

PSİTHOTH 27. SAYISINDA "ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI"  TEMASIYLA KARŞINIZDA!   Adını mitoloji karakteri olan Thoth'tan alan Psithoth Sanal Dergimiz, 2020 EKİM ayı 27. sayısına "ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI" teması ile devam ediyor. Herkese PSİTHOTH'LU keyifli okumalar!  BETÜL BEYZA GÜLTEKİN

KARDEŞ KISKANÇLIĞI- ÖZDEN NUR KARPINAR

KARDEŞ KISKANÇLIĞI “Dünyaya bir kez çocukken bakarız. Geri kalanı hatırlardır." 2020 Nobel Edebiyat Ödüllü Louise Glück Çocuklar bizler için masumluğun anlamıdır. Sevginin, mutluluğun, hüznün en saf ve temiz halini onların yüzlerinden okuruz kimi zaman. Bizler için çocuk eşittir masumluktur. Ama bazen dış etkenler örneğin; aile, sosyal çevre, kardeş gibi olgular erken çocuklukta veya sonrasında birtakım problemlere yol açmaktadır. Bunlardan biri çocukları büyük ölçüde etkileyen kıskançlık duygusudur. Spesifik olarak “kardeş” kıskançlığı. Çoğu zaman ilerleyen yaşlarda taşınmadan erken çocuklukta kendini belli etmektedir. Hatta ülkemizde evin çocuğuna kardeş geliyorsa bu aileler için adeta bir kabustur. “Eyvah nasıl olacak, kıskanır mı ki? kıskanır doğaldır çocuk o” bin bir kafadan bin bir fikir gelir etraftan. Fakat yanlış bilgiler ile devam etmeden önce araştırmak ardından gerekiyorsa yardım almak kardeşler arasında en sağlıklı iletişim temelleri oluşturur. Kardeş kıskançlığı kadi

ÇOCUKLARDA TİK BOZUKLUKLARI- HÜSEYİN GÜZEY

ÇOCUKLARDA TİK BOZUKLUKLARI Tikler; ani, hızlı, tekrarlayıcı, aritmik ve basmakalıp hareketler veya seslerdir (DSM IV). Tik Bozukluğu (TB) ise; çocukluk döneminde ortaya çıkan, motor ve/veya vokal tiklerle karakterize, kronik bir nöropsikiyatrik bozukluktur (APA, 1994). Biçimsel bakımdan incelendiğinde tikler; göz kırpma, kaş-göz oynatma, omuz kımıldatma ve yanak oynatma gibi motor formlarda; öksürme, bağırma, boğaz temizleme ve burun çekme gibi vokal formlarda olabilir. Tikler, ayrıca konum, süre ve karmaşıklık gibi farklı parametreler dâhilinde de tasnif edilebilir. Tik bozuklukları temel olarak üç ana başlık altında incelenir. Bunlar: Tourette Sendromu(TS), Kronik Tik Bozukluğu, Geçiçi Tik Bozukluğudur. Tourette Sendromu, 18 yaşından önce ortaya çıkan; en az iki motor ve en az bir vokal tikin bir arada bulunduğu bir tik bozukluğudur. Kronik Tik Bozukluğu, 12 aydan fazla süreyle devam eden motor ya da vokal tik/tiklerle karakterize bir tik bozukluğudur. Geçici Tik Bozukluğu ise, 12 a

ÖZGÜL ÖĞRENME BOZUKLUĞU- EYLEM YILMAZEL

ÖZGÜL ÖĞRENME BOZUKLUĞU Özgül Öğrenme Bozukluğu, çocuğun yaş ve zekası ile tutarlı olmayan, kültür ya da aldığı eğitim imkanlarının zayıflığı gibi çevresel faktörler ile açıklanamayan bir problemdir (DSM-5, 2013). DSM-5 tanımından hareketle özgül öğrenme bozukluğunun zihinsel yeti eksikliğinden tamamiyle farklı, zeka düzeyiyle açıklanamayacak bir bozukluk olduğunu söyleyebiliriz. Özgül Öğrenme Bozukluğu, merkezi sinir sistemimizin isleyişindeki bozukluktan kaynaklandığı öngörülen nörogelisimsel bir sorundur. Profesyonel yardım almaya başlayan ailelerin en çok sordukları sorulardan biri de kaç defa daha görüşmeye gelmeleri gerektiği ve bu durumun daha ne kadar devam edeceğiyle ilgilidir. Bu soru esas itibariyle problemin tam olarak anlaşılamadığına işaret eder. Çünkü özgül öğrenme bozukluğu tanı itibariyle yaşam boyu süren gelişimsel bir sorundur. Ailelerin yapması gereken sorunun geçmesini beklemek değil, bu sorunda çocukla beraber hareket edebilmektir. Her çocukta sorun alanları ile i

ÇOCUKLARDA İDRAR VE DIŞKI ALIŞKANLIĞI PROBLEMLERİ- NİSA SIK

ÇOCUKLARDA İDRAR  VE  DIŞKI ALIŞKANLIĞI PROBLEMLERİ Çocukluk dönemleri gelişim alanlarına göre farklı evrelere ayrılmaktadır. Her bir evrede çocuğun yaşına göre sosyal, zihinsel, bilişsel ve fiziksel gelişim göstermesi beklenmektedir. Gelişimsel evrelerini sağlıklı bir biçimde tamamlayan çocuklarda 18-24 ay da dışkı-idrar boşaltım kontrolünü sağlaması beklenir. Tuvalet eğitiminin kesin bir yaşı olmamakla beraber Freud’un psikoseksüel gelişim kuramına göre çocuk 1.3 yaş arası olan anal dönemde tuvalet eğitimi kazanmaya başladığı evredir. Çocuk bu dönemde dışkı ve idrarını tutma veya boşaltma eyleminin önemini kavramaya başlar ve bundan haz duyar. 3-6 yaş arası fallik dönemde de çocuğun idrarını ve dışkısını tutması ve kuru kalmayı öğrenmesi beklenmektedir. Tuvalet eğitiminin kazanılmasında, bireysel farklılıklar, çevresel koşullar, çocuğun hastalık durumu, tuvaler eğitimini veren kişiden kaynaklanan farklılıklar rol oynamaktadır. (Özkul, 2017) Tuvalet kontrolü kazanan çocuklar ebeveyinl

ÇOCUK VE KAYGI- MERVE CEREN ŞAFAK

ÇOCUK VE KAYGI Bu işte başarısız olursam, Sınavdan düşük alırsam, Hiç arkadaş edinemezsem, Ailem beni almaya gelmezse, Peki ya o beni istemezse, beni terk ederse, ile başlanan cümlelerin ilerisinde hep bir kaygı vardır ve çoğu zaman bu kaygı ile mücadele etmek kolay değildir. Bu kaygıları hayatımızın her anında görebiliriz. Her ilişki ve her ortamda yaşanabilir. Peki nedir bu kaygı dediğimiz şey? Kaygı, temel yaşantımızın bir parçasıdır aslında bu nedenle kaygıyı hissetmek belirli bir ölçüde normaldir, hatta harekete geçirdiği, savaşmayı öğretebildiği için iyi ve güçlendiren bir duygudur. Kaygı yaşam kalitemizi düşürüp, işlevselliğimizi bozduğu noktada Kaygı bozuklukları ortaya çıkar bu noktada dur demeyi, yardım almayı bilmeliyiz. Kaygı bozukluklarının kaynağı genetik faktörler veya sonradan gelişen travmatik durumlara olabilir. Kaygı bozukluklarının en temelinde korku duygusu yer alır. Birçok çocuk ailesinin kaygısını geliştirir ve hayatına taşır. Kaygılar aynı şekilde fobilerle iliş

DAVRANIM BOZUKLUKLARI- MUHAMMED ALİ GÖZEL

DAVRANIM BOZUKLUKLARI Çocukluk döneminde gözlenen davranım bozuklukları ; karşı gelme, karşıt olma, başkaldırma, düşmancıl tarzda tekrar eden davranışlar olarak gözlenebileceği gibi toplumsal norm ve kuralları ve/veya başkalarının haklarını çiğneme yönünde, tekrar eden tarzda davranış örüntüleri olarak da görülebilir. İnsan ya da hayvanlara karşı agresyon, öfke tepkisiyle kendisini gösterir. Çocuklar erken dönemden itibaren davranışlarını, bulundukları sosyal ortam ve norma uygun yönde şekillendirmeyi öğrenirler. Sosyal mesajlar aracılığıyla, kendi tutumlarının başkalarını nasıl etkileyeceği yönünde bilgi sahibi olurlar. Başkalarının ihtiyaç ve duygu durumuna yönelik olarak kendini düzenleyemeyen çocuklar, ilerleyen yaşlarda problem durumlarla karşılaşır. Kuralları izlemekte, başkalarıyla empati kurmakta zorlanır, karşı tarafın duygusunu anlamlandıramaz ya da hatalı şekilde atıfta bulunur. Çabuk öfkelenir, kavga başlatabilir, kurallarla (otoriteyle) çatışır, başkalarını suçlama ya da

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU- SEMA GÜRBÜZ

DİKKAT EKSİKLİĞİ  VE  HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), dikkatsizlik ve/ ya da hiperaktvite ve dürtüsellik ile belirli, işlevselliği ya da gelişimi bozan, süregiden bir rahatsızlıktır. En az altı aydır devam eden; dikkati ayrıntılara verememe, iş ya da benzeri etkinliklerde dikkatsizce hatalar, üstlendiği görev ya da etkinliklerde dikkat dağınıklığı; ellerin ayakların kıpır kıpır olması, sınıf ya da oturması beklenen durumlarda oturduğu yerden kalkma, sabırız davranışlar, sırasını bekleme güçlüğü gibi tanı kriterlerine sahiptir.(APA, 2013). Son yıllarda çocuk ve ergenlerle ilgili çalışmalar incelendiğinde, DEHB’ nin, çocuklukta ve ergenlikte en sık karşılaşılan sorunlardan birisi olduğu görülmektedir (Nathrath ve Wölfl, 2006). Ancak DEHB sadece çocukluklara özgü bir rahatsızlık değildir. Erişkinliklerde yaygınlığı % 2.5’tir. Dikkatsizliğin belirginleşmesi ve yetersizlik oluşturması nedeniyle tanı genelde ilkokul yıllarında konur. Bununla birl

ÇOCUK VE ERGENLERDE DEPRESYON- BERRAK ÇAKIROĞLU

ÇOCUK VE ERGENLERDE DEPRESYON Brent Williams’ın karanlık bir ormana benzettiği, herkesin az çok hakkında bilgisinin olduğu, belki de deneyimlediği depresyon ile çok sık karşılaşılmakta ve yaygın görüşün aksine yalnızca yetişkinlerde görülmemektedir. Depresyon hırkalarına sarınmış pek çok çocuk bulunmakta fark edilip yardım almayı beklemektedirler. Depresyonun varlığını kabul edip; anlayışlı, tedavi edilmesi için istekli ve yapıcı olursak onu yeniden yapılandırarak çocuğun tekrar işlevsel olarak yaşamına devam etmesini sağlayabiliriz. Çocukları karanlık ormandaki yolculuğunuzda yalnız bırakmayın, yolculukta pek çok yeni şey deneyimleyecek bu deneyimler onlara biricik kazanımlar sağlayacak bu nedenle bu süreçte bir uzmanın ve ailesinin desteğine ihtiyacı olacak. Çocukların mutsuz ve yalnız hissettikleri karanlık orman yolcuklarında ormanın üzerine güneş ışınları mutlaka vuracak ve orman tekrar aydınlanacak. Çocuklardaki depresif durumu teorik olarak ilk defa Melanie Klein, 1934 yılında i

ENGEL SİZSİNİZ!- ROJDA ÇELİK

ENGEL SİZSİNİZ! Çevrenizde engelli birini gördüğünüz zaman nasıl davranırsınız? Göz ucuyla bakıp yolunuza devam mı edersiniz? Bir süre bakıp, acıyıp geçer misiniz? Uzunca bir süre bakışlarınızı alamayıp, yerinde ben olabilirdim, diye mi düşünürsünüz? Yoksa hiç birini yapmaz mısınız?  Herhangi bir engeli olmayan insanlar olarak, zihinsel veya bedensel engeli olanlara davranış seçeneklerimizin bile ne kadar çeşitli olduğunu fark ettiniz mi? Oysa onların tek bir seçeneği var; engellerine rağmen yaşamak.  Engeller çok çeşitli olmalarına karşın, ben bu yazıda özel olarak zihin geriliğinden bahsetmek istiyorum. Psikoloji camiasındaki adıyla mental retardasyon.  Gelişim dönemlerinde ortaya çıkan mental retardasyon, çevreye uyum ve davranışlardaki bozulma ile birlikte genel zihin fonksiyonlarının ortalamanın anlamlı derece altında olması şeklinde tanımlanabilir. Kısaca mental retardasyon; zihinsel yeteneklerin yetersiz gelişimidir (Okan ve Özdemir, 2005).  Mental retardasyon vakalarının toplum

BEBEK VE ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN BESLENME BOZUKLUKLARI- ZEHRA ŞENİZ GÜÇ

BEBEK VE ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN  BESLENME BOZUKLUKLARI Bebeklik döneminden okul çağına kadar hızlıca gelişen beslenme davranışı değişen koşullardaki iç dengenin aktif düzenlenmesi (homeostazis), ödül sistemi, çocuğun motor-duyusal ve emosyonel kapasitesi, içinde bulunduğu sosyal çevre, kültürel ögeler, anne-babanın bakım verme ve tutum becerileri gibi birçok değişkenin etkileşimi ile gelişmektedir. Ancak sağlıklı yeme davranışının gelişimi için önemli olan bu gibi biyolojik ve sosyal içeriklerde yaşanılan problemler, çocukluk döneminde bozuk yeme davranışlarının ortaya çıkmasında etkili olabilmektedir. Ayrıca çocuklarda beslenme sorunlarının sıklığına değinecek olduğumuzda -yapılan çalışmalar neticesinde- normal/sağlıklı gelişim gösteren çocuklara göre (%25-45) gelişimsel geriliği olan çocuklarda bu oranın daha fazla (%80) olduğunu söylemek mümkündür. Bunun yanında, yoğun tıbbi ve davranışçı tedavi gerektiren ciddi yeme bozuklukları da çocukların %3-10' unda görülebilmektedir. Besle

TÜRKİYE'DE KEKEMELİK VE SEBEPLERİ- NASİRA CANSEV BUKHARİ

TÜRKİYE'DE KEKEMELİK VE SEBEPLERİ Kekemeliğin tek ve kesin bir nedeni literatürde bulunmuyor. Nedenler arasında başta genetik, psikososyal stres, yetersiz özgüven, merkezi sinir sistemi bozuklukları ve ailenin ilk çocuğu olma gelir1. Yetişkinlerde genelde kafa travması sonrasında ortaya çıkar2. Çocuklukta 2-7 yaş arasında çoğunlukla erkeklerde görülür3. %39-86 oranla genetiktir; anne baba ve kardeşlerin %20 sinde kekemelik geçmişi görülmüştür4. Enbiyaoğlu (1976)’na göre kekeme çocukların yarısı ayrılık anksiyetesine yol açan olaylar yaşamış, örneğin; okula başlama, kardeşin doğması, anneden ayrılık ve ya ölümü. Aynı araştırmaya göre de %53’ünde aile ve hastaya göre kişi, çeşitli korkular yaşamıştır. Toplum içinde dalga geçilen bu durum genelde düşük özgüven izlenimi verir çünkü konuşma bir beceridir ve sosyal hayatta iyi konuşan insan yüksek özgüvenli bir kişilikle bağdaştırılır. Ancak çalışmalara göre de kekemelerde içe dönüklük, obsesyon ve sadistik eğilim de daha fazla görülmüşt