Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

PSİTHOTH 7. Sayısı " DUYGULAR" Temasıyla Yayında!

PSİTHOTH 7. Sayısı " DUYGULAR" Temasıyla Yayında! Adını bir mitoloji karakteri olan Thoth'tan alan Psithoth Sanal Dergimiz 2018 Ekim sayısına  "DUYGULAR"  teması ile devam ediyor. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde okuyan psikoloji öğrencilerinin birleşerek yazı hayatlarına katkı sağladıkları bu sanal platform, arka planda birçok emeği barındırıyor. PSİTHOTH Yazı Ekibi olarak bu Ekim ayında "DUYGULAR"ımız üzerine yazalım dedik. Hafiften mevsimin döndüğü şu günlerde ne güzel olurdu çayımızı kahvemizi alıp kendimiz hakkında, belki de bizi biz yapan şeyler hakkında düşünmemiz... O halde hadi toplaşın! Biraz düşünmek vakti. Hepinize saygı ve selamlar. Daha çok yazıda görüşmek dileğiyle... PSİTHOTH EDİTÖRÜ Umut Doğan BİLİCİ

DUYGULARIMIZ- Zeynep Şevval BÜYÜKİZGİ

DUYGULARIMIZ Bir ölüm haberi aldığımızda, tuttuğumuz futbol takımı gol attığında, sevdiğimiz insanın gözlerine baktığımızda, sınavımız kötü geçtiğinde ve aklınıza gelebilecek her durumda duygularımız devreye girer. Biz insanlar hayatı duygularla deneyimleriz ve bu yaratılışımızın bir mucizesidir. Anılarımız duygularımızla anlam kazanır ve belki de hayatımızın yönünü büyük oranda duygularımız belirler. Peki; nedir bu duygu kavramı ve nasıl ortaya çıkar? Goleman’a (1996) göre “Duygu bir his ve bu hisse özgü belirli düşünceler, psikolojik ve biyolojik haller ve bir dizi hareket eğilimidir” (alıntılayan Tuğrul, 1999) . Bir durumla karşılaştığımızda öncelikle vücudumuzda kalp atışlarında değişim, terleme, mide bulantısı, nefes alış-veriş durumunda değişim gibi birtakım fizyolojik değişimler başlar ve bu değişimler sonucunda beynimizde bilişsel bir yorumlama gerçekleşir. Vücudumuzdaki bu işlemlerden sonra da “duygu” dediğimiz kavram ortaya çıkar. Örneğin pis bir ortamdan

Duygudurum Bozukluğu: Bipolar ve Beyin İlişkisi - Berda Tuğyan BARLAK

Duygudurum Bozukluğu: Bipolar ve Beyin İlişkisi  Bipolar bozukluk yani daha eski ismiyle manik depresif hastalık bir duygudurum bozukluğudur. Kişi; duygudurumunda belirli dönemlerde aşırı yükselmeler (mani) yaşarken, belli dönemlerde ise çöküşler (depresyon) yaşar. Yani hastada iki uç duygu durumu mevcut olduğu için kişi mani döneminde aşırı enerjik, mutlu olabilirken; depresif döneminde de mutsuz ve halsiz hissedebilmektedir. Toplumda yaşam boyu görülme sıklığı yaklaşık olarak %1-2 oranında olup yani dünyada her 50 kişiden birini etkileyen, nispeten sık görülen bir bozukluktur.  Beyin ve bipolar çizgisi üzerinden yapılan çalışmalar bipolar bozukluğun kimyasal iletimde ve beynin işleyişinde yol açtığı değişikler çeşitli araştırma ve çalışma yöntemleriyle saptanmaya çalışılmaktadır. Bipolar bozukluğu olan hastalarda anterior yönelimli frontolimbik ağlarda meydana gelen disfonksiyonduygudurum bozukluğunu meydana getirebilmektedir. Beyindeki kan akışı incelenerek

Kendi Duygularımızı Anlamlandırmak Ve Depresyon- Kürşat KEŞAN

Kendi Duygularımızı Anlamlandırmak Ve Depresyon Duygular, tüm hayatımız boyunca maruz kaldığımız uyaranların fizyolojimiz , biyolojimiz üzerinden bizi derinden etkilemesi üzerine hissettiğimiz ve aynı zamanda insanı diğer canlılardan ayıran en temel yetkinliklerinden biridir. Çünkü insan uyarılma sonucu hissettiği duyguyu dile getirerek bir başka bireyin duygularının uyaranı da olabilme yetkinliğine sahiptir. Ancak duygularını kontrol edebilmekte başarılı olduğunu söylemek güç. Duyguların gündelik yaşama olan etkilerini düşündüğümüzde sık duygu durum değişikliği yaşama , travmatik deneyime ait yaşamın herhangi bir noktasında ipucu algılamanın duygulara etkisi ve daha bir çok durum insanın , duygu durumunu etkilemektedir. Depresif bozukluk ise hayat kalitesini önemli ölçüde etkileyen ve yaygın görülen bir sağlık sorunudur. Depresyonu etkileyen nedenlere bakmadan önce toplumda depresyona yönelik algıya bakmak bizi nedenlerine götürebiliyor. Toplum içerisinde depresyonun özellikle so

DUYGU, KOŞ! YETİLERİM KAYBOLDU - Barış ESER

DUYGU, KOŞ! YETİLERİM KAYBOLDU Beğenmediğimiz, hoşlanmadığımız; kimi zaman eleştirip yerden yere vurduğumuz şeyler hakkında neden olumsuz yargılar üretiriz? Bunun kaynağı olarak genellikle ve ısrarla dünya görüşlerimizin farklılığını öne süreriz. ‘’Farklı dünyaların insanlarıyız’’ algısıyla ilişkilerimizde yaralar açarken, kimi zaman da önyargılarımıza sarılıp ‘’ben bununla anlaşamam, yaşamlarımız farklı’’ mottosuyla duvar çekebiliriz. Karşımızdaki insana hissettiğimiz duyguyu da bu sebeplere yorarak çoğu zaman işin içinden sıyrılıp günlük yaşamımıza devam ederiz. Peki, insanlara karşı hissettiğimiz duygular, eksikliğini hissettiğimiz fiziksel ve ruhsal özelliklerimizden etkilenmez mi?  Özelliklerimizi bilincimiz dahiline almak için kendimizle barışmanın yetersiz kaldığını; kendimizle barıştıktan sonra ona uyum sağlamanın da barışmak kadar kilit bir nokta olduğunu vurgulamalıyız. Uyum bizi bize, daha sonra da insanlara alıştırır. Barışmanın ve uyumun birlikte get

BENİN HİKAYESİ- Ahmet Deniz DÜNDAR

BENİN HİKAYESİ Aslında bütün her şey maceramızı görmekten geçiyor. Mücadelemizi, duygularımızı şekillendiren bir maceradan bahsediyorum.  Başlamadan önce söylemek istiyorum: Bu macera kendisini görmeyi ister hakikati ister.  Görmekten bahsettim.  En zor olan şey aslında fakat zor olanı görebilmek, gerçeği fark edip üstüne gitmek. İşte bu en zor olan şey çünkü gerçekler zayıf insanların kamçısıdır.  Gerçekleri görebilmek cesaret ister peki onlarla yüzleşebilmek?  İşte bunun için de yürek ister. Yüreğinizi hissetmelisiniz ona güvenmelisiniz. Doğru yolda ilerlemek ancak aklın rehberliğinde, duygularınızın adımlarıyla gerçekleşir.  Kendinize ve hislerinize güvenmelisiniz. Neden mi?  Tehlikeli bir devirde yaşıyoruz. Önümüz yıldızlardan yoksun, kömürden bulutlarla kaplı.  Şafağa ulaşmamız gerekiyor. Böylesine zor bir şeyi yapmak içinse bir olmamız gerekiyor. Bir fener sadece bulutun bir parçasını dağıtırken fenerlerden oluşan bir güneş, bütün bulutlar

DUYGULAR ve DEPRESYON- Seda Uludağ

DUYGULAR VE DEPRESYON Psithoth’un yeni sayısında sizlerle yeniden buluşuyor olmanın benim için ne kadar değerli olduğunu sizlerle paylaşmazsam olmazdı. Umarım bu yazımda bir nebze olsun duygularınıza hitap ederek sizlere ruh sağlığıyla ilgili farkındalık kazandırabilirim. Duygular; insan beyninin karmaşık süreçleriyle beraber şekillenen, yaşanan olay ve durumlar sonucunda vücutta veya ruhta beliren hislerdir. Duygular; algılarımız, şemalarımız ve nihayetinde düşüncelerimize göre şekil alırlar. Bu süreçte bilişsel aktivite fazlasıyla aktivasyon gösterir. Duygularımız düşüncelerimizin, davranışlarımız ise her ikisinin yansımasıdır. Herhangi bir kaygı, üzüntü, korku veya kızgınlık gibi durumları yaşadığımız esnada zihnimiz olumsuz düşünceler üretmeye başlar. Örneğin; bir işi yapmak isteyip yapamadığınızda, beyniniz genelleme yaparak “zaten hiçbir işi yapamıyorum” düşüncesini üretirse olumsuz düşünce şemaları çoğalmaya ve sizi esir almaya başlar. Bu düşünceler

BU ŞİİRDEN SONRA- Ali Hayran Kilislioğlu

BU ŞİİRDEN SONRA Yazı yazmak gibi şiir de yazmak bana oldukça iyi gelen bir uğraş. Bu alanda yeterli düzeydeyim asla diyemeyeceğim; ancak şiir yazdığım zamanlarda kendimi çok iyi hissediyorum. Bu ayki konu duygular. Aslında bu konuyla ilgili yazmak istediğim birkaç şey vardı; ancak daha önceki yayınlarda da şiir paylaşmayı çok istiyordum ve duygular temasının bunun için iyi bir fırsat olabileceğini düşündüm Şiirde kendi teması aslında aşk üzerine ve sevgilinin korku duygusu üzerinde durulmuş. Ve aslında asıl anlatılmak istenen aşk duygusunun çok güzel bir duygu olduğunu; ancak ilişki içerisinde de kötü zamanlar geçireceğine dair işaretler veriyor. Tamamen gerçekçi bir ilişki anlatımıyla sevgiliyi kendine çekme gayesi taşıyor. Ancak sevgili bu duyguları yaşamaktan çok korkuyor. Daha doğrusu bu duyguları pek bilmiyor. Seni nerelerde öptüğümü hayal ediyorum Bir kelebek öpüşü kondursam yanaklarına  Hayalim hayaline kul olmak Sen de aynı yerde öpsen hayalinde Son

(D)ÜŞEŞ - Eren ÖZCAN

(D)ÜŞEŞ Duygular, hepimizin kulak aşinalığı bir kelime ve çoğumuzun üzerinde birkaç cümle kurabilecek kadar geniş bir yelpazesi var. Bu yazıyı oldukça kısa tutacağım ve sadece tek bir nokta aslında dikkat çekmek istediğim, yeteri kadar olgunlaşmamış hiçbir meyveden tam olarak tat alamayız, ne mi demek istiyorum? Hadi biraz zarlarla oynayalım. Zarın altı yüzü var. Bazen büyük  sayılar işimize yararken bazen küçük gelmesini isteriz; oyunun gidişine bağlı bu biraz. Benim zarım biraz farklı bu defa. Sayılarımız duygular... Zarın 6 yüzü var: mutluluk, öfke, üzüntü, tiksinme, korku, şaşkınlık. En büyük değer yani 6 sayısı çoğumuza göre mutluluk demek, bir de düşeş gelirse şanslı günümüzdeyiz. Ne kadar doğru peki? Sadece büyük olarak gördüğümüze odaklanmak... Zarın diğer yüzlerinin bir anlamı yok mu? Bu yazıda size duyguların fizyolojisini anlatmayacağım, bunu biraz araştırma sonucunda elde edebilirsiniz. Benim bu yazıdaki amacım zarın oyun içerisinde farklı zamanla