Ana içeriğe atla

UMUDUN ÖTESİNDE BİR ÇATIŞMA- MİRAY TAVLI

 

Umudun Ötesinde Bir Çatışma 



 
 "Kendi kendini dolandıranların yanında dünyanın başkaca tüm dolandırıcıları hiç kalır. Ben de bu tür yutturmacalarla kendi kendimi aldattım."

Bir Charles Dickens klasiği olan ve ustalık döneminde yazdığı söylenen “Büyük Umutlar” eserini meraklı duygular içerisinde bir solukta okudum. Benim bu romanı bir solukta okumam gibi Dickens da özellikle Viktorya döneminin özelliklilerini ve bu dönemin bireydeki psikolojik izlerini durgun bir suda görülen yansıma gibi hafif ama oldukça net bir şekilde okuyucuya aktardığını söyleyebilirim. 
Öncelikle romanın konusu genel olarak Pip’in büyüme hikayesidir. Hikaye Pip’in küçük bir çocukken tanımadığı mahkuma gizlice yiyecek getirerek yardım getirmesiyle başlar. Fakir bir demirci karısı olan ablasıyla beraber köyde yaşarken zengin bir yaşam süren ve yalnız yaşayan Bayan Havisham’ın evine çalışmaya gider ve Havisham’ın evlatlık kızı Estella ile tanışır. Bu zaman içerisinde Pip hırslı ve idealist biri olarak bir gün kendi fakir hayatından kurtularak daha iyi bir hayatı olacağının hayalini kurar.

Büyük Beklentiler'in ahlaki teması oldukça basittir: sevgi, sadakat ve vicdan; sosyal ilerleme, zenginlik ve sınıftan daha önemlidir. Dickens temayı kurar ve Pip'in bu dersi büyük ölçüde hırs ve kendini geliştirme fikirlerini keşfederek öğrendiğini gösterir - hızla hem romanın tematik merkezi hem de Pip'in gelişiminin çoğunu teşvik eden psikolojik mekanizma haline gelen fikirler-. Pip özünde bir idealisttir; ne zaman zaten sahip olduğundan daha iyi bir şey tasavvur edebilse, hemen gelişmeyi elde etmeyi arzular. Satis House'u gördüğünde zengin bir beyefendi olmayı arzular; ahlaki eksikliklerini düşündüğünde, iyi olmayı arzular; okuyamayacağını anladığında, nasıl olduğunu öğrenmek için can atar. Pip'in kendini geliştirme arzusu romanın başlığının ana kaynağıdır: Hayatta ilerleme olasılığına inandığı için, geleceği hakkında "büyük umutları" vardır. 

Verilmiş olan ana fikir ahlaki, sosyal ve eğitimsel olarak üç biçimde karşımıza çıktığını söyleyebiliriz. Bunlar roman boyunca Pip'in en iyi ve en kötü davranışlarına motivasyon kaynağı sağlar. İlk olarak, Pip ahlaki kendini geliştirmeyi arzular. Ahlaksız davrandığında ve gelecekte daha iyi davranması için onu teşvik eden güçlü bir suçluluk hissettiğinde kendine karşı son derece serttir. Örneğin, Londra'ya gittiğinde, Joe ve Biddy'ye karşı bu kadar sefilce davrandığı için kendine işkence ediyor. İkincisi, Pip sosyal kendini geliştirmeyi arzuluyor. Estella'ya aşık olarak, sosyal sınıfının bir üyesi olmayı özlüyor ve Bayan Joe ve Pumblechook tarafından teşvik edilerek, bir beyefendi olma fantezilerini eğlendiriyor. Bu fantezinin işlenmesi romanın temel olay örgüsünü oluşturarak Dickens'a, döneminin sınıf sistemini nazikçe hicvetme ve kaprisli doğası hakkında bir noktaya değinme fırsatı sunar. Önemli bir şekilde, Pip'in bir beyefendi olarak hayatı, bir demirci çırağı olarak önceki hayatından daha tatmin edici ve kesinlikle daha ahlaki değildir. Üçüncüsü, Pip eğitimsel gelişmeyi arzuluyor. Bu arzu, sosyal hırsı ve Estella ile evlenme özlemiyle derinden bağlantılıdır: tam bir eğitim, bir beyefendi olmanın bir gereğidir. Cahil bir köy çocuğu olduğu sürece, toplumsal ilerleme umudu yoktur. Pip bu gerçeği çocukken, Bay Wopsle'un teyzesinin okulunda okumayı öğrendiğinde ve genç bir adam olarak Matthew Pocket'den ders aldığında anlar. Nihayetinde, Joe, Biddy ve Magwitch örnekleri aracılığıyla Pip, sosyal ve eğitimsel gelişimin kişinin gerçek değeriyle alakasız olduğunu ve vicdan ve sevginin bilgi ve sosyal duruştan daha fazla değer görmesi gerektiğini öğrenir.

Ahlak, toplum beklentisi ve kişisel hırsların çatıştığı bu derin eser sosyal sınıflamaları da vurgulayarak okuyucuya birçok perspektifi aynı anda görme şansı veriyor.
                                                                                                                                    Miray TAVLI

                                                                                                                               

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle