Ana içeriğe atla

BELLEĞİN KARMAŞIK YAPISINA DAİR BAZI PSİKOLOJİK FENOMENLER - SEMA GÜNDOĞDU


BELLEĞİN KARMAŞIK YAPISINA DAİR BAZI PSİKOLOJİK FENOMENLER

,

        Bu yazıda belleğin çalışma prensipleri üzerine yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan bazı psikolojik fenomenler incelenecektir.

Zeigarnik Etkisi

        İlk olarak 1927 yılında Rus psikolog Bluma Zeigarnik tarafından ortaya koyulan fenomene göre, kişilerin kesintiye uğrayan veya yarım kalan görevleri tamamlanmışlara kıyasla daha fazla hatırlama eğiliminde oldukları gözlenmiştir. Zeigarnik yaptığı deneyde katılımcılara bir dizi görev vererek bazılarını tamamlamadan kesmiş ve deneyin sonunda, katılımcıların tamamlanmamış görevleri daha net hatırladıkları bulunmuştur (Baumeister ve Bushman, 2016). Zeigarnik etkisi olarak adlandırılan bu fenomen, bellek ve motivasyon arasındaki ilişkiye dair önemli ipuçları sunmaktadır. Bu etkiye göre, yarım kalan işlerin detayları bellek yüzeyinde daha çok yer kaplayarak bilişsel yükü artırdığından insanlarda bu işleri tamamlamaya yönelik bir motivasyon veya stres duygusu oluşur. Yani bu etki hem yararlı hem de zarar verici olabilen bir etkiye sahiptir. Örneğin, bir ders sonunda bir sonraki dersin konusuna kısaca değinmek veya yeni konuyla ilgili bir soru yöneltmenin verdiği yarım kalmışlık hissi kişilerin konuya dair merakını artırabilir veya pazarlama sektöründe kullanıldığında çeşitli reklam ve kampanyalarla sunulan bir ürünün eşlikçi diğer ürünlerle birlikte kullanılması gerektiği gibi yarım bırakma hissini tetikleyen stratejiler, tüketicilerin satın alma davranışlarında bir artışa yol açarak firmalara yarar sağlayabilir. Buna karşın kişiler arası ilişkilerde çözülmeden bırakılan problemler, aniden kesilen iletişimler veya söylenmemiş sözlerin yarattığı yaşanmamış anlar gibi açık ve net bir bitişe sahip olmayan süreçler, kişilerin zihinlerinde yoğun bir stres yükü oluşturduğundan birçok psikopatoloji açısından risk faktörü olabilen durumlardır.

Bağlam Etkisi

        Belleğin hatırlama performansıyla ilişkili bir diğer fenomen de bağlam etkisidir. Bağlam etkisi, bir olayın ya da bilginin hatırlanmasında, kodlamanın çevresel ipuçlarıyla gerçekleşmesi durumunu yani öğrenme sırasında mevcut olan dış faktörlerin (ortam, koku, ses vb.) hatırlama/geri çağırma sürecini etkileyebildiğini ifade etmektedir. Bu doğrultuda bağlam etkisi üzerine yapılan çalışmalar, hatırlama performansının bilginin öğrenildiği ortama benzer bir ortamda bulunulduğunda arttığını ortaya koymuştur (Smith, 1988). Bu etki, eğitim ve hukuk gibi alanlarda doğru kullanıldığında yarar sağlayabilir. Örneğin, bir sınava hazırlanırken soru çözülen veya not okunan pozisyonun sınav sırasındaki pozisyon ile uyumlu olması sınav performansında bir artışa yol açabilir veya hukuk alanında bir tanığın olay yerinde bulunması, olayla ilgili anılarını daha doğru biçimde hatırlamasına destek olarak tanık güvenirliğini artırabilir.

Durum Bağımlılığı Etkisi

        Bağlam etkisiyle benzer olan bir başka hatırlama performansı fenomeni de durum bağımlılığı etkisidir. Bu fenomen, bağlam etkisinden farklı olarak kişinin hatırlama performansının çevresel etmenler haricinde bilginin öğrenildiği anda içinde bulunulan duygusal ya da fizyolojik durumun da o bilginin hatırlanmasında etkili olabileceğini ifade etmektedir. Örneğin, bir kişi bir bilgiyi mutlu duygudurumundayken öğrenmişse o bilgiyi hatırlamak için benzer bir mutluluk durumuna geri dönmesi gerekir (Goodwin ve ark., 1969). Bu etki, özellikle alkol ve benzeri maddelerin bellek üzerindeki etkilerini inceleyen araştırmalarda dikkat çekmiştir. Goodwin ve arkadaşlarının (1969) çalışmaları, alkolün etkisi altında öğrenilen bilgilerin, yine alkol etkisi altındayken daha iyi hatırlandığını da göstermiştir. Bu çalışma insanların farklı duygusal ya da fizyolojik durumlarda öğrenilen bilgileri nasıl daha iyi hatırladıklarını anlamada önemli bir yol göstericidir.

        Buraya kadarki fenomenler hatırlama performansına pozitif yönde katkıda bulunan durumları açıklarken, şimdi ise belleğin yanıltıcı doğasına ışık tutan iki fenomen ele alınacaktır.

Yalancı Anı Etkisi

        İnsanların gerçekte yaşamadıkları olayları yaşamış gibi hatırlamalarını ifade eden yalancı anı etkisi, özellikle geri çağırma sürecinde yanlış bilgi sunulması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Elizabeth Loftus ve John Palmer (1974) tarafından yapılan çalışmalarda, katılımcılara bir trafik kazası sahnesi izletilmiş ve ardından olay hakkında farklı sorular sorulmuştur. “Çarpışma” gibi kelimeler kullanılan soruların, katılımcıların olayı daha şiddetli hatırlamalarına neden olduğu bulunmuştur. Yalancı anılar, özellikle hukuk alanında, tanık ifadelerinin güvenilirliği hakkında ciddi endişelere yol açmıştır. Ayrıca, terapötik süreçlerde de yanlış anıların yaratılma riskinin bulunduğu terapistler tarafından göz önünde bulundurulmalıdır.

Mandela Etkisi

        Son olarak yalancı anı etkisine benzeyen ancak daha kolektif bir bellek yanılsaması durumu olan Mandela etkisi ise, geniş bir grup insanın aslında hiç yaşanmamış bir olayın varlığını hatırladığı durumları ifade eder. Bu terim, özellikle 2000’lerin başında internet forumlarında popüler hâle gelmiştir ve adını, Nelson Mandela’nın 1980’lerde hapishanede öldüğünü hatırlayan birçok insanın ortak anımsamalarından alır. Oysa Mandela, 1990’da hapisten çıkmış ve 2013’te ölmüştür. Bu etki, bir olayın farklı bireyler tarafından nasıl ortak olarak hatalı biçimde hatırlanabildiği ve bu tür anıların toplumsal bellekte nasıl yaygınlaşabildiği sorularını türeterek yeni bellek araştırmalarına rehber olmuştur (French ve Stone, 2014).

        Bu fenomenlerin her birinin anlaşılması, insan zihninde oluşan anıların sahip olduğu komplike ve manipülasyona açık yapıyı ortaya koyması bakımından hem bireysel hem de toplumsal düzeyde daha bilinçli ve eleştirel düşünebilme becerilerinin geliştirilmesine katkıda bulunur.

             Sema GÜNDOĞDU

 

KAYNAKLAR

Baumeister, R. F., & Bushman, B. J. (2016). Social Psychology and Human Nature (4th ed.). Cengage Learning.

French, C., & Stone, A. (2017). Anomalistic psychology: Exploring paranormal belief and experience (2). Palgrave Macmillan.

Goodwin, D. W., Powell, B., Bremer, D., Hoine, H., & Stern, J. (1969). Alcohol and recall: State-dependent effects in man. Science, 163(3873), 13585.

Loftus, E. F., & Palmer, J. C. (1974). Reconstruction of automobile destruction: An example of the interaction between language and memory. Journal of Verbal Learning and Verbal Behavior, 13(5), 585-589.

Smith, S. M. (1988). Environmental context-dependent memory. Memory & Cognition, 16(3), 343-352.

 

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle