ÇOCUKLARDA TİK BOZUKLUKLARI
Tikler; ani, hızlı, tekrarlayıcı, aritmik ve basmakalıp hareketler veya seslerdir (DSM IV). Tik Bozukluğu (TB) ise; çocukluk döneminde ortaya çıkan, motor ve/veya vokal tiklerle karakterize, kronik bir nöropsikiyatrik bozukluktur (APA, 1994). Biçimsel bakımdan incelendiğinde tikler; göz kırpma, kaş-göz oynatma, omuz kımıldatma ve yanak oynatma gibi motor formlarda; öksürme, bağırma, boğaz temizleme ve burun çekme gibi vokal formlarda olabilir. Tikler, ayrıca konum, süre ve karmaşıklık gibi farklı parametreler dâhilinde de tasnif edilebilir.
Tik bozuklukları temel olarak üç ana başlık altında incelenir. Bunlar: Tourette Sendromu(TS), Kronik Tik Bozukluğu, Geçiçi Tik Bozukluğudur. Tourette Sendromu, 18 yaşından önce ortaya çıkan; en az iki motor ve en az bir vokal tikin bir arada bulunduğu bir tik bozukluğudur. Kronik Tik Bozukluğu, 12 aydan fazla süreyle devam eden motor ya da vokal tik/tiklerle karakterize bir tik bozukluğudur. Geçici Tik Bozukluğu ise, 12 aydan kısa sürmek şartıyla motor ya da vokal tik/tiklerle karakterize bir tik bozukluğudur.
Tik bozukluklarının yaygınlığı, yaşam boyu süresince TS’de %1, KTB’de %3 ve GTB’de %5’tir. Tik bozukluklarının epidemiyolojisi incelendiğinde göze çarpan husus, tik bozukluklarının erkeklerde kadınlara oranla 2-4 kat daha fazla tespit edilmesidir. Ayrıca, yukarıda belirtilen düşük oranların aksine çocukların yaşamlarının bir döneminde tik bozukluklarının görülme oranı, %4 ile %12 arasındadır.
Tik bozukluklarının temelinde yatan sebepler henüz tam olarak tespit edilememişse de belirli şartların Tik bozukluklarının ortaya çıkmasında rol oynadığı düşünülmektedir. Bu şartlar; genetik etmenler, çevresel etmenler ve nörolojik etmenlerdir. Genetik etmenler incelendiğinde; 1.dereceden akrabaların 10 ila 100 kat daha fazla tik bozukluğu geliştirmeye yatkın olduğu, bu kişilerin gen ve kromozomlarında inversiyonel ve delesyonel farklılıklara sahip olduğu (SLITRK1, IMMP2L, CNTNAP vb. gibi) saptanmıştır. Çevresel etmenler incelendiğinde; monozigotik bireyler üzerinde yapılan araştırmalarda çevresel stres faktörlerinin tikleri tetikleyebileceği, annenin doğum sürecinde yoğun kahve ve alkol tüketimiyle hastalık riskini arttırabileceği saptanmıştır. Nörolojik etmenler incelendiğinde ise; sinir sistemindeki belirli yolakların disfonksiyonu(Kortiko-striato-talamo-kortikal yolak) ve dopamin salınımı miktarının fazlalığının bu rahatsızlığa sebep olabileceği saptanmıştır.
Yapılan araştırmalarda elde edilen bulgulara göre, tik bozuklukları alt dallarından olan Tourette Sendromu(TS)’na sahip olan bireylerin %54,3’ü DEHB, %50’si OKB, %47’si Öğrenme Bozukluğu ile eş tanılıdır. Ayrıca bazı fizyolojik rahatsızlıkların da tik bozuklukları ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir.
Tik bozukluklarının tedavisinde genel olarak psikofarmokolojik müdahaleler, nörocerrahi müdahaleler (DBS, TMS gibi.) ve psikoterapötik müdahaleler (Tersine çevirme tekniği gibi.) uygulanır. Psikofarmokolojik müdahalelerin etkinliği tiklerin çeşitliliği, eş zamanlı kullanılan farklı tekniklerin etki oranı gibi sebeplerle pek belli değildir. Nörocerrahi müdahaleler, daha çok diğer tedavi tiplerine cevap vermeyen ve ağır vakalarda uygulanır. Psikoterapötik müdahaleler ise daha çok semptomlara farkındalık oluşturma ve yanıt değiştirimi temeline dayanan HRT çerçevesinde toplanır. Burada amaç, tikleri meydana getirecek etmenin fark edilmesi ve fark edilen etmenin farklı bir şekilde dışa yansıtılmasıdır.
Genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkan tik bozuklukları, çoğu zaman 5-6 yaşında başlayıp 10-12 yaşında şiddet bakımından zirve noktasına ulaşır. Tik bozukluklarının çocukluk dönemi hastalığı niteliğine sahip olması sebebiyle literatürde çocukluk ve tik bozuklukları ile alakalı bir sürü çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmaların oluşturulmasındaki temel husus, tik bozuklukları ve çocuk psikolojisinin etkileşimidir.
Tik bozuklukları, zihnin canlı ve aktif bir durumda olduğu çocukluk döneminde stresçil ve biyolojik faktörlere göre artış/azalış gösterebilir. Örneğin; bir müzik enstrümanının kullanımı, meditasyon ve yoga yapılması, sportif faaliyetlerde bulunulması tikleri geçici olarak hafifletebilir. Aynı zamanda tikler, kişinin içinde bulunduğu duruma(Yakının kaybedilmesi, okulda başarısızlık, terk edilme vb. gibi) bağlı olarak daha baskın bir hâle gelebilir. Ayrıca, kişinin biyolojik bakımdan değişme göstermesine bağlı olarak tamamen ortadan da kalkabilir.
Tik bozukluklarından muzdarip çocuklar, birçok noktada kendilerini yetersiz ve aşağılık görme eğilimindedir. Bu düşüncelerin oluşmasında ailelerin çocuklara karşı olan ilgisiz tavırları, akranların çocuklara karşı olan küçümseyici tavırları ve yakınların çocuklara karşı olan umursamaz tavırları önemli rol oynamaktadır. Örneğin, aileler, çocuğun tiklerini kontrol altına alabileceği yanılgısına kapılarak çocuğu tiklerini dışa vurmama ve bastırma konusunda zorlayabilirler. Bu baskı, çocuğun tiklerinin geçici olarak silikleşmesine yardımcı olsa da, ki bu yüzden tiklerin kontrol edilebilir olduğu da düşünülür, daha sonra patlayan bir volkan gibi artışına sebep olabilir. Burada yapılması gereken husus, ailelerin çocuklarına bu durumda yargılayıcı olmadan yardımcı olması ve çocuğun rahatsızlığının altında yatan sebeplerin tespit edilerek tedaviye başlanılmasıdır. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta, bu rahatsızlığın sadece ailevi etkenler sebebiyle değişiklik göstermeyeceğidir. Akranlar ve yakın çevrenin de çocuk üzerinde önemli ölçüde etkisinin olduğu unutulmamalıdır.
“Tik bozukluğu, bir kişinin yaşadığı ama birden çok kişinin yaşattığı bir rahatsızlıktır.”
Teşekkürler,
Hüseyin Güzey
Hüseyin Güzey
Kaynakça:
Dr. Gök, A. (2019). TİK BOZUKLUKLARI. 14 Ekim 2020 tarihinde https://www.aligok.com.tr/tik-bozukluklari/ adresinden erişildi.
Çıray, R. O. ve Mutlu, C. (2019). ÇOCUKLUK ÇAĞINDAKİ TİK BOZUKLUKLARI. İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Tıp Dergisi (İKSSTD), 11(Ek Sayı), 47-55.
Kızılyel, N. (2005). TOURETTE VE KRONİK TİK BOZUKLUĞU GÖRÜLEN ÇOCUKLARIN AİLE PROFİLLERİ VE AİLE İÇİ TUTUMLARIN TİKLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ. ( Yayımlanmış yüksek lisans tezi). İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Dr. Gök, A. (2019). TİK BOZUKLUKLARI. 14 Ekim 2020 tarihinde https://www.aligok.com.tr/tik-bozukluklari/ adresinden erişildi.
Çıray, R. O. ve Mutlu, C. (2019). ÇOCUKLUK ÇAĞINDAKİ TİK BOZUKLUKLARI. İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Tıp Dergisi (İKSSTD), 11(Ek Sayı), 47-55.
Kızılyel, N. (2005). TOURETTE VE KRONİK TİK BOZUKLUĞU GÖRÜLEN ÇOCUKLARIN AİLE PROFİLLERİ VE AİLE İÇİ TUTUMLARIN TİKLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ. ( Yayımlanmış yüksek lisans tezi). İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Yorumlar
Yorum Gönder