SAVAŞIN ASKERLER ÜZERİNDEKİ PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Dünyada
son yıllarda yaşanan savaşların ve çatışmaların sebep olduğu yıkımlar sadece
şehirlere ve ülkelere değil insanlara da zarar veriyor. Bu durumdan en çok
etkilenen gruplardan biri de bu çatışma ve savaşların içinde aktif bir şekilde
rol alan askerler oluyor. Kimi zaman iki ülke arasında kimi zaman da bir
ülkenin içinde iki tarafın birbirine karşı sürdürdüğü bu durum askerler
üzerinde derin izler bırakarak toplumda sıkça duyduğumuz savaş travması gibi zorlu
süreçlere neden olabiliyor. Özellikle savaşın ortaya çıkışına tanıklık etmek,
doğrudan bu durumu deneyimlemek, başka bir kişinin acı çekmesine veya ölmesine
yol açmak bu duruma sebebiyet veren başlıca nedenlerden olabiliyor (Duran, 2023).
Her
iki taraf askerlerinin fiziksel yaralanmalarının yanı sıra psikolojilerinde
uzun veya kısa vadede hissedilen sorunların ve bozuklukların baş göstermesi askerlerin
savaşlarda en çok etkilenen gruplardan olmasına yol açıyor (Duran, 2023). Savaş
veya çatışma bölgesinde tanık olunan travmatik olayların maruz kalınma sıklığı
ve derecesi arttıkça bir askerin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkisi de
artabiliyor. Özellikle bireyin ahlaki değerleri ile çelişen bir duruma tanık
olması veya kendisinin böyle bir şey yapmak zorunda kalması askerler üzerinde
daha yoğun bir etki bırakabiliyor (Fielding, 2023). Bu durum neticesinde
askerlerin aile içi iletişimlerinde işlevsizlikler, madde kullanımı, işsizlik
gibi problemler ve anksiyete, depresyon, insomnia (uykusuzluk), sırt ve mide
ağrıları gibi psikosomatik sorunlar baş gösterebiliyor (Healthcare, 2022).
Savaşın
askerlerin zihin sağlığı üzerindeki önemli sayılabilecek diğer etkileri ise
şiddet ve saldırganlık davranışlarında büyük bir artış, bireyin kendine ve
topluma giderek yabancılaşması olarak sıralanabilir. Bu durumlar da askerleri
yaşama karşı güvensizlik ve umutsuzluk duygularına iterek askerlerin yaşam
kalitesini azaltabiliyor (TPD, 2008). İki ülkenin birbirleriyle yaşadıkları
problemleri savaş veya çatışma yoluyla çözmeleri; bunun, sonrasında bu savaşın
tarafları olan askerler tarafından da benimsenerek kendi yaşamlarında da
uygulayacakları bir problem çözme anlayışını geliştirmelerine sebep olabiliyor.
Bireylerin
sürekli endişeli bir ruh hali içinde hapsolup kalmalarına neden olabilen savaşların
askerlerde bıraktığı en ağır sonuçlardan biri de Travma Sonrası Stres
Bozukluğudur. Bir asker için kendisinin savaş sonucunda yaralanması, herhangi
bir uzvunu kaybederek engelli kalması veya arkadaşının gözünün önünde bu
deneyimleri yaşaması TSSB için risk unsurları olarak değerlendirilebilir. TSSB’nin
belirtileri; bireyin yaşanan olayı hatırladığında üzüntü duyması veya durumun
tekrarlanacağına dair korku hissetmesi, olayla ilgili rahatsız edici rüyalar
görmesi, konsantrasyonunu sağlamada güçlük yaşaması veya güçlükle uykuya
dalması, biliş ve hafıza ile ilgili zorluklar, daha önce keyif alınan şeylerden
duyulan zevkin azalması ya da tamamen yok olması olarak sıralanabilir
(Duran, 2023). Savaş bölgelerinde aktif bir şekilde görev alan askerlerin TSSB
riskinin savaş dışı bölgelerde görev alan askerlere göre daha fazla olduğu da
tespit edilmiş bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor (Duran, 2023). Ayrıca
yapılan bir araştırmaya göre gazilerin hayatlarının belli bir noktasında TSSB
yaşama oranları %7 iken sivillerde bu oran %6 oluyor. Bununla beraber özellikle
kadın gazilere bakıldığında bu oran %13’lere çıkıyor (Fielding, 2023).
Bu
noktada mesleği askerlik olan bireylerin olası çatışma veya savaş durumlarına
hazırlanarak yeterli eğitim almaları ve karşılaşacakları durumlara karşı
kendilerini etkili ve gerçekçi bir şekilde hazırlamaları önem arz ediyor.
Yaşanabilecek olası durumlara karşı mental olarak kendilerini koruyan
askerlerin bu tür eğitimlere sahip olmayan bireylere karşı zihinsel
sağlıklarını daha iyi koruyabildikleri de belirtiliyor (Fielding, 2023). Askerlerin
sosyal ağları aracılığıyla travmalarını konuşmaları, duygularını paylaşmaları
ve ileride yaşanabilecek benzer durumlara karşı dayanıklılık oluşturabilmesi
önem arz ediyor (Duran, 2023). Elbette insanlık için en doğru yol sorunlarımızı
ne olursa olsun birbirimize zarar vermeden ve böylesine kötü sonuçlara neden
olan yollara başvurmadan çözüme kavuşturmayı öğrenmemiz veya tekrar
hatırlamamız gerektiği oluyor. Öyle günleri tekrar görmek dileğiyle Psithoth’la
kalın…
Fatma Nur Ergün
KAYNAKLAR
Yorumlar
Yorum Gönder