2022 VE SANAT
Bu yazıyı yazarken
öncelikle bu yılın sanat dünyası için nasıl geçtiğini özellikle ülkemizde
sanata dair yapılan etkinliklerin ve gerçekleştirilen faaliyetlerin neler
olduğu hakkında biraz araştırma yaptım. 2022 yılı hem sanatsal açıdan hem de
toplumsal açıdan -özellikle pandemide geçirdiğimiz son yıllar sebebiyle- daha
rahat nefes aldığımız daha kolay hareket edebildiğimiz ve insanlarla daha kolay
iletişime geçebildiğimiz bir yıl oldu. Tabii bu durumun sanata olan etkisi de
gözle görülür derecedeydi. Özellikle kültür ve sanat alanında bu yıl ne gibi
etkinlikler yapılmış diye baktığımda; sinemaya, sergilere, konserlere ve daha
birçok olaya dair olumlu veya olumsuz olarak değerlendirilebilecek deneyimlere
şahit olduğumuz bir yıl oldu. Hatta açıklanan verilere göre sanat alanındaki
açılma pandemiden önceki döneme göre de daha fazla bir yükselişe geçmişti. Bir
yandan birçok sanatçı eserlerini halkla buluştururken diğer bir yandan uzun bir
süredir bu dünyadan uzaklaşan toplum da hem sanatçıyla hem de eserlerle bir
araya gelme fırsatını yakalamış oldu. Tabii bu durumun etkilerine bakmak için
bir karşılaştırma yapmak daha doğru olabilir. Covid dönemi ile telefon,
televizyon ve tablet ekranlarına gömülen insanlar fiziksel olarak hem bir arada
bulunarak faaliyet gerçekleştirmekten hem de sanatsal bir etkinliğin içine
topluca dâhil olmaktan fazlaca uzak kalmıştı. Ama geçtiğimiz yıl içerisinde kaldırılan
yasaklar ile bir araya gelen insanlar tekrardan eskisinden de fazla bir açlıkla
sanatsal etkinliklere akın ettiler. Pandemi döneminde artan anksiyete
duyguları, yalnızlaşma, yaşanan kayıplar ve yas süreçlerini atlatma noktasında
çoğunlukla yalnız mücadele etmek zorunda kalan insanlar kendilerini bu
konulardan uzak tutacak ve zihin dünyalarında dağılan parçalarını tekrardan
toplayacak bir girişim ve arayış içerisinde oldular. Bu sebeple sanatın
kollarına kendilerini bırakarak tekrar normal dünyanın akışına dönmek ve yeni
düzene adapte olarak hayatlarını sürdürmek istemeleri gayet normaldi tabii.
Şu ana kadar aslında
vurgulamak istediğim noktayı anlamışsınızdır diye düşünüyorum. 2022 yılını geride
bıraktığımız ve 2023 yılının yepyeni günlerini yaşamaya başladığımız bu
günlerde biraz geçtiğimiz yılı sanat ve psikoloji açısından ele alarak
muhasebesini hep beraber yapalım diyorum. Öncelikle bahsetmek istediğim nokta
sanatın psikoloji ile olan ilişkisi. Terapi odasında da artık daha fazla yer
almaya başlayan bu alanın bireysel ve toplumsal bazda bizleri etkilediği apaçık
bir durum. Peki, sanat bizleri nasıl etkiliyor, bir sanatsever olmak yani
sanatla ilgilenmek ya da sanatı bizzat icra eden kişi olmak bizlere neler
kazandırabiliyor? Bu soruya cevap ararken ilk akla gelen, sanatın rahatlatıcı
ve bireylerde iç huzuru artıran bir etkinlik olduğu. Tabii sanatçı için bu
durum yaratım sürecindeyken pek oluşmayabiliyor ama toplumun ortalamasına
baktığımızda sanatsever insanların bir doyum ve zevk aldıklarını söyleyebiliriz.
Sadece bireysel olarak keyif almaktan ziyade bireylerin bir araya gelerek vakit
geçirmelerini de sağlayan ve ortak bir kültür oluşturan sanat insan
psikolojisinde önemli bir yere sahip oluyor. Bir başka cevap ise daha önce de
bahsettiğim pandemi nedeniyle birçok zorlukla baş başa kalan insanın aslında
problemleriyle başa çıkma ve zihin dünyasında yaşadıklarını dışa vurma kapısını
da açıyor.
Bahsettiğim çerçevede
2022 yılına bakacak olursak sanatla daha da fazla iç içe olduğumuz bir yıl
olduğunu söyleyebilmek mümkün. Tabii burada sanata ne kadar ulaşabildiğimiz
veya sanatçının bize eserlerini ne derecede anlatabildiği de önemli oluyor.
Evet, bireyin sanatsever biri olabilmesi için belli bir zaman harcaması ve çaba
göstermesi gerekiyor ancak verilen emeğin karşılığında da özgürce sanata
ulaşmak ya da sanatçı için sanatını icra etmek veya göstermek için toplumca çok
daha fazla özgür ve açık bir iletişim zemini kurmaya ihtiyacımız olduğunu da
unutmamak gerekiyor. Düzenlenen etkinliklerle ve sanat kollarının daha da fazla
toplumumuzda önem kazanmasıyla bireylerin kendilerini iyileştirebilmelerine
yardımcı olan ve toplumu besleyen böylesine bir alanın yollarını açmak daha da
önemli hâle geliyor.
Sanat, bireylerin ve
toplumun kendilerinde var olan olumlu noktalarını ortaya çıkaran bir işleve de
sahip olabiliyor. Üretilen eserlerle temas edenlerin en başta algılarının açık
olması gerekiyor hem kendilerine hem de sanat eserine karşı. Bir sanat eserinin
anlaşılabilmesi ya da bireyde ve toplumda bir etkide bulunabilmesi için
bireylerin öncelikle kendini anlamaya açık olması ve sanat eserinin etkisine de
kapalı olmaması gerekiyor. Sadece bireylerin ya da toplumun olumlu yanlarına
değil olumsuz yanlarına da ışık tutabilmesi bakımından toplumun kendiyle yüzleşmesini
ya da kendini kabullenmesini de sağlayabiliyor. Bu minvalde 2022 yılına bakınca
hem sanatçıların hem de sanatseverlerin bunu geçen yıllara göre daha fazla
yapabildiğini ya da yapmak isteğinin arttığını söylemek mümkün. Gerek
düzenlenen etkinliklere katılmakla gerekse yapılması gereken etkinlikleri
belirtmekle sanatın yanında olduğunu söyleyen ve gösteren toplum, psikolojik
açıdan toparlanmaya ve kendini tekrar işlevli bir hâle getirmeye de isteklilik
göstermiş oluyor. Çünkü sanat, bizleri
mutlu ve birlik içinde hissettirirken kendimizin ya da çevremizin farkına
varmayı, var olan sorunlarımızla başa çıkabilmeyi ya da iyilik hâlimizi
artırmayı ve tekrar iç dünyamızla ya da dış dünya ile iletişime geçmeyi
sağlıyor. Toplum olarak 2022 yılının bize verdiği iyi ya da kötü olayların
gölgesinde sanatın yaralarımızı sarmasına izin verdiğimiz ve kendimizi ifade
etmemize olan etkisine daha açık olduğumuz bir dönemden geçtik. Umarım 2023
yılı sanata kendimizi daha fazla açtığımız ve bizimle olmasına daha da izin verdiğimiz
bir yıl olur..
Fatma Nur Ergün
Yorumlar
Yorum Gönder