Ana içeriğe atla

AKILLI DELİ SALVADOR DALİ - AYŞE DÖNMEZ

 

AKILLI DELİ SALVADOR DALİ

Sanat tarihine damga vuran isimlerden biri olan Salvador Dali, 1904 yılında İspanya’da dünyaya gelmiş ve 85 yıllık bir yaşam sürmüştür. Birçoğumuzun aklında uzun, ince ve şekilli bıyıklarıyla canlanan Dali, ailenin ikinci çocuğudur ve ismini vefat eden ağabeyinden almıştır. Ailesinin ölen ağabeyinden sıklıkla bahsetmesi ve kendisine ağabeyinin adının verilmesi küçük yaşta Dali’yi kimlik sorunları yaşamaya ve hayatının ilerleyen dönemlerinde eserlerine de yansıyacak bir bunalıma itmiş bir durum olarak gözlemlenir.

Bu durumu Dali şu şekilde ifade eder: “Doğar doğmaz tapınılan bir ölünün ayak izlerinden yürümeye başladım. Beni severken hâlâ onu seviyorlardı aslında. Belki de benden çok onu. Babamın sevgisinin bu sınırları yaşamımın ilk günlerinden itibaren çok büyük bir yara oldu benim için.”

Dali’nin babası oldukça otoriter ve katı bir devlet insanı; annesi ise nazik, sevecen bir ev hanımıdır. Dali, annesi ve teyzeleri tarafından tabiri caizse şımartılarak yetiştirilmiş bir çocuk olmasına karşın bir yandan da babasının sert otoritesiyle bir ikilik içinde büyümüştür.

Okulda sıra dışı giyinişi ve davranışlarıyla dikkat çeken Dali, küçük yaşta sanata ilgi duymaya başlamış ve annesinin de desteğiyle resim okuluna kaydolmuştur. 5 yıl sonra ilk sergisini açmış ve sürrealizm akımının etkisiyle eserler ortaya koymuştur. Sanatında bilinç dışı imgelerine, geniş hayal gücüne, karmaşık rüyalarına yer vermiş ve seyircilerine yorumlaması güç eserler bırakmıştır.

Sigmund’un serbest çağrışım yöntemini kâğıda uyarlamış ve bilinç dışından gelen ögeleri doğrudan kâğıda aktardığı ve sürrealizm akımıyla çalışan sanatçıların ‘ruhsal otomatizm’ olarak isimlendirdiği teknikle çalışmıştır. Bu teknikle düşüncelerini aktardığı tuvalde onun yaşadığı ruhsal devinimleri, korkuları ve hatta açığa çıkmamış sapkın imgeleri görmemiz mümkündür. Kendisi de eserlerinde çeşitli korku ve sapkınlıklara yer vererek bunlardan kurtulduğunu ifade etmiştir.

Belleğin Azmi

Eserlerine değinecek olursak en bilindik eserinin ‘Eriyen Saatler’ olarak da bildiğimiz ‘Belleğin Azmi’ eseri olduğunu söyleyebiliriz. Rüyasında gördüğü şeyleri hemen not alabilmek için baş ucunda defter ve kalem bulundurduğunu söyleyen Dali, ‘Belleğin Azmi’ eserini de gördüğü rüya sonrasında sersemlikle not aldığı imgelere dayanarak çizdiğini ifade etmiştir. Bu imgeler kamamber peyniri ve duvardaki saattir.

Bu eser, farklı eleştirmenlerce çeşitli şekillerde yorumlanmıştır. Genel olarak yorumlardan bahsetmek gerekirse eserin ‘yeniden keşfedilmiş bir an’ olarak değerlendirildiği bir yaklaşım vardır. Yani var olan gerçekliğin, Dali’nin gerçeküstücü yaklaşımı ve yine Dali’nin ortaya koyduğu paranoyak-eleştirel teknikle; sembollerin bilinç dışında var olan durumlarının rüyada görülen malzemelerle birleşerek çarpıcı şekilde ortaya konmuş hâlidir.

Tabloda sıcaktan eriyen bir kamamber peynirinin insansı noktaları olan ama aynı zamanda insan olmaktan uzak bir figür olarak yer aldığını görüyoruz. Bununla beraber 4 tane erimekte olan saat figürleri tablonun geri kalan kısmına dağılmış olarak karşımıza çıkıyor. Burada en yaygın olarak karşımıza çıkan yorumlardan biri zamanın akıp gitmesine karşı kimsenin elinden bir şey gelmemesinin simgeleniyor oluşudur. İnsan, akan zaman içine kontrolsüzce eriyip gider varlıktır mesajını da alabiliriz.

Resimde saatlerin olduğu kısımlar gerçek üstü bir havanın yansımasını gösterirken geri kalan noktalarda nispeten gerçek görünen bir uçsuz bucaksızlık vardır. Yani resmin hem rüyayı hem de gerçekliği aynı anda vurguladığını görmek mümkündür. Aynı zamanda burada Dali’nin büyürken yaşadığı anne ve babasının yetiştirme tarzındaki ikiliğin yansımasını da görebiliriz.

Ayşe DÖNMEZ

KAYNAKLAR

Stan Lauryssens (2008). Dali ve Ben. Aprıl Yayıncılık.

https://www.oggusto.com/sanat/sanatci/salvador-dali-hayati-eserleri-ve-bilinmeyenleri

https://oggito.com/icerikler/dal-nin-deliligi-veya-dehasi/65704

https://medium.com/@uslueyuphan/karakterin-salvador-dal%C3%ADsi-b3c85cce5dd2

 



Yorumlar

  1. Gerçekten keyif alarak okuduğum bir yazı olmuş elinize sağlık🙏♥️👏

    YanıtlaSil
  2. Keyif verici, akıcı ve bilgilendirici bir yazı olmuş. Kalemine sağlık:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle