TÜRKİYE'DE KEKEMELİK VE SEBEPLERİ
Kekemeliğin tek ve kesin bir nedeni literatürde bulunmuyor. Nedenler arasında başta genetik, psikososyal stres, yetersiz özgüven, merkezi sinir sistemi bozuklukları ve ailenin ilk çocuğu olma gelir1. Yetişkinlerde genelde kafa travması sonrasında ortaya çıkar2. Çocuklukta 2-7 yaş arasında çoğunlukla erkeklerde görülür3. %39-86 oranla genetiktir; anne baba ve kardeşlerin %20 sinde kekemelik geçmişi görülmüştür4. Enbiyaoğlu (1976)’na göre kekeme çocukların yarısı ayrılık anksiyetesine yol açan olaylar yaşamış, örneğin; okula başlama, kardeşin doğması, anneden ayrılık ve ya ölümü. Aynı araştırmaya göre de %53’ünde aile ve hastaya göre kişi, çeşitli korkular yaşamıştır. Toplum içinde dalga geçilen bu durum genelde düşük özgüven izlenimi verir çünkü konuşma bir beceridir ve sosyal hayatta iyi konuşan insan yüksek özgüvenli bir kişilikle bağdaştırılır. Ancak çalışmalara göre de kekemelerde içe dönüklük, obsesyon ve sadistik eğilim de daha fazla görülmüştür5.Yurt dışında %53, Türkiye’de incelenen çocuklarda %58 oranla kekemelik başlangıcında psikososyal stres bulunmuştur bu yüzden ‘korkudan dilini yutma’ deyimi de burda yanlış kullanılmış olmaz6 (Verilen %58lik oran aslında diğer çalışmalarda daha yüksek çıkmıştır). Yani hem küçüklükte yaşanan özgüven eksikliği türevleri kekemeliği etkiler hem de kekeme olmanın sosyal sıkıntısı da. Rahat konuşamama yüzünden hissedilen engellenme duygusu, işinde ve kişiliğinde önemli sorunlar doğurabilir7
Yukarıda kekemeliğin başlangıcında ve sırasında görülen belirtilerin tablosu yer almaktadır.
Psikolojinin kayda değer yanı, bazen belli bir durumun yansımasının toplum tarafından algılanamıyor oluşudur. Bireysel sorunlar toplumsal sıkıntıların temsili olabilirken, anlayış eksikliği ile durumdan muzdarip olan hassas kişilerce daha şiddetli yaşanabilir. Yukardaki verilerden anlaşılacağı üzere genetiğin azımsanmayacak etkisi, genetiği paylaşan aile bireylerine ‘yatkınlık’ verir. Tablodaki stres etmenleri ülke geneli düşünüldüğünde az sayılabilir böylelikle stresörlere maruz kalmış yatkınlığı olan bireylerde kekemelik ortaya çıkar. Her rahatsızlıkta olduğu gibi bu bireyleri anlayışla karşılamalı ve sıkıntılarını arttıran bir etmen olmamalıyız.
Nörolojik olarak ele alındığında kekemelerde sol temporal ve frontal bölgede asimetrik kan akışı vardır8. Bu bölgeler Broca bölgesi olarak bilinir. Düşüncelerimizi sözcüğe çevirme ve bu bilgiyi motor kortekse iletmeyle görevlidir – ki bu da ağız haraketlerimizi oluşturur9. Çocuklarda beyninde motor merkezi olgunlaşmamış olanlar da tedaviye yön verir10.
Ancak tedavide ilacın rolü hala tartışılmakta ve bunu araştıran çalışmalarda iyileşen ve iyileşmeyen gruplar arasında ilaç kullanım farkı bulunmadı1.
Teşekkürler,
Nasira Cansev Bukhari
Referanslar:
(Avcı, 2002) -1 (Güray ve ark. 1986, Ezrati-Vinacour ve Levin 2001)-2 (Lawrence ve Barclay 1998, Kent 2000)-3 (Erol 1978, Rose 1976, Bishop 1994)-4 (Öztürk 1994, Feinberg ve ark. 2000)-5 (Yörükoğlu ve Akyıldız 1972)-6 (Rafuse 1994, McClean ve Runyan 2000)-7 (Pool ve ark. 1991, Forster ve Webster 2001).-8 healthline- what part of the brain controls speech-9 (Forster ve Webster 2001)-10
Yorumlar
Yorum Gönder