Ana içeriğe atla

AŞKIN VE ACININ ETE KEMİĞE BÜRÜNMÜŞ HÂLİ: FRİDA KAHLO - AZİZE ÇELİK

 

AŞKIN VE ACININ ETE KEMİĞE BÜRÜNMÜŞ HÂLİ: FRİDA KAHLO


Frida Kahlo, 6 Temmuz 1907 yılında Meksika’da doğdu fakat kendisi doğumunu Meksika Devrimi’nin gerçekleştiği 7 Temmuz 1910 günü olarak ilan etti. Ailesinin dört kızından üçüncüsü olarak dünyaya gelen Kahlo, yaşamı boyunca bir sürü derde ve acıya göğüs gerdi hatta bu acılar çocukluk yıllarında başladı. Annesi Matilde Calderon Gonzales’in bitmek tükenmek bilmeyen bir erkek çocuk özlemi vardı bu yüzden de doğan her kız çocuğunda derin bir üzüntü yaşardı. Bebek anne karnında olsa bile annenin duygularını hissedebilir, beklentilerini karşılamadığında dünyaya geldiğinde suçluluk duygusuna kapılabilir. Annesi Frida’nın doğumundan sonra ağır bir hastalığa yakalandı ve bebeğini emziremeyecek duruma geldi. Bu nedenle ailesinin Frida’ya bir sütanne bulması gerekti ve arayışları sonucu Kızılderili bir sütanne buldular. Buraya kısa bir ara verip işin psikolojik boyutuna değinmek istiyorum.

 

Bebeğin sağlıklı gelişebilmesi için bakım verenin sabit olması gerekmektedir. Peki bakım verenin sabit olması neden önemlidir? İnsan dünyaya geldiğinde bir tür travma yaşar. Dokuz ay boyunca rahat ettiği kendi güvenli alanını oluşturduğu, yaşamını sürdürdüğü yerden ana rahminden aniden sarsılarak alınması dolayısıyla karanlık bir yerden ışıklı bir yere, ciğerlerinin çalışmadığı bir yerden ciğerlerinin çalıştığı bir yere yani dünyaya gelmesi sonucunda süregelen düzeninin bozulması bebekte travma yaratmaktadır. Bu güvensiz ve korkunç dünyada bebeğin sığınacağı, ona güven veren kişi, ilk bakım veren olan annesi olacaktır. Anne sayesinde bebeğin iç dünyası, kişiliği, kimliği, bağlanma stilleri, duyguları, fikirleri, düşünceleri, hissettikleri, algıları ve daha birçok şey gelişecek ve değişecektir. Kahlo’nun hayatındaki duruma baktığımızda sütannesi ilk ve tek bakım vereni olmamıştır. Bu durumda bebek bunları düşünebilir ve hissedebilir “Evet, annem benimle ilgileniyor oyun oynuyor fakat annem beni neden beslemiyor?” ya da “Birinci bakım verenim bana karşı çok iyi davranıyor aslında ama ikinci bakım verenim (sütanne) neden beni bazen fazlaca doyurup bazen de ağlamama rağmen bana memesini vermemekte ısrarcı oluyor.” Ayrıca bakım verenlerin arasında fark olması bebeğin yaşamında bağlanma problemi yaşayabileceğini bizlere gösterebilir. Kahlo’nun insan ilişkilerine baktığımızda bunu açıkça görebilmekteyiz.

 

Kahlo yaşamı boyunca birçok travmatik etkiyle baş başa kalmıştır. Kronolojik sırayla bunlardan birkaçını örnek vermek isterim. 6 yaşında çocuk felci geçirmesi, 17 Eylül 1925’te bindiği otobüsün bir tramvayla çarpışması ve bunların sonucunda ağır fiziksel hasar alması yaşadığı travmatik olaylara örnektir. Kahlo’nun otobüs kazası sonrasında söylediği cümle, yaşadığı yıllar boyunca portrelerine de aktaracağı gibi nötr ve durağan duygulardır aslında. 

"Kaza bir kavşakta oldu. İnsanın çarpışmanın farkına vardığı, ağladığı doğru değil. Gözümden bir tek damla yaş akmadı ve demir çubuk, (burada bahsettiği demir çubuk Kahlo’nun karnından vücuduna girmiş ve belinden dışarı çıkmıştır) kılıcın boğayı delmesi gibi beni deldi geçti." Yaşadığı yıllar boyunca vücudunda hep bu kazanın izlerini taşıdı. Omurgası ve sağ bacağındaki ağrılar bitmedi. Sağ bacağı çocuk felci ve kangren yüzünden kesildi. Bir süre yatağa mahkûm edildi fakat Kahlo’nun müthiş yaşam mücadelesi ve azmi deyim yerindeyse demir çubuk gibi dimdik durmasını sağladı.

1. Yaralı Geyik (1946)

Yukarıdaki tabloya baktığımızda Frida’nın kafasını bir geyiğin bedeninde görüyoruz. Yüz ifadesi birçok tablosunda olduğu gibi donuktur. Frida’nın geyik bedeni oklarla delinmiş tıpkı otobüs kazasında demir çubukların bedenini delip geçtiği gibi. Ressam, sembolizm akımından etkilendiği için yaşadığı travmatik olayları tablolarında görselleştirmiştir.

2. Umut Olmadan (1945)


Bu tabloda Frida’nın hastalık dönemini görmekteyiz. Karyolası bir bilinmezlikte yer almaktadır. Gece ve gündüz birbiri içine girmiştir. Ağzından uzanan uzun ve büyük huniden o dönemde iyileşmesi için yapılan sakatatlar bulunmaktadır. Yine Frida’nın yüz ifadesi donuk ve mutsuzdur. O dönemde yaşadığı depresyonu en iyi ifade eden tablosu budur.

3. Birkaç Küçük Kesik (1935)


Bu tablonun yorumlamasına geçmeden önce Frida’nın evlilik yaşantısına da değinmek isterim. Diego Rivera, o dönemin ünlü duvar ressamlarındandır. Daha önce üç evlilik yaşamış ve aslında güvenli bağlanamayan bir adamdır. Frida’yla hep sarsıcı bir evlilikleri olmasına rağmen çift tekrar tekrar birleşmiş ve iki kez evlenmişlerdir. Rivera, Frida’yı defalarca aldatmıştır fakat en yıkıcı olanı onu kardeşiyle aldatması olmuştur. Bu resimde ressam bu durumu tasvir etmiştir. Tablonun adı iki güvercin tarafından tutulan şeritte yazılı “Ama sadece birkaç kesik!” Yaralı Frida’nın yanı başında üstü kanlar içinde olan kocası Rivera bulunmakta. Tabloda içinde yaşadığı üzüntü ve keder hâlini, kendini öldürmek isteyişini, iki sevdiği kişi tarafından yıkıma uğramasını belki de en yalın hâliyle anlatmaktadır. Tablonun her detayında keder ve üzüntü hâkimdir. Ayrıca çerçevenin etrafında kan damlaları da vardır. Bu da tablodaki acıyı dışarıya taşımaktadır.


Frida, yaşamı boyunca yaşadıkları karşısında hep dik duruş sergilemiş, cesur ve mücadeleci olmuştur. Döneminin sadece erkeklerinin kabul aldığı okulda tıp okumuş, bir kadın sanatçı olarak onu küçümseyen tüm erkeklere haddini başarılarıyla bildirmiştir. Yaşamın tüm zorluklarına göğüs geren ve yaşamayı asla bırakmayan küçük bir bedeni vardır. Kendi dönemi olmak üzere dünden bugüne, bugünden yarına her zaman kalbimizin bir köşesinde Meksikalı Frida Kahlo’ya yer olacaktır. Duruşu ile yaşantısının getirdiği zorluklara karşı güçlü durmuştur ve psikolojik olarak yenilgiye uğramamıştır. Kendi kendini iyileştirmiş ve sanatını hep bir adım öteye taşımıştır. Ölümünden önceki yıllarda kendi öğrencilerini yetiştirtirmiş, dönemin önde gelen ressamlarına ilham olmuştur. Acının ve aşkın ete kemiğe bürünmüş hâli olarak ortaya çıkmış, karakteri ve yaşamındaki güçlü duruşuyla birçok insana örnek olmuştur ve 13 Temmuz 1954 yılında yaşama erken veda etmiştir.

Azize ÇELİK

KAYNAKLAR

https://ceotudent.com/frida-kahlo-otoportreleri https://www.biyografi.info/kisi/frida-kahlo

https://tr.wikipedia.org/wiki/Frida_Kahlo https://paratic.com/frida-kahlo/

https://www.artsy.net/artwork/lucienne-bloch-frida-biting-her-necklace-1935


Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle