Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

PSİTHOTH 13. SAYISI "PSİKOLOJİ VE SANAT" TEMASIYLA YAYINDA!- SEDA ULUDAĞ

PSİTHOTH 13. SAYISI "PSİKOLOJİ VE SANAT" TEMASIYLA YAYINDA!- SEDA ULUDAĞ Adını bir mitoloji karakteri olan Thoth'tan alan Psithoth Sanal Dergimiz, 2019 Temmuz sayısına  "SANAT VE PSİKOLOJİ"teması ile devam ediyor. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde okuyan psikoloji öğrencilerinin birleşerek yazı hayatlarına katkı sağladıkları bu sanal platform, arka planda birçok emeği barındırıyor. Beklenen Temmuz sayımız için "SANAT VE PSİKOLOJİ" temasıyla karşınızdayız. Yaz mevsiminin gelmesiyle beraber iç huzurumuzu bulduğumuz bugünlerde, hepinize PSİTHOTH'LU keyifli okumalar diliyorum. -PÖMYAP Yazı İşleri Koordinatörü ve PSİTHOTH Editörü SEDA ULUDAĞ-

OEDİPUS VE HÜSRAN KAVRAMI ÜZERİNDEN SHAKESPEARE'İN HAMLET'İ- KÜRŞAT KEŞAN

OEDİPUS VE HÜSRAN KAVRAMI ÜZERİNDEN SHAKESPEARE'İN HAMLET'İ Tragedyalar arzularını elde edemeyenlerin hikayeleridir (Phillips 2018). Neredeyse tüm tragedyaların girişinde karakterlerin ağzından olaya hakim, iddialı sözler duyarız daha sonra ise kimileri sözlerinin doğruluğunu kanıtlar kimileri hüsrana uğrar. Hüsrana çoktan uğramış bir noktadan başlayan bir karakter ya da iddialı sözlerinin sonunda trajik bir yıkım yaşayan karakterler vardır tragedyalarda. Tragedya kelimesinin kökenine baktığımızda ise Yunanca, ‘Tragoidia’ dan geldiğini görürüz. Tragos (keçi) ve Oidie (türkü) sözcüklerinin birleşiminden oluşur bu kelime.Tragedyalarda kahramanların arzuladıkları şeyler tahrip edici etkilere sahip olduğundan bu durum ya kendileri ya da düşmanları için yıkıcı olur (Phillips 2018). W.Shakespeare’in Hamlet isimli tragedyasında bu yıkımın kahraman ve düşmanlara her ikisine de etkileri gözlemlenir. Eser Kral Hamlet’in, kardeşi Claudius tarafından öldürülmesi ve Claudius’un ka

RESİMLERİ GIMILDATAN ADAM: AHMET ULUÇAY- RABİA ARI

RESİMLERİ GIMILTADAN ADAM: AHMET ULUÇAY ‘’İçimde büyüttüğüm, beslediğim, yaşattığım hiçbir şey dış hayatla örtüşmüyor. İçimde başka bir iklimde yaşayıp durmanın hüznünü sürekli duyup duracağım." Böyle söylüyor Ahmet Uluçay... Bu örtüşmeyen şey’in peşinde bir ömür kendini arıyor ve yapabilirliğini hissettiği andan itibaren bu özelliğini sanatsal olana yönlendiriyor. İnsan hiç kuşkusuz hayatta kalabilmek için, doğanın sınırlayıcı ve belirleyici baskısının altında yaratıcılığını doğayla başa çıkma yöntemleri üzerine kurar. Bu hayat kurmacası içinde kendinin sınırlayıcı baskıcılığı karşısında yaptığı yegane şey ise: Sanat... Sanat insanın yaratıcılığını kullandığı, kendini yeniden inşa etmek ve bir ömür yaptığı yaşam yolculuğunda var olma çabasıdır. Bu var olma çabası içinde kendini gerçekleştirme arzusu ile sınırlarını aşma motivasyonu vardır. ‘’Bireyin yaşamının amacı kendi tedavisidir yani kendi eksikliklerini tamamlamak,çatışmaları çözümlemek ve zedelenmişliklerinin ıstırabını

RAY CHARLES VE BLUES- ONUR TUNÇ YILDIZ

RAY CHARLES VE BLUES Mutluluk arayışına ve stres atmaya dair eylemler, müziğin çatısı altında toplanabilir. Bu yönde tercih edilen müzik tarzları, her insanın kişilik özelliklerine göre farklılık gösterir. Kültürel ve sosyoekonomik geçmiş, birey üzerinde karakteristik gelişimin temel yapı taşları olduklarından dolayı müzik seçimlerinde büyük bir role sahiptirler. Aynı şekilde etnik yapı, değer yargıları ve gelenekler de müzik seçimlerinde öne çıkan önemli unsurlardır. Bu doktrinler üzerinden bakıldığında, ülkeden ülkeye farklılaşan müzik tarzlarının sebeplerini daha net anlamış oluruz. Örneğin; Amerikan kültüründe blues müziği, zamanında Amerika’daki yerli siyahilerin sıkıntılarını ifade etmek ve duygularını açığa çıkarmak için oluşturduğu bir müzik tarzıdır. Bunun peşi sıra oluşan jazz müziği, blues müziğine benzer olup daha çok burjuva kesimine hitap etmiştir. Jazz müziğinde blues’a oranla enstrüman daha ön plandadır. Bunun yanı sıra, jazz batı dünyasının etkisi ile kentsel,

DAVID HELFGOTT- ÖZDEN NUR KARPINAR

DAVID HELFGOTT “Aklın dengesi bozulmuşsa, yüce müzikten etkili çare daha huzur verici bir ilaç yoktur.” (Shakespeare W., Fırtına, Beşinci Perde) Sanat nedir? Kesinlik içeren cevapları literatür de açıklanmış olabilir. Gayet doğru açıklamalardır bunlar fikir verir, netlik kazandırır, bir kavramın tanımını zihnimiz de yer bulmasını sağlarız. Lakin sanat özneldir. Dünyayı anlamayı, anlatmayı hedefler ve en önemlisi duygularımızın parçasıdır. Bireye özgüdür ve sanatçının ardından hala o bireye özgü kalacaktır. Sanatçının iç dünyasını anlarız böylece… Bu kavramı açıklayan en iyi tanımlamalardan birsi belki de Tolstoy’un da aktardığı gibi "Sıkıntı sürecinde olgunlaşan, düşünceyle yoğunlaşan, emekle hazırlanan ve en iyiyi vermeyi amaçlayan faaliyettir"(Alıntılayan; Akdoğan B. Aktaran; Tolstoy L. N. Sanat Nedir?) Kimi sanatçı bunu güzel bir senfoni ile taçlandırır kimi ise güzel bir tablo yapar bazıları ise yazar… Dünyayı yazar, kendini yazar ve biz bireyler de bu san

MONTAIGNE Mİ DENEMELER'İ DENEMELER Mİ MONTAIGNE'İ YARATTI?- BETÜL BEYZA GÜLTEKİN

MONTAIGNE Mİ DENEMELER’İ  DENEMELER Mİ MONTAIGNE’İ YARATTI? ÇOCUKLUK YILLARINA DAİR İLGİNÇ GELİŞMELER 1500’lü yılların Fransa’sında Montaigne Şatosu’ndan çıkan soylu bir bebek küçük bir köyde yoksul bir ailenin yanında yıllarını geçirmek üzere yola çıkartıldı. Babası Pierre Eyquem için zorlu yaşam koşullarına ayak uydurmayı becerebilen, azla yetinebilmesini bilen, üst sınıf ayrıcalıklarını tatmadan alt sınıfı hor görmeyen bir evlat yetiştirmesinin ilk planıydı. Söz Özgürlüğü üzerine yazdığı yazıda yer verdiği cümle :”Yüksek mevkilerde sağduyuya az rastlanır.” Alman bir hoca tutuldu, yanına iki tane yardımcı verildi, artık Montaigne Şatosu’nda Michel ile Latince dışında bir dilde konuşmak yasaktı. Michel de Montaigne ile iletişim kurmanın tek yolu hocalardan söyleyeceklerinin Latincesini öğrenmekti. 6 yaşında ana dili Fransızcayı bilmezken Latinceyi oyun oynar gibi öğrenerek akıcı bir şekilde konuşuyordu. O kadarki heyecanlandığında ya da korktuğunda ağzından Latinc

VAN GOGH'UN MENTAL ÖYKÜSÜ- ZEYNEP ŞEVVAL BÜYÜKİZGİ

Van Gogh’un Mental Öyküsü Birçoğumuz Van Gogh’un son zamanlara popülerliğini artıran sanatına, ve yaşam öyküsüne aşinayızdır. Bununla birlikte, bir yerlerden Van Gogh’un mental problemler yaşadığı kulağımıza çalınmıştır. Van Gogh, 1853 yılında doğmuş popüler bir ressam olmasının yanı sıra, psikolojik açıdan stabil olmayan bir insandı. Carota ve arkadaşlarının (2005) belirttiği üzere, geçtiğimiz yüzyılda Van Gogh’a yaklaşık 30 adet teşhiş konulmuştur. Bu teşhisler medikal kanıtlarla konulmamış olsa da sonuçlar, ressamın çizimlerine ve biyolojik bilgilerine bakılarak elde edilmiştir. Bu sonuçların yanı sıra DSM-IV kriterlerine göre değerlendirilecek olursa, Van Gogh’un bipolar bozukluk hastası olması kuvvetle muhtemeldir. (s.121) Ayrıca, Van Gogh’un öyküsünde bazı şizofreni semptomları da gözlemlenmiştir. Ancak bu semptomların ressamın bipolar bozukluğu hastalığıyla ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Bipolar Bozukluk, diğer ismiyle İki Uçlu Duygudurum Bozukluğu, mani ve depresyon

İNSANIN SANATI- DİDEM AKKAYA

İnsanın Sanatı  İnsanlar olarak var olduğumuzdan beri kendimizi anlatmaya ve çevreyi anlamaya çalışmışız. Buna örnek olarak taş devrinde yaşayan insanların mağara duvarlarına çizdiği resimleri düşünebiliriz. Daha sonrasında yazının ve dilin icadı ile birlikte iletişimde çok farklı bir yere gelmişiz. Peki biz insanlara kendimizi anlatmak için konuşmak yetti mi? Tabi ki hayır. Duygularımızı ifade etmek için sanat yapmaya başlamışız. Hislerimizi notalara, tuvale, kağıda ve şiire dökmüşüz. Sanırım sanat bizi hem günlük yaşantımızın monotonluğundan kurtararak özgürleştirmiş hem de hayata bir anlam katmamızı kolaylaştırmıştır. Ortaya çıkan eser sanatçının ruh halini de yansıtır. Aynı zamanda arınma, boşalma anlamına gelen katarsise de neden olabilir. Bu sebeple sanat yapmak sanatçı için sağaltıcı bir etki de gösterir. Sanatçının içinde bastırdığı negatif duygu, düşünce ve yaşantısının katartik etki ile dışavurumunu gerçekleştirir. Mesela suskun deniz, huzursuz güneş ya da ağlayan dağla