Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

PSITHOTH 28. SAYISINDA OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK VE İLİŞKİLİ BOZUKLUKLAR TEMASIYLA KARŞINIZDA!- BETÜL BEYZA GÜLTEKİN

PSITHOTH 28. SAYISINDA  "OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK  VE  İLİŞKİLİ BOZUKLUKLAR"  TEMASIYLA KARŞINIZDA! Adını mitoloji karakteri olan Thoth'tan alan Psithoth Sanal Dergimiz, 2020 ARALIK ayı 28. sayısına "OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK VE İLİŞKİLİ BOZUKLUKLAR" teması ile devam ediyor. Herkese PSITHOTH'lu keyifli okumalar! Betül Beyza Gültekin

BAŞKA BİR SAĞLIK DURUMUNA BAĞLI TAKINTI- ZORLANTI BOZUKLUĞU VE İLİŞKİLİ BOZUKLUK- ALİ AKBULUT

BAŞKA BİR SAĞLIK DURUMUNA BAĞLI TAKINTI- ZORLANTI BOZUKLUĞU  VE İLİŞKİLİ BOZUKLUK Obsesif kompulsif bozukluk belki de birçok insanın psikoloji alanında ilk defa araştırmalar, okumalar yapmasına neden olan bir başlık olmakla birlikte takıntısı olan ve bu durumlarda kendisini gerçekleştirmekten alıkoyamadığı bir dizi eylemde bulunan çoğu bireyin üzerinde düşündüğü nevrotik bir rahatsızlık. Peki nedir bu OKB? OKB ele alınırken öncelikle obsesyon (takıntı) ve kompulsiyon (zorlantı) kavramlarının anlaşılması gerekir. Obsesyon bireyin zihninde bireyin isteği dışında gelen düşünceler, fikirler ve dürtülerdir. Birey bu düşünce, fikir ve dürtüleri istese de zihninden çıkaramaz. Birey bu istem dışı düşüncelerin mantığa uygun olmadığının farkında olabilir ancak yapacak bir şeyi yoktur. Obsesyonlar bireyi yoğun bir strese, huzursuzluğa sürükleyebilir. Kuvvetli bir anksiyete hali olabilir. Kompulsiyon ise bireyin obsesyonlar sonucunda maruz kaldığı yoğun stres, huzursuzluk ve kaygıyı azaltmak için

İLACIN/MADDENİN YOL AÇTIĞI TAKINTI ZORLANTI BOZUKLUĞU- NİSA SIK

İLACIN/MADDENİN YOL AÇTIĞI TAKINTI ZORLANTI BOZUKLUĞU Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), obsesyon denilen inatçı ve tekrarlayan düşünce ve dürtülen yarattığı kaygıyı azaltmak için oluşan kompulsiyonların bireylerde aşırı zaman almasıyla yarattığı stresin oluşturduğu patolojidir  (Çil, 2017) . Kişiler, kaygılarını azaltmak için yaptıkları kompulsiyonlar aslında mantık dışı olduğunu bilseler dahi kendilerini bundan alıkoyamazlar. OKB’nin etiyolojisi Frud’dan beri araştırmacıların üzerinde çalıştıkları bir konudur. Teknolojinin hızla ilerlemesi, bilgi birikimlerinin artması dahi OKB’nin etiyolojisi tam olarak bize açıklayamamaktadır. Ülkemizde %5 oranında yaygınlık göstermektedir. Güncel epidemiyolojik çalışmalar OKB’nin en sık görülen dördüncü rahatsızlık olduğunu ortaya koymaktadır. Yine etjolojisini incelediğimizde genetik faktörlerin etkisinin olduğuna dair çalışmalar alanyazında mevcuttur. Birçok çalışma seratoninin de bozuklukta etkili olduğunu göstermektedir  (Reha Bayar, 2008) . Yi

TAKINTI ZORLANTI BOZUKLUĞU- EYLEM YILMAZEL

TAKINTI ZORLANTI   BOZUKLUĞU DSM 5’e göre Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif Kompulsif Bozukluk), takıntıların (obsesyonların), zorlantıların (kompulsiyonların) ya da her ikisinin birlikte var olması durumudur. Bir kişinin OKB tanısı alabilmesi için takıntı ya da zorlantıların kişinin günde bir saatten fazla zamanını alması, hayatında birçok yönden işlevselliğini düşürmesi gerekir. (Toplumsal, eğitim, iş vb.) Takıntı-zorlantı belirtileri, bir maddenin (kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç) ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz (DSM-5). Ayrıca DSM-5’e göre kişinin bu bozukluğa karşı içgörüsünün olup olmadığı, tanı anında ya da geçmişte tik bozukluğu tanısı alıp almadığı belirtilmelidir. OKB hastalarında %80’e varan oranlarda yineleyen majör depresyon gelişimi gözlenmektedir. Ayrıca başta panik bozukluk olmak üzere, yaygın anksiyete, sosyal ve özgül fobi ve travma sonrası stres bozukluğu da sık birliktelik gösteren hastalıklardandır. O

BEDEN ALGISI BOZUKLUĞU (BAB)- HÜSEYİN GÜZEY

BEDEN ALGISI BOZUKLUĞU  (BAB) Beden Algısı Bozukluğu (BAB), veya Beden Dismorfik Bozukluğu (BDB), kişinin hayalî veya önemsenmeyecek derecede küçük bir bedensel kusuru zihninde aşırı derecede abartılı bir hâle getirmesi ve davranışlarında bu kusuru takıntılı bir biçimde sergilemesi ile karakterize bir psikolojik bozukluktur. İlk olarak 1891’de E. Morselli tarafından “dismorfofobi” adıyla ifade edilen bu kavram 1980’de DSM-III’te “Somatoform Bozuklukları” grubunda dismorfofobi adı altında klinik bir rahatsızlık statüsüne alınmıştır. DSM-IV’de adı “Beden Dismorfik Bozukluğu” şeklinde değiştirilen bu rahatsızlık, DSM-5’te ise Somatoform Bozuklukları grubundan “Obsesif-Kompulsif ve İlişkili Bozukluklar” grubuna aktarılmıştır. BAB’ın yaygınlığı, ölçümlerin uygulandığı gruplara ve hatta ülkelere göre değişmekle beraber genel olarak %2 oranındadır. BAB’ın kadınlarda, bekâr veya boşanmışlarda, işsizlerde ve özellikle ergen veya genç yetişkinlerde görülme sıklığı daha fazladır (Kadınlarda görü

TRİKOTİLLOMANİ (SAÇ YOLMA BOZUKLUĞU)- MERVE CEREN ŞAFAK

TRİKOTİLLOMANİ  (SAÇ YOLMA BOZUKLUĞU) Beden imajı, kendimizi algılayış biçimimiz açısından önemlidir. Beden imajımız dış görünüşümüzü, onunla ilgili düşüncelerimizi ve duygularımızı kapsar (Fettahoğlu, 2014). Bizleri bir bütün olarak etkileyen bu imajın bir parçası da saçlardır. Saç fiziksel açıdan en hızlı değişimi sağlayan parçadır. Kolay şekillendirilir ve boyanabilir böylece kısa sürede etkili değişim elde edilir. Bu kadar hızlı ve etkili değişim sağlayan saçların, bazı bireylerde psikolojik bozukluk kaynağı olduğunu biliyor musunuz? Trikotillomani, saç yolma bozukluğu olarak bilinen bu bozukluk bedenimizde değişimlere neden olduğu gibi ruhsal anlamda da birçok zorluğu beraberinde taşımaktadır. ‘‘Trikotillomani kelimesi, Yunanca saç (trich), yolma (tillo) ve hastalık derecesinde dürtü (mania) kelimelerinin birleşiminden oluşur’’ (Konkan, Şenormancı, Sungur, 2011). Saç yolma bozukluğunun alt tipleri vardır; otomatik saç yolma ve odaklanarak saç yolma bu alt tiplerdir. Kişiler farkın

OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK TEK TİP DEĞİLDİR! -NASİRA CANSEV BUKHARİ

OBSESİF KOMPULSİF  BOZUKLUK  TEK TİP DEĞİLDİR! Obsesif kompulsif bozukluk denildiğinde toplum içinde akla gelen şemalar hemen hemen aynıdır. Aşırı titizlik, düzen takıntısı, yenmiş tırnaklar ve belki depresif belki de çok tertipli bir görünüş... Ancak klinik psikologların el kitabı olan DSM- 4'de geniş bir başlıkta yer alan, sonrasında DSM- 5 ile çeşitlenmiş olan bu konu başlığı aslında hiç tek tip değildir. Yine de ne başlıkta olursa olsun OKB’nin türlerinde hep bir takıntılı düşünce durumu vardır. Genelde de bu depresif durum kurtulunmak istenen düşüncelerden kaçamamaktan oluşan anksiyeteden gelir. Zaten yazımızın başlığı olacak istifleme de bu anlamda OKB’nin genel şemasından ayrılır. İstifçilerde kurtulmak istenen bir düşünce yoktur, aksine onlar tutundukları şeylerden – eşyalardan kurtulmak istemezler. Obsesif kompulsif bozukluğu olan insanlarda istifçilik görülmüşlüğü olmuştur. Ama her OKB’de istifçilik görülmediği için DSM- 5’de ayrı bir başlık olarak ayrılma gereği görülmüş

ÇOCUKLARDA OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK- BERRAK ÇAKIROĞLU

ÇOCUKLARDA  OBSESİF KOMPULSİF  BOZUKLUK Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) çocukluk çağında ağır bir şekilde seyreden psikolojik problemlerden biridir. Tekrarlayan ve bireyin hayatında belirgin sorunlara neden olan obsesyonlar ve kompulsiyonlarla karakterizedir (Öner ve Aysev, 2001). Çocukların yaşam kalitesini azaltmakta; aile, akademik ve sosyal hayatlarını olumsuz etkilemektedir (Flament, Whitaker, Rapoport, Davies, Berg, Kalikow, Sceery ve Shaffer, 1988). Günümüzde çocuklarda ve yetişkinlerde benzer semptomların olduğu aynı zamanda yetişkinlik dönemindeki OKB’nin belirtilerinin çoğunun çocukluk-ergenlik döneminde ortaya çıktığı bilinmektedir (Öner ve Aysev, 2001). Epidemiyolojik çalışmalara göre çocuklarda ve ergenlerde OKB görülme oranı %1 ile %3 arasındadır (Zohar, 1999). Yetişkinlerin üçte birinden fazlasında ise OKB semptomları 15 yaşından önce başlamaktadır. 5 yaşında başlayan olguların varlığı da görülmekle birlikte çocuklukta OKB başlangıcı 7 ile 12 yaş arasındadır (Öner ve

KUSURSUZLUK- ÖZDEN NUR KARPINAR

KUSURSUZLUK “Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacacak olmalı.” İhsan Oktay Anar Vaka örneği; “Bay A, 52 yaşında başarılı bir avukattır. Hafızasını kaybetme korkusu yaşamaktadır. 30 yaşında depresif bir atak geçirmiştir. Depresyon yedi seanslık EKT (Electro Convulsive Therapy) sonucunda başarılı bir şekilde tedavi edilmiştir. EKT ardından unutkanlık yaşadığını bildirmiştir. EKT, yaygın bilinen adı ile elektroşok günümüzde majör depresyon vakalarında, manik bozukluklar ve şizofreni tedavisinde kullanılır. Hastanın kafasına yerleştirilen elektrotlar ile beyne verilen elektroşoklardan oluşur demek en kısa tanımlaması olabilir. Başarılı bir sonuç gösterse de elbette yan etkileri mevcuttur. Bay A, 47 yaşına geldiğinde bir depresif atak daha geçirmiştir ve onu kaygılandıran depresyonun kendisi değil, yaşadığı unutkanlığın tekrardan yaşayacak olması olmuştur. Bay A, işe giderken bir gün yanından geçen birinin kıyafetini hatırlarsa kendince yaptığı hafıza testini ba

İSTİFÇİLİK: Nesnenin İnsanı Yok Edişi- ZEHRA ŞENİZ GÜÇ

İSTİFÇİLİK:  Nesnenin İnsanı Yok Edişi Yüz yılı aşkın süredir bilinen, Türk Dil Kurumu'nun (TDK) tanımladığı anlamı ile istifleme kavramı düzgün bir biçimde üst üste yığmak, stok etmek anlamlarına gelmektedir. Belirti olarak da bir gün işe yarayabileceği düşüncesiyle bazı nesnelerin biriktirilmesiyle başlarken ruhsal hastalık olarak ele alındığında, istifleme bozukluğunda değeri olmayan ya da çok az değeri bulunan aşırı miktarda nesne toplama, onları biriktirme ve elden çıkaramama söz konusudur. Bolman ve Katz (1966) insanlardaki bu patolojik aşırı toplama ve biriktirme davranışını ''kompulsif istifleme'' olarak tanımlarken; Clark, Mankikar ve Gray (1975) ''syllogomania (sillogomani)'' şeklinde adlandırmıştır (Aktaran Bulut, Özdel ve Kısa, 2015). Ayrıca istifleme, Amerikan Psikiyatri Birliği'nin Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı'nın 5. basımından (DSM-V) önce obsesif kompulsif bozukluğun (OKB) tanı ölçütleri arasında b

TAKINTILILAŞTIRAMADIKLARIMIZDAN MISINIZ?- ROJDA ÇELİK

TAKINTILILAŞTIRAMADIKLARIMIZDAN  MISINIZ? Eveeet, sevgili okurlarım. PSITHOTH olarak vermiş olduğumuz bir aylık aranın ardından tekrar sizlerleyim ve yepyeni bir yazı ile karşınızdayım. Bu yazım tüm takıntılılara ve takıntılı adaylarına gelsin. Sen nasıl psikoloji öğrencisisin? Takıntılı değil, obsesif kompulsif bozukluğu (OKB) olan birey diyeceksin, dediğinizi duyar gibiyim. Yalnız bunu ben de biliyorum. Başlıkla uyumlu bir giriş olsun diye şey ettim. Kendi kendine serzenişte bulunuyor. Deli midir nedir bu yazar, denilmeden konumuza döneyim en iyisi. Sürekli kuşkulanır mısınız? Sizi ve çevrenizi rahatsız edecek derecede yineleyici davranışlarınız var mı? Bu davranışları istemsiz olarak mı yapıyorsunuz? Bu sorulara cevabınız evet ise, geçmiş olsun. Büyük ihtimalle obsesif kompulsif bozukluğunuz var demektir. Endişelenmeyin, endişelenmeyin! Bu öyle tedavisi zor bir bozukluk değil. Erken tanı ve uygun tedavi ile birlikte kısa sürede atlatılacak bir bozukluk. Ama bu demek değil ki atlattı