Ana içeriğe atla

SİGARA BAĞIMLILIĞI- Özge Ceylan

 

SİGARA BAĞIMLILIĞI


  Madde kullanımı genellikle gelişmekte olan ülkelerde farklı önlemler alınmasına karşın bir hayli  artmaktadır. Madde kullanımıyla ilgili Dünya da ve Türkiye de yapılan araştırmalar sıklıkla  ilköğretim, lise dönemini içermektedir. Çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemi olarak bilinen ‘’gençlik dönemi’’ madde kullanımının öğrenciler arasındaki sıklığını belirlemek en önemli süreçlerdendir. Hem fiziksel hem psikolojik farklılıkların,erişkinlerin rollerinin, sorumluluklar ile birlikte kazanılan bir dönemdir. Dünya Sağlık Örgütü 10-19 yaşa ‘’adolesan’’, 15 24 yaş arasına ‘’genç’’ ve 10–24 yaşlar aralığına  “gençlik” olarak dile getirmektedir. Bu  dönem içerisinde başta olmak üzere üreme sağlığı sorunları,  ruhsal sorunlar, beslenme bozuklukları, madde kullanımı  ve riskli davranışların genellikle görüldüğü çok önemli gelişimsel dönemlerdendir.

 Dünya Sağlık Örgütü (WHO); düzenli bir şekilde  günde en az bir tane sigara içmeyi sigara bağımlılığı olarak açıklamakta olup; fiziksel bağımlılıkla beraber daha çok kişide psikolojik bağımlılığa neden olmaktadır. Bağımlılık; kullanılmakta olan maddenin özellikleri ve kullanan bireyin biyolojik sürecine ile beraber değişmektedir, bazı maddeler daha az bir zamanda bağımlılık yaparken bazıları ise daha fazla zamanda bağımlılık yapabilmektedir.

 Tütün ise, en sık  kullanılmakta olan kişide bağımlılık yapmakta olan bir maddedir. Aynı zamanda sigara bağımlılığı , sigara dumanına maruz kalma ülke içerisinde önemli  bir halk sağlığı sorunu olarak bilinmektedir. Sigara kullanımı; kalp hastalıkları, akciğer kanseri ve diğer sebeplerden dolayı Dünya’da her sene 5,4 milyon kişinin ölümüne sebep olmaktadır. Bu süreç içerisinde yasal veya yasal olmayan bağımlılık yapan diğer maddelerin kullanımının ilk basamağını sigaranın da içeriğinde olan nikotin maddesinin kişide bağımlılık oluşturduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. 

 Bireyin madde kullanımın  zararlarını bilmesi durumunda madde kullanımına hala devam etmesi, maddeyi bırakma sürecinin  olumsuz bir şekilde sonuçlanmasının aynı zamanda zamanının  ve maddi kaynaklarının önemli bir sürecini madde kullanarak geçirme durumu başlı başına madde bağımlılığı belirtileri olarak gösterilmektedir.  Tütün, alkol, sigara, tütün ve madde bağımlılığının alt alanları  bulunmaktadır. 

 APA’nın DSM-5 kriterlerinde de aşağıda yazan maddelerden en az üçünün görülmesi durumunda birey madde bağımlısı olarak ele alınmaktadır:
1. Kullanılmakta olan maddeye karşı tolerans geliştirilmesi, 
2. Kullanılan maddenin yokluğunda kişide yoksunluk belirtilerinin göstermesi, 
3. Madde kullanımını bırakmak veya kontrol altına alabilmek için sürekli olarak boş yere çabalamak 
4. Kullanılan maddeyi bulmak, kullanmak ya da bırakmak için çok fazla süre geçirmek 
5. Maddenin soyut olarak düşünüldüğünden daha fazla dozlarda ve uzun süreli süreçlerde  kullanılması 
6. Madde kullanım sebebi  ile sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerde eksiklik yada tamamen bırakma, 
7. Kullanılan maddeden dolayı fiziksel veya ruhsal problemlerin ortaya çıkmasına veya artmasına karşın madde kullanımını sürdürmek. 

 Türkiye’de yapılan madde kullanımı ve bağımlılığı ile ilgili çalışmalar araştırıldığı süre zarfında  madde kullanımında  en riskli ve savunmasız dönemin çocuklar ve gençler olduğu görülmektedir.


 Sigara kullanımını hem önleme hemde  azaltma çalışmalarının temel ilkesi kişinin sigaraya başlama oranını azaltmaktır. Bu nedenle  sigaraya başlama yaşının ve başlama sebeplerinin bilinmesi, çocuklarda ve gençlerde oranlarının saptanması açısından önemlidir. Ayrıca sigaraya başlama yaşının düşmesinin önemli bir sebebi  de çocuklara sigaranın zararlarının yeterli bir şekilde  anlatılmamasından kaynaklandığı görülmüştür, Bu nedenle bu zararlarının ayrıntılı anlatılması önemlidir.  Ancak  sadece bilgi vermenin ve tek boyutlu eğitim programlarının, tek başına sigara kullanımını engellemek te yeterli olmayacağını uzun süreli  sonuçlarda etkisiz  halde olduğu görülmüştür. Bu yüzden geliştirilebilecek  eğitim programlarının sigara içme de ki  sosyal normları farklılaştıracak , sigara içmede sosyal kabul edilebilirliğini daha da azaltacak , sigara kullanımının kişi de uzun süreli olumsuz etkilerini , sigara kullanımı ile ilgili yanlış bilinen algıları, sigarasız ortam isteklerini destekleyecek, çocuk ve gençlerde ki sosyal bilişsel becerileri geliştirebilecek  şekilde  olmasıdır. Diğer önemli süreç ise yapılan çalışmaların  okul, aile ve toplum üzerinden temel  olmasıdır.

 Bireyin bu süreç içerisinde kendisine hedef belirlemesi, ne kadar sürede ihtiyacı olduğunu, sıklığını görebilmesi ve kararlılığını devam ettirmesi için hazırlık planı oluşturulması  önemlidir. Bu rutin içerisinde bireyin yeni rutinler elde etmesi olası tetikleyiciler ile başa çıkmasında yardımcı olacak stratejilerden olabilir. Aynı zamanda bu süreç içerisinde zorlanılıyorsa destek almaktan asla çekinilmemelidir. Bu süreçlerin uzunluğu ;  kişinin motivasyonu , bağımlılık şiddeti, ruhsal ve çevresel faktörler bırakma ve tedavi süresini etkileyen birçok sebep bulunabilmektedir.
Özge Ceylan


 Kaynakça
 
Turhan, E., Inandi, T., Cahit, Özer, ve Akoğlu, S. (2011). Üniversite Öğrencilerinde Madde Kullanımı, Şiddet ve Bazı Psikolojik Özellikler. Turkish Journal of Public Health, 9(1), 33-44.
 
Özcan, S., ve Çetin, Y. (2013). Sigara İle Mücadelede Toplumsal Bilinç. Hak İş Uluslararası Emek ve Toplum Dergisi,2(4), 152-175.
 
Yoldaş, C., ve Demircioğlu, H. (2020). Madde Kullanımı ve Bağımlılığını Önlemeye Yönelik Psikoeğitim Programlarının İncelenmesi. Bağımlılık Dergisi21(1), 72-91.

 


Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat ...

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir ara...

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Öze...

FETİŞİZM BOZUKLUĞU-HÜSEYİN GÜZEY

  FETİŞİZM BOZUKLUĞU Fetişizm bozukluğu; toplumsal, meslekî veya başka önemli alanlarda işlevselliğin anlamlı rahatsızlığına ve bozukluğuna neden olan düşlemler, cinsel dürtüler ve davranışlar olarak tanımlanır (Ventriglio, Bhat, Torales ve Bhugra, 2018). Bu düşlemler, cinsel dürtüler ve davranışlar kişinin normal yaşantısını sürdürmesinde önemli ölçüde engelleyici etki ve fonksiyonel çarpıklıklara sebep olur. Fetiş kelimesi, genel literatür incelendiğinde iki temel anlama sahiptir. Bu anlamlardan ilki ve asli olanı, kişilerin doğaüstü güçlere sahip olduğunu düşündüğü ve özel bir anlam atfettiği nesnedir. Bu nesneler, genellikle onu kutsal kabul eden kişiler üzerinde yönlendirici ve kısıtlayıcı bir etkiye sahiptir. Fetiş kelimesinin literatüre 1887 yılında Alfred Binet tarafından kazandırılan ikinci anlamı ise bir kişi üzerinde erotik düzeyde çekim oluşturan cansız nesne, genital olmayan vücut uzvu veya belirli bir biçimde düzenlenmiş ortamdır. Nitekim, ilk anlamına paralel olarak ...