DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU
Bazı bireylerdeki aktivite düzeyi, dürtüleri kontrol etmekte zorluk veya dikkatsizlik o kadar aşırı seviyededir ki topluma ayak uyduramazlar. Dikkat eksikliği olan çocuklar/Hiperaktivite bozukluğu (DEHB), hareket etmeden oturamaz, sürekli kımıldar, dinlemesi gerekirken konuşur, sürekli birilerinin sözünü keser, başkalarını dinliyor gibi gözükmez, sürekli eşya kaybederler. Yanlışlıkla kendilerini yaralayabilir, sınıfta oturamayabilir veya o kadar dikkatsiz olabilirler ki, öğrenemez. Yani, kontrol dışına çıkan, tutarlı bir şekilde kendilerini dizginleyemedikleri bir durum vardır. Bu çocuklar, duygusal olarak o kadar değişken olabilir ki ebeveynlik yapmak veya bir şey öğretmek güçleşir.
Yetişkinliğe ulaştıklarında ise bu zorluklar şu şekilde devam eder: işlerini tamamlayamama, sık sık trafik kazası yapmak, başkalarını sohbet ederken konu dışına çıkarak veya sözünü keserek çileden çıkarabilirler. İşler bu kadar kötüye gittiğinde, durum dışadönüklüğe veya iyimserliğe bağlanamaz. Sosyal, bilişsel, akademik, ailesel ve nihayetinde mesleki alanlarda bozulmalar yaşanır.
DEHB’deki Ana Belirtiler
Araştırmalar, DEHB’yi iki ayrı ama birbiriyle bağlantılı davranışsal semptom üzerinden tanımlamaktadır:
1. Dikkat:DEHB’de dikkat konusunda yaşanan problem, dikkati sürdürememe veya görevlerine devam edememe, oyununu oynayamama, kuralları ve talimatları hatırlayamama ve bunları yaparken etraftaki dikkat dağıtıcı şeylere direnememek. Aynı zamanda, planlama ve düzenli kalma sorunlarının yanı sıra dakiklik ile ilgili de sorunları içerebilir.
Ebeveynler ve öğretmenler sık sık çocuğun yaşıtlarına göre gerektiği kadar iyi dinlemediği, konsantre olamadığı, kolayca dikkatinin dağıldığı, ödevlerini bitiremediği, unutkan olduğu ve sık sık aktivite değiştirdiği konusunda yakınabilir. Araştırmalar bu şikayetleri doğrulamaktadır. DEHB’li çocuklar daha fazla görev dışı davranış ve daha az görev üretkenliği sergilediği, verilen görevlerden (televizyon dahil) daha sık uzaklaşma, sıkıcı görevlerde daha kısa süre istikrar sağlama (sürekli performans gerektiren görevler gibi); daha yavaş olma ve kesintiye uğrayan bir göreve dönme olasılığı daha düşüktür.
2. Hiperaktivite – Dürtüsel Davranış: Dürtüselliğin kişilik ve davranış bazında tanımı farklı literatürlerde araştırılmıştır. Dürtüselliğin disinhibisyonla (duygu ve eylemlerin kontrol edilememesi) ilişkili olduğu söylenebilir. Dürtünün durdurulması iki temel yolla sağlanabilir ve bu iki yolda dikkat gerektirir. Birincisi, çocuğun çaba sarf etmesi veya bilişsel kontrol sergilemesidir (yani, çocuk dikkati uygular ve davranışı gönüllü olarakbastırabilir veya engelleyebilir). Şu şekilde hayal edin: Yanlış bir şey söylenen birinin sözünü kesme dürtüsüne sahipsiniz ancak kendinizi sıranızı beklemeye zorluyorsunuz çünkü nezaketin önemli olduğuna inanıyorsunuz. Dürtünün engellenebilmesinin ikinci yolu, daha güçlü bir dürtüdür. Korku veya kaygı bir davranışı durdurabilir ve bu süreçte istemsizce dikkati çekebilir. Örneğin, öğretmenin olmadığı sınıfta çocuk, kapının yüksek sesle çaldığını veya sınıfa yabancı bir çocuğun girmesiyle istemsizce durabilir. Aynı zamanda, dürtüsellik disinhibisyon olmadan da ele alınabilir, örneğin, bir ödülün değerli olması. Anlık sağlanan ödüller, daha sonraki ödülleri etkiler ve bu sayede öğrenmeyi ve davranışı şekillendirebilir.
Klinik olarak DEHB’li çocuklar, aşırı aktivite düzeyi ve yerinde duramama gibi zorluklar gösterir; gerektiğinde oturabilme yeteneğinde düşüklük; daha fazla objeye dokunma; diğer çocukların sergilediğinden daha fazla hareket etme, koşma ve tırmanma; yüksek sesle oynama; aşırı konuşkanlık ve dürtüsel davranma; başkalarının faaliyetlerini bölmek; ve sırada veya oyunda sırasını beklemek için diğerlerinden daha az yetenekli olmak. Araştırmalar, DEHB’li çocukları diğerlerinden daha aktif olarak belgeliyor.
DEHB’nin nörogelişimsel bir bozukluk olduğunu bilmek önemlidir, ancak Down sendromu gibi her durumda belirgin olan bir dramatik bozukluk değildir. Bazı DEHB vakalarında sendrom bir bakışta açıkça görülebiliyor olsa bile DEHB’de görülen davranışsal ve bilişsel problemler çoğunlukla bağlama bağlıdır – yani sadece belirli durumlarda belirgindir, hepsinde değil.
DEHB’li çocukların dikkatini görevlerinde sürdürme, dürtülerini kontrol etme, aktivite seviyelerini düzenleme ve iş üretme konusunda sıkıntı yaşamasını sebep olan çeşitli faktörler vardır.
Bu çocukların performanslarının daha kötü olduğu durumlar:
Erken saatlere göre günün ilerleyen saatleri daha kötüdür.
Organize etmek için strateji kullanmaları gerektiği işlerde daha kötüdür.
Kısıtlamaların talep edildiği işlerde daha kötüdür.
Düşük seviyede teşvik/uyarım olduğunda daha kötüdür.
Anında ödüllendirme sağlanmadan önce uzun süreli ara verildiği veya ertelendiği
durumlarda daha kötüdür.
Görevi gerçekleştirirken bir yetişkin tarafından kontrol edilmediği zamanlarda daha
kötüdür.
DEHB’li çocuklar, eğer yapılan bir görevde süreklilik (ev işleri, ev ödevi vb.) gerekiyor ise veya davranışını kontrol etmesi gerektiği durumlarda (restoranlar, ebeveyn telefondayken vb.) daha fazla problemli davranış sergilerler. Yapılan araştırmalarda DEHB’li çocuklar babaları evde olduğunda daha az problemli davranış sergilediklerini bulunmuştur.
Okul ortamında semptomların şiddetiyle ilgili dalgalanmalar olduğu ortaya çıkmıştır. Görevi istikrarlı bir şekilde yapmaları gereken ve davranışlarının kısıtlanması gerektiği durumlarda (sınıfta, sınavda vb.) daha fazla problemli davranış sergilenirken; daha az iş yükünün ve daha az davranışsal kısıtlama gerektiren durumlarda (teneffüste, öğle yemeğinde, koridorda vb.) problemli davranışın düşük olduğu bulunmuştur. Hatta, özel etkinliklerin olduğu zamanlarda (geziler vb.) çok daha az problemli davranış sergilerler.
Gizem GÖZEN
Kaynakça
Mash, E. J., & Barkley, R. A. (2014). Child Psychopathology. New York, London: The Guilford Press.
Yorumlar
Yorum Gönder