Ana içeriğe atla

BEBEK VE ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN BESLENME BOZUKLUKLARI- ZEHRA ŞENİZ GÜÇ


BEBEK VE ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN

 BESLENME BOZUKLUKLARI



Bebeklik döneminden okul çağına kadar hızlıca gelişen beslenme davranışı değişen koşullardaki iç dengenin aktif düzenlenmesi (homeostazis), ödül sistemi, çocuğun motor-duyusal ve emosyonel kapasitesi, içinde bulunduğu sosyal çevre, kültürel ögeler, anne-babanın bakım verme ve tutum becerileri gibi birçok değişkenin etkileşimi ile gelişmektedir. Ancak sağlıklı yeme davranışının gelişimi için önemli olan bu gibi biyolojik ve sosyal içeriklerde yaşanılan problemler, çocukluk döneminde bozuk yeme davranışlarının ortaya çıkmasında etkili olabilmektedir. Ayrıca çocuklarda beslenme sorunlarının sıklığına değinecek olduğumuzda -yapılan çalışmalar neticesinde- normal/sağlıklı gelişim gösteren çocuklara göre (%25-45) gelişimsel geriliği olan çocuklarda bu oranın daha fazla (%80) olduğunu söylemek mümkündür. Bunun yanında, yoğun tıbbi ve davranışçı tedavi gerektiren ciddi yeme bozuklukları da çocukların %3-10' unda görülebilmektedir.

Beslenme bozukluklarının DSM (The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) kapsamındaki tarihine bakacak olduğumuzda ise, ilk kez 1994 yılında '' Bebeklerde ya da Küçük Çocuklarda Beslenme Bozukluğu '' adıyla tanısal sınıflandırma içinde yer aldığını söyleyebiliriz. Ancak zamanla bu bozukluk için kabul edilen DSM-IV tanı ölçütleri, ortaya çıkış nedenleri ve klinik belirtileri farklı olan çeşitli beslenme bozukluklarını belirlemede yetersiz kalmış, Chatoor ve arkadaşları tarafından (1997) da 6 ayrı başlıktan oluşan ve günümüzde de kullanılan tanı sınıflaması ortaya atılmıştır:

1) Anne-bebek ilişkisindeki sorunların yansıması:
Annede ciddi psikiyatrik hastalık veya yeme bozukluğu varlığında, annenin ölümü sonrasında görülebilir.

2) Travma sonrası beslenme bozukluğu: Ağız, yutak veya yemek borusunu etkileyen travmatik bir olay (cerrahi işlem veya solunum yoluna gıda kaçması gibi) sonrası gelişir. Beslenme sırasında korku tipiktir. Özel olarak yutma ve boğulma korkusu görülebilir.

3) Duyusal nedenlere bağlı yeme reddi:
Belirli tat, koku, görünüm ya da kıvamdaki besinlere karşıdır. Bu çocuklarda yeni gıdalara karşı reddedici tutum ve yemek seçme davranışı da sık görülür.

4) Bebeklik anoreksisi:
Yemek yemeye karşı direnç, bakım verenle ciddi bir zıtlaşma ve dikkat dağıtıcı eylemler ile karakterizedir.

5) Eşlik eden tıbbi durum:
Reflü, kalp veya akciğer hastalıkları vb. ile ilişkili beslenme bozukluğu.

6) Organik büyüme gelişme geriliği:
Büyümeyi etkileyen hormonların direkt etkilenmesi veya genetik sebeplerle oluşan gelişme geriliği.



Son çıkan tanı kitabında (DSM-V) ismi geçen bebek ve çocuklarda görülen beslenme bozuklukları ise ruminasyon (geri çıkarma), pika ve kaçıngan-kısıtlı yiyecek alımı bozukluğudur.

Ruminasyon


** Herhangi bir tıbbi rahatsızlığı bulunmaksızın mide içeriğinin tekrarlayıcı ve isteyerek ağza getirilmesi, yeniden çiğnenmesidir.

** Sağlıklı bebeklerde 3-12 ay arasında, MR (mental retardasyon) olan bebeklerde herhangi bir yaşta çıkabilir.

** Erkeklerde kızlara göre daha sık görülmektedir.

** Uygunsuz psikosoyal çevre önemli bir etkendir

** Çocuğun hayatındaki ani değişiklikler, örneğin boşanma, ev, okul değişimi vb. sebepler bu rahatsızlığa sebep olabilir.

** Bildirilen ölüm oranları %25 tir.


Pika


** Besin özelliği taşımayan maddelerin ısrarla yenmesidir.

** Sağlıklı bebeklerde 12-24 aylarda görülebilir.

** Erkeklerde kızlara göre daha sık görülmektedir.

** Anemi, ishal, kabızlık, bezoar, demir ve çinko eksikliği gibi çeşitli tıbbi durumlara yol açabilmektedir.

** MR bireylerde genel topluma göre daha sık görülmektedir.

** Otizm, şizofreni ve ailede pika öyküsünün bulunması muhtemel risk faktörlerindendir.

Kaçıngan/Kısıtlı Yiyecek Alımı Bozukluğu

** Belirgin bir beslenme eksikliği ile sonuçlanan büyümenin durması

** Nazogastrik sonda ile beslenme

** İşlevselliğin düşmesi



Okuyucuya Not


Bahsedilen bozukluklar hakkında çok kapsamlı bilgi verilmemiş olup, bu bozukluklardan başka DSM' de yer almayan pot-travmatik yeme bozukluğu, aşırı besleme, seçici gıda reddi, bebek obezitesi ve bebeklik anoreksisi isimli bebeklik/çocukluk dönemi beslenme bozuklukları da bulunmaktadır. Daha detaylı bilgilere literatürden ulaşabilmeniz mümkündür.


Teşekkürler,

Zehra Şeniz Güç


Kaynaklar

• Erbay, L. G., & Seçkin, Y. (2016). Yeme bozuklukları. Güncel Gastroenteroloji Dergisi, 20(4), 473-477

• Kurt, E., & Örün, E. (2015). Yeme bozukluğu olan çocuğa yaklaşım.

• Toker, D. E., & Hocaoğlu, Ç. (2009). Yeme bozuklukları ve aile yapısı: Bir gözden geçirme. Düşünen Adam, 22(1-4), 36-42.

• Turgay, A. (1974). Çocuklarda Beslenme Alışkanlıklarının Gelişmesi ve Beslenme Sorunları. Beslenme ve Diyet Dergisi, 3(3), 166-176.

• YILMAZ, H., & Nilüfer, T. E. K. (2014). Bebek beslenmesinde kültürel farklılıklar ve bebek sağlığı üzerine etkileri. Güncel Pediatri, 12(3), 165-171.










Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik