Ana içeriğe atla

NÖROGELİŞİMSEL İLETİŞİM BOZUKLUKLARINA GENEL BİR BAKIŞ- MİRAY TAVLI

 

NÖROGELİŞİMSEL İLETİŞİM BOZUKLUKLARINA GENEL BİR BAKIŞ


 Nörogelişimsel bozukluk, beyin veya merkezi sinir sistemi hasarıyla karakterizedir. Bu tür bozukluklar anormal beyin gelişimine bağlı olarak bilişsel, iletişim, davranış ve motor becerilerindeki bozukluklarla görülen çok yönlü durumlardır. Gelişen bu durumlar büyümekte olan çocuğun duygu durumunu, öğrenme kapasitesini ve hafızasını etkileyebilir. Özellikle erken gelişim evresinde başlayan önemli nörogelişimsel bozukluklardan bir tanesi iletişim bozukluklarıdır.

 Konuşma bozuklukları DSM-5’in gelmesi ile birlikte iletişim bozuklukları olarak adlandırılmıştır ve nörogelişimsel bozukluklar içinde yer almaktadır. İletişim bozuklukları; dil bozukluğu, konuşma sesi bozukluğu, çocukluk çağı akıcılık bozukluğu (kekemelik), sosyal pragmatik iletişim bozukluğu ve özgül olmayan iletişim bozukluğu klinik tanılarını kapsamaktadır. İletişim bozuklukları çocukluk çağının en sık görülen nörogelişimsel hastalıklarından olmakla beraber bu konu ile ilgili yapılan araştırmalar kısıtlıdır.

 Motor gelişim ve dil gelişimi çocukluk çağında ardışık gelişen ve birbirleri ile yakın ilişki içerisinde olan gelişim alanlardır. Bu bozukluklar grubu erken çocukluk döneminde dilin anlaşılması ile ilgili becerilerin gelişim geriliğine işaret eden alıcı dil bozuklukları ve dilin kullanımı ile ilgili olan ifade edici dil bozuklukları ve genellikle de her ikisi ile ilişkili bozukluklar olarak kliniğe yansırlar. Dil bozukluğu yaygınlık oranlarının %3-8 arasında olduğu ve erkek çocuklarında daha sık görüldüğü bilinmektedir. Bu bozuklukta bu grubun diğer üyeleri gibi çok faktörlü çok geni etkileyen karmaşık bir zemin üzerinde gelişir. DSM-5’de bu tanıyı koyabilmek için işitme bozukluğu, zihinsel yetersizlik ve genel tıbbi duruma bağlı bir bozukluğu olmaması gerekir. Tanı koyabilmek için detaylı gelişim öyküsünün alınması gereklidir. Bu noktada en önemli ayrıntılardan bir tanesi dil bozukluğuna sahip çocukların %30-50 arasında bir oranla anksiyete, davranım ve duygudurum bozuklarına rastlanmış olmasıdır. Kekemelik etkili iletişimi fazlaca engelleyen, konuşmanın istemsiz olarak kesintiye uğradığı bir iletişim bozukluğudur. Çocukların dili anlama ve dilin kullanımı, konuşma becerilerinin yaşıtlarından belirgin olarak geri kaldığı, kullandıkları dilde sözcük hazinelerinin kısıtlı olduğu, daha kısa cümleler kullandıkları gözlenir. Konuşmanın akıcılığının bozulduğu kekemelik konuşmanın akıcılığının istemsiz olarak kesildiği bir durumdur ve çocukluk çağında %5-6 oranında görünür. Bu bozukluk erkeklerde daha sık gözlenir. Tüm yaşlarda görülebileceği gibi çoğunlukla konuşma becerilerinin gelişmeye başladığı 3-5 yaş döneminde ortaya çıkmaktadır. DSM-5’te tanı kategorisine göre bir diğer bozukluk sosyal (pragmatik) iletişim bozukluğudur. Bu tanım dilin sosyal bağlamda çevredeki sosyal ipuçlarına uygun bir şekilde kullanılmasına işaret eder. Bu bozukluk sözle veya sözel olmayan iletişim sorunlar ile görülen sosyal ortamlarda uygun iletişim becerisini geliştirememe olarak tanımlanır. Yineleyici davranışların olmayışı ile otizm spektrum bozukluklarından ayrılan bu bozukluk dil ve iletişim becerilerinin özgül olarak gelişmesinde bir gecikme ve yavaşlığı tanımlamaktadır. Bu bozukluklar ile ilgili yapılacak boylamsal çalışmalar görece yeni bir tanı olan sosyal iletişim bozukluğu ile ilgili yeni bilgilerin kazanılması beklenmektedir.

 Bu alanda çalışmaların artmasıyla beraber yeni bilimsel olgular ortaya çıkmaktadır. Yapılacak çalışmalarla tanı kriterlerinin konulabilirliği yönünden çalışmalar sürdürülmekte. Özellikle literatürde erken müdahale ve sonuçlarının değerlendirme önemine değinilmiştir.

Miray Tavlı


Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle