İnsanın Sanatı
İnsanlar olarak var olduğumuzdan beri kendimizi anlatmaya ve çevreyi anlamaya çalışmışız. Buna örnek olarak taş devrinde yaşayan insanların mağara duvarlarına çizdiği resimleri düşünebiliriz. Daha sonrasında yazının ve dilin icadı ile birlikte iletişimde çok farklı bir yere gelmişiz. Peki biz insanlara kendimizi anlatmak için konuşmak yetti mi? Tabi ki hayır. Duygularımızı ifade etmek için sanat yapmaya başlamışız. Hislerimizi notalara, tuvale, kağıda ve şiire dökmüşüz. Sanırım sanat bizi hem günlük yaşantımızın monotonluğundan kurtararak özgürleştirmiş hem de hayata bir anlam katmamızı kolaylaştırmıştır. Ortaya çıkan eser sanatçının ruh halini de yansıtır. Aynı zamanda arınma, boşalma anlamına gelen katarsise de neden olabilir. Bu sebeple sanat yapmak sanatçı için sağaltıcı bir etki de gösterir. Sanatçının içinde bastırdığı negatif duygu, düşünce ve yaşantısının katartik etki ile dışavurumunu gerçekleştirir. Mesela suskun deniz, huzursuz güneş ya da ağlayan dağlar deriz. Örneklere yüklediğimiz bu nitelikler aslında insan ruhuna ait olan niteliklerdir. Biz kendi duygularımızı, onlar buna sahipmişçesine yükleriz ve bunlarda kendi ruh hallerimizi yaşarız. Belki de bu içimizde yokluğunu hissettiğimiz şeyleri tamamlamak ve doyum sağlamak içindir. Buraya kadar yazımda araştırdığım makalelerin öğrendiğim bilgileri veriyor gibi oldum. Aslında konu sanat iken yazmak istediğim şeyler okuduğum bilgiler değil, sanatın neler hissettirdiği ve bence ne kadar mucizevi olduğudur. Her şeyi bırakıp kulaklığımı taktığımda ve sevdiğim müziği açtığımda o hisler ne güzeldir. Müziğin ruhuma yayıldığını hissederim. Dünyada deneyimleyemeyeceğim her şeyi o müzikte yaşarım. Ya da bir resme benim için bakmak çok tuhaftır. Resme bakakalırım. Ressamın hisleri nedir acaba o resmi yaparken ve kim bilir benim hissettiklerim ne kadar farklıdır onunkinden; ama bence sanatın mucizesi buradadır. Dünyada bundan daha evrensel bir dil var mıdır? Ne kadar farklı kültürden, milletten, dilden insanla bir araya gelirsek gelelim sanat bizi birleştirir, bütünleştirir. Sanat barıştır, güzelliktir. Herkesin bunu hissedebilmesi ve hislerini dile getirebilmesi umuduyla... Fikrimce böyle olursa dünyada ne anlaşmazlık kalır ne nefret. Son olarak ise sevdiğim bir şiiri paylaşmak isterim.
Teşekkürler.
Didem AKKAYA
Her Şey Sende Gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...
Can Yücel
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...
Can Yücel
Çok güzel olmuş ellerine sağlık
YanıtlaSil