Ana içeriğe atla

MENTAL RETARDASYON NEDİR?- FATMA NUR ERGÜN


 MENTAL RETARDASYON NEDİR?


    Mental retardasyon kişinin zihinsel işlevlerinin ve becerilerinin biyolojik yaşına uygun olmayarak belirli ölçüde yetersiz olmasıdır. Bu gruptaki insanlar eğitim alma noktasında kendi yaşıtlarının gittiği standart düzeydeki okullarda eğitim ve öğrenim görmekte zorlanmaktadırlar çünkü dikkat, algı, akıl yürütme, hafıza, muhakeme ve problem çözme gibi becerileri yaşlarından beklenen düzeyin altında seyretmektedir (Monomente, b.t. ). Ayrıca mental retardasyon sadece akademik alanda değil iletişim, özbakım, sosyal beceriler ve toplumun içinde var olma, çalışma, kendi hayatını yönetme ve düzenleme gibi alanlarda da iki veya daha fazla bozukluğun görülmesini kapsamaktadır (Çoban, b.t.). Mental retardasyon farklı düzeylerde seyretmektedir. IQ düzeyi 50-55 ile yaklaşık 70 arası hafif düzey, IQ düzeyi 35-40 ile 50-55 arası orta düzey, IQ düzeyi 20-25 ile 35-40 arası ağır düzey ve IQ düzeyi 20- 25’in altında ileri derece ağır düzey olarak farklılaşmaktadır (Toros, 2018). Bir de IQ testleri ile düzey ölçülemeyen ancak MR olduğuna dair güçlü kanıt var olan düzey ise şiddeti belirlenmemiş olarak adlandırılmaktadır. Yaşına uygun bir zekâ seviyesine sahip bir kişi gelişim basamaklarını bir bir geçmeye çalışırken mental retardasyona sahip çocukların gelişim basamaklarının gerisinde kaldıkları görülür. Örneğin yaşıtlarına uygun olarak dikkatini toplamada, kendine ve hayata dair öğrenmelerde yaşının altında performans sergilediğinden bahsedebiliriz. Genellikle kendilerinden küçük yaşlardaki çocuklarla sosyalleşme sürecine girmektedirler. Bu gruptaki bireylerin bulundukları ortama adapte olmada ve o ortama göre davranış sergilemede problem yaşadıkları görülür. Yani bilişsel, dil, motor ve sosyal yeti alanlarına mental retardasyonun yansıdığını söylemek mümkündür (Monomente, b.t.). Mental retardasyon kızlara oranla erkeklerde daha fazla görülmektedir. Çocuklardaki zihinsel işlevlerin nasıl bir durumda ve hangi düzeyde olduğunu anlamak için zekâ testleri kullanılmaktadır. Standart ve objektif ölçüm araçları olarak yaygın kullanılan zekâ testleri ise güvenilirliği ve geçerli yüksek ölçeklerden olan STANFORD-BİNET ve WİSC-R ölçekleridir (Çoban, b.t.).

Mental Retardasyonun Sınıflandırılması

    Mental retardasyon iki farklı başlık altında sınıflandırılmaktadır. Bunlardan ilki psikolojik sınıflandırma başlığıdır. Bu başlık kişinin sahip olduğu mental retardasyonun düzeyine göre ayrılmaktadır; hafif, orta, ağır düzeyde ve ileri derecede ağır düzeyde mental retardasyon.

    İkinci başlık ise eğitsel sınıflandırma başlığıdır. Bu başlık eğitilebilir ve öğretilebilir mental retardasyon olmak üzere ikiye ayrılmaktadır (Çoban, b.t.).

Psikolojik Sınıflandırma

    Hafif Düzeyde Mental Retardasyon: Normale çok yakın bir şekilde seyrettiği için bu kişileri diğer yaşıtlarından ayırmak zordur. Fakat öğrenme hızı kendi yaşına uygun olarak daha yavaştır ve mesleki kariyerini çizerken seçenekleri daha az olabilmektedir. Toplumsal hayatın işleyişine uygun bir yaşam tarzı sürdürmede bir sorun yaşamaları çok daha az olasılıklıdır ve kendi hayatlarını büyük oranda düzenleyip yönetebilmektedirler. Dışarıdan bir kişiden yardım almaya çok daha az ihtiyaç duymaktadırlar (Çoban, b.t.).

    Orta Düzeyde Mental Retardasyon: Bu gruptaki bireyler günlük hayatın içinde çok da fazla olmamakla birlikte bir başka insandan yardım alabilmektedirler. Para ile ilgili mevzularda sorun yaşamamakta ve kendi hayat programlarını oluşturabilmektedirler. Akademik olarak ilerleyebilmekte, kendi özbakımlarını gerçekleştirebilmekte ve mesleki alanda kendileri için uygun olarak hazırlanmış ortamlarda çalışabilmektedirler (Çoban, b.t.).

    Ağır Düzeyde Mental Retardasyon: Bu düzeyde bir mental retardasyona sahip olan bireylerde motor alanında ve konuşma-dil alanında problemler olmaktadır. Alınacak bir özel eğitim programı ile kendi özbakımlarını gözetim altında yardımsız yapabilecekleri hale gelmektedirler. Yine özel eğitim sayesinde hayatın akışına uymada onlara yardımcı olabilecek basit motor beceriler ve insanlarla daha iyi iletişim kurabilme adına beceriler geliştirebilmektedirler (Çoban, b.t.).

    İleri Derecede Ağır Düzeyde Mental Retardasyon: Bu düzeyde bir mental retardasyona sahip bireylerin işlevsellikleri oldukça düşüktür. Bilişsel, dil, motor ve sosyal beceri alanlarında oldukça fazla problemlere sahip olmalarının yanı sıra başka bozuklukların eşlik etme olasılığı vardır (Çoban, b.t.).

Eğitsel Sınıflandırma

  Eğitilebilir Mental Retardasyon: Bu grupta bulunan çocuklar okul hayatlarına başladıklarında yaşıtlarından daha geç ve yavaş olarak öğrenmelerini gerçekleştirirler. Bu yüzden bir özel eğitim programı ile okuma, yazma, sayma gibi temel ilköğretim becerilerini geliştirmelerinde büyük fayda bulunmaktadır. Ayrıca bu becerilerin yanı sıra özbakım becerilerini kazanmaları da mümkündür. Özel eğitimle kazandırılan bu becerilerle kişilerin kendi hayatlarını geçindirebilecek bir mesleğe sahip olmaları da mümkün olmaktadır (Çoban, b.t.).

    Öğretilebilir Mental Retardasyon: Bu grupta bulunan çocukların mental retardasyonu çoğunlukla okul öncesi dönemde fark edilebilmektedir. Öğretilebilirden kasıt bu grubun akademik alanda değil daha çok kendine bakım, günlük hayata adapte olabilme ve iletişim becerisi kazandırma noktasında daha çok ağırlık verilmektedir. Mesleki anlamda ise kazandıkları becerilere uygun olarak her ne kadar çalışma hayatında bulunabilme olasılıkları olsa da çoğunlukla bir başkasının yardımı ihtiyaç duymaktadırlar (Çoban, b.t.).

    Ağır, ileri derecede ağır ve zekâ düzeyi belirlenemeyen çocukların ise neredeyse sürekli gözetim altında tutulmaları gerekir ve her türlü bakım için başka bir bireyden yardıma ihtiyaç duymaktadırlar. Bu gruplardaki çocukların mental retardasyona sahip oldukları çok erken yaşlarda fark edilmektedir çünkü birçok alanda belirgin olarak beceri kayıpları bulunmaktadır. Bu kişilere küçük yaşta özel eğitim verilirse az bir miktar da olsa konuşma becerisi kazanabilmektedirler (Çoban, b.t.).

Mental Retardasyon Neden Olur?

    Doğum öncesi nedenler: Mental retardasyonun en önemli nedenlerinden biri kalıtsal etkendir. Down sendromu, metabolik bozukluklar, annenin hamilelik döneminde geçirdiği enfeksiyonlar, bulaşıcı hastalıklar, zehirlenmeler, alkol ve madde kötüye kullanımı, yetersiz beslenme gibi faktörlerin de mental retardasyona neden olduğu bilinmektedir (Çoban, b.t. ve Monomente, b.t).

    Doğum sırasındaki nedenler: Prematüre doğum, düşük doğum kilosu, doğum sırasında kafa travması, menenjit, doğum sırasında bulaşan enfeksiyonlar, geç doğum gibi nedenler mental retardasyona neden olabilmektedir (Çoban, b.t. ve Monomente, b.t).

    Doğum sonrasındaki nedenler: Kafa travmaları, uyaran eksikliği, kurşun zehirlenmesi, yetersiz beslenme, çocuk istismarı ve ihmali, doğum sonrası enfeksiyonlar zekâ geriliğinin nedenleri arasında sayılmaktadır (Çoban, b.t. ve Monomente, b.t).

Mental Retardasyon Nasıl Tedavi Edilir?

    Mental retardasyonda tedavi sürecinin başlamasından önce tanı koyma süreci gelmektedir. Bunun yapılabilmesi içinde özellikle eğitim kurumlarındaki öğretmenlerin çocukların akademik ve sosyal uyum becerilerini iyi bir şekilde gözlemleyip bir farklılık gördüğünde aileye bildirmeli ve yönlendirme yapma noktasında ailelere yardımcı olmalıdır. Ülkemizde bu duruma gerekli önem verilmediği için mental retardasyona sahip birçok çocuğun kendine uygun olarak özel eğitim programına değil de standart bir programda okumaya zorlanarak eğitim ve öğretim içinde yitip gittiğinden bahsetmek mümkündür. Okul hayatı boyunca zor dönemler geçiren çocuk için bu durum bir faciaya dönüşebilmekte çocuklarda ergenlik döneminde depresyon tabloları ile karşılaşılabilmektedir. Bu yüzden öncelikle kurumlardaki öğretim görevlilerine ve ailelere bu konu hakkında ayrıntılı bilgilendirmeler yapılmalı farkındalık artırılmalıdır. Mental retardasyon ne kadar erken fark edilirse birey gelişime o kadar fazla açık olabilmektedir çünkü belli bir yaştan sonra kazanılması gereken becerileri öğrenmek zorlaşmakta ve bireyin gelişim oranı azalmaktadır. Tanı sürecinin ardından bireyin zihinsel bir profili çıkarılmaktadır. Bu sayede uygun bir özel eğitim programına dahil edilen çocukların hem sosyal hayata uyum hem de akademik becerileri kazanma noktasında desteklenmesi gerektiğini ve mental retardasyon düzeyine bağlı olarak performansında hangi noktaların geliştirebileceği hangi noktalarda ise güçlü olduğu belirlenmelidir. Aile bu sürece dâhil edilerek katkısı ve desteği alınmalı ve hazırlanan programla bireyin güçlü olduğu kanallar yolu ile hem gelişime açık noktaları güçlendirilmeli hem de günlük hayatın ve toplumsal işleyişin içinde var olabilmesi sağlanmalıdır.

Fatma Nur ERGÜN

Kaynakça

   Çoban,A. Çocuklarda Zeka Geriliği(Mental Retardasyon).

   Monomento, Zeka Geriliği(Mental Retardasyon). 

   Toros, F. (2018, Ocak 4). Zeka Geriliği (Mental Retardasyon- MR). 

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik