2022 ve Neymiş Bu "Mindfulness" Akımı
Son zamanlarda gerek sosyal medyada gerekse terapilerde sıkça dile
getirilen “mindfulness” akımı, Türkçeye “bilinçli farkındalık” olarak
geçmiştir. Zaman zaman sadece “farkındalık” olarak kullanıldığını görmek de
mümkündür. Kökeni Budizm ve Hinduizm’e dayanmakla birlikte dinî, spiritüel ve seküler
pek çok gelenekte yer almaktadır. Yaşanılan anı yargılamaksızın farkında olma,
geçmiş ve geleceği düşünmeme hâlidir. Sanılanın aksine, mindfulness akımının
öğretilerinde, hiçbir şey düşünmeme ya da sadece âna odaklanma yoktur. Aksine beklentisiz,
değişmesini istemeden ve yargılamadan yüksek konsantrasyon eşliğinde yaşanılanları
kabullenme hâli mevcuttur. Konsantrasyonu bozabilecek düşünceler uzaklaştırılırken,
bilincin bilincinde olmak amaçlanır. Böylelikle günlük hayatta âdeta
otomatikleşen tepkiler savuşturulur.
“Meditasyon kendinden geçmeye, manevi mutluluk ya da huzura ulaşmaya
çalışmak olmadığı gibi daha iyi bir insan olmaya çalışmak da değildir. Basitçe
zihin oyunlarını, kendi aldatmacalarımızı, gizli korku ve beklentilerimizi
ortaya çıkarıp onları geri alabileceğimiz alanı yaratmaktır.” - Chogyam Trungpa
(Budist Rahip)
Bu akımı, Budizm’in tozlu raflarından çıkarıp terapi seanslarına getiren
kritik nokta ise bilinçli farkındalığın özünde kabullenmenin yatıyor
oluşudur. Böylelikle, duygu regülasyonunda olduğu gibi, kaygı veren duygulara ve
durumlara dirençten ziyade kabullenme hâkim olur.
Bilişsel-davranışsal terapinin öğretilerinden yararlanan “Farkındalık Temelli
Bilişsel Terapi (MCBT)”, 6 -10 haftalık
bir program içermektedir. Meditatif bir terapi yöntemi olan MCBT, genellikle
grup çalışmaları ile uygulanır. Tüm kaygı bozukluklarında önerilmekle birlikte,
depresyon, travma, travma sonrası stres bozukluğu, uyku problemi, tükenmişlik,
panik atak, kronik ağrı ve madde bağımlılığı konularında da önerilmektedir.
Mindfulness akımı Türkiye’de yeni yeni gündeme gelmekle birlikte, dünyada
çoktan yayıldı, tüketildi, metalaştırıldı ve eleştirisi yapılmaya başlandı. Ronald
Pusher’ın The Guardian dergisinde kapitalist maneviyatın yeni öğretisi
olarak adlandırdığı mindfulness yazısı bu bağlamda özellikle okunması gereken
yazılardan:
“… Oysa, adaletsiz toplumumuzu değiştirmeye çalışmadan başarı sunan şeyler devrim
niteliğinde değildir – sadece insanların başa çıkmasına yardım eder. Aslında,
işleri daha da kötüleştiriyor olabilir. Mindfulness; radikal eylemi teşvik
etmek yerine, acı çekmenin nedenlerinin, orantısız bir şekilde nasıl
yaşadığımızı şekillendiren politik ve ekonomik çerçevelerde değil içimizde
olduğunu söyler. Yine de mindfulness fanatikleri, yargıda bulunmadan şimdiki âna
daha yakından dikkat etmenin tüm dünyayı değiştirecek devrim niteliğinde bir
güce sahip olduğuna inanıyor…” - (Pusher, 2019)
Yazının devamında mindfulness akımının muhakkak yararlarının da olduğunu ekleyip
sorunun bu olmadığına dikkat çeken Pusher, sorunun satılan ürün ve ürünün
etrafındaki ambalaj olmasına dikkat çekmektedir.
Farkındalığa erişildiğinde dahi değişmediği aşikâr olan bu dünyada, memnuniyetsizliğin
ve kaygıların had safhasının yaşandığı şu dönemde, kaynağını sadece kendinizde
aramamanız dileğiyle.
Yazıyı yazarken sürekli kafamda dönen ve onunla noktalamak istediğim şarkı
önerisi: Siya Siyabend-Hayyam
Mutlu Yıllar! <3
Kaynakça:
Guardian
News and Media. (2019, June 14). The mindfulness conspiracy. The
Guardian. Retrieved
December 23, 2022, from https://www.theguardian.com/lifeandstyle/2019/jun/14/the-mindfulness-conspiracy-capitalist-spirituality
SEVİ SUNAR
Son zamanlarda gerek sosyal medyada gerekse terapilerde sıkça dile getirilen “mindfulness” akımı, Türkçeye “bilinçli farkındalık” olarak geçmiştir. Zaman zaman sadece “farkındalık” olarak kullanıldığını görmek de mümkündür. Kökeni Budizm ve Hinduizm’e dayanmakla birlikte dinî, spiritüel ve seküler pek çok gelenekte yer almaktadır. Yaşanılan anı yargılamaksızın farkında olma, geçmiş ve geleceği düşünmeme hâlidir. Sanılanın aksine, mindfulness akımının öğretilerinde, hiçbir şey düşünmeme ya da sadece âna odaklanma yoktur. Aksine beklentisiz, değişmesini istemeden ve yargılamadan yüksek konsantrasyon eşliğinde yaşanılanları kabullenme hâli mevcuttur. Konsantrasyonu bozabilecek düşünceler uzaklaştırılırken, bilincin bilincinde olmak amaçlanır. Böylelikle günlük hayatta âdeta otomatikleşen tepkiler savuşturulur.
“Meditasyon kendinden geçmeye, manevi mutluluk ya da huzura ulaşmaya
çalışmak olmadığı gibi daha iyi bir insan olmaya çalışmak da değildir. Basitçe
zihin oyunlarını, kendi aldatmacalarımızı, gizli korku ve beklentilerimizi
ortaya çıkarıp onları geri alabileceğimiz alanı yaratmaktır.” - Chogyam Trungpa
(Budist Rahip)
Bu akımı, Budizm’in tozlu raflarından çıkarıp terapi seanslarına getiren
kritik nokta ise bilinçli farkındalığın özünde kabullenmenin yatıyor
oluşudur. Böylelikle, duygu regülasyonunda olduğu gibi, kaygı veren duygulara ve
durumlara dirençten ziyade kabullenme hâkim olur.
Bilişsel-davranışsal terapinin öğretilerinden yararlanan “Farkındalık Temelli
Bilişsel Terapi (MCBT)”, 6 -10 haftalık
bir program içermektedir. Meditatif bir terapi yöntemi olan MCBT, genellikle
grup çalışmaları ile uygulanır. Tüm kaygı bozukluklarında önerilmekle birlikte,
depresyon, travma, travma sonrası stres bozukluğu, uyku problemi, tükenmişlik,
panik atak, kronik ağrı ve madde bağımlılığı konularında da önerilmektedir.
Mindfulness akımı Türkiye’de yeni yeni gündeme gelmekle birlikte, dünyada
çoktan yayıldı, tüketildi, metalaştırıldı ve eleştirisi yapılmaya başlandı. Ronald
Pusher’ın The Guardian dergisinde kapitalist maneviyatın yeni öğretisi
olarak adlandırdığı mindfulness yazısı bu bağlamda özellikle okunması gereken
yazılardan:
“… Oysa, adaletsiz toplumumuzu değiştirmeye çalışmadan başarı sunan şeyler devrim
niteliğinde değildir – sadece insanların başa çıkmasına yardım eder. Aslında,
işleri daha da kötüleştiriyor olabilir. Mindfulness; radikal eylemi teşvik
etmek yerine, acı çekmenin nedenlerinin, orantısız bir şekilde nasıl
yaşadığımızı şekillendiren politik ve ekonomik çerçevelerde değil içimizde
olduğunu söyler. Yine de mindfulness fanatikleri, yargıda bulunmadan şimdiki âna
daha yakından dikkat etmenin tüm dünyayı değiştirecek devrim niteliğinde bir
güce sahip olduğuna inanıyor…” - (Pusher, 2019)
Yazının devamında mindfulness akımının muhakkak yararlarının da olduğunu ekleyip
sorunun bu olmadığına dikkat çeken Pusher, sorunun satılan ürün ve ürünün
etrafındaki ambalaj olmasına dikkat çekmektedir.
Farkındalığa erişildiğinde dahi değişmediği aşikâr olan bu dünyada, memnuniyetsizliğin
ve kaygıların had safhasının yaşandığı şu dönemde, kaynağını sadece kendinizde
aramamanız dileğiyle.
Yazıyı yazarken sürekli kafamda dönen ve onunla noktalamak istediğim şarkı önerisi: Siya Siyabend-Hayyam
Mutlu Yıllar! <3
Kaynakça:
Guardian News and Media. (2019, June 14). The mindfulness conspiracy. The Guardian. Retrieved December 23, 2022, from https://www.theguardian.com/lifeandstyle/2019/jun/14/the-mindfulness-conspiracy-capitalist-spirituality
SEVİ SUNAR
2023 ün “farkındalık” yılı olması dileğiyle☺️👏🏻👏🏻
YanıtlaSil👏🏻👏🏻👏🏻
YanıtlaSil👍👏🌹
YanıtlaSil