Ana içeriğe atla

ONİOMANİA - YAĞMUR NİLAY CÖMERTPAY


ONİOMANİA

Son zamanlarda indirimler ile ilgili reklamlardaki artışlar dikkatimi çekmeye başladı. Satın almanın bizi mutlu edeceğini söyleyen acele etmemiz gerektiğini ve almazsak çok şey kaybedeceğimizi hissettiren reklamlarla çevrili etrafımız. Şahane Cuma, Efsane Günler, Özel Fırsatlar, Flaş İndirimler, Yıl Sonu İndirimleri … Elbette bu yeni bir pazarlama stratejisi değil fakat sokakta yürüyüş yaparken, müzik dinlerken, sosyal medyada gezinirken, televizyon seyrederken hemen hemen her yerde aynı reklamları görmeye başlıyoruz ve istemsiz bir şekilde bir şeyler almaya başlıyoruz. Belki ihtiyacımız olarak, belki bir gün ihtiyacımız olacağını düşünerek, belki de ihtiyaç fazlası… 
Alışveriş bağımlılığı (onyomani), ilk olarak yaklaşık bir asır önce Alman psikiyatrist Emil Kraepelin tarafından tanımlanmıştır. Alışveriş bağımlılığı bir diğer deyişle "oniomania" Yunancada "satılık" anlamına gelen ‘onios’ ve "delilik" anlamına gelen ‘mania’dan gelmektedir.  Onyomani, o zamandan beri, zorlayıcı alışveriş, zorlayıcı tüketim, zorlayıcı satın alma, bağımlılık yapan satın alma, kontrolsüz satın alma ve 'spendaholizm (alışverişkolik)' olarak çeşitli şekillerde anılmıştır. Ben yazımda alışveriş bağımlılığı olarak ele alacağım ve sizlere açıklamaya çalışacağım. 
Genellikle geç ergenlik ve erken yetişkinlik döneminde başlayan alışveriş bağımlılığı, duygu durum bozuklukları -özellikle depresyon-, kaygı bozuklukları, madde kullanım bozuklukları, yeme bozuklukları, diğer dürtü kontrol bozuklukları ve kişilik bozuklukları-obsesif kompülsif kişilik bozukluğu, sınırda kişilik bozukluğu ve çekingen kişilik bozukluğu- dahil olmak üzere diğer bozukluklarla birlikte ortaya çıkabilmektedir.
Fakat, alışveriş bağımlılığının geçerli bir akıl hastalığı mı yoksa bireylerin duygularını yönetmek veya kendi kimliklerini ifade etmek için kullandıkları bir boş zaman etkinliği mi olduğu konusunda çok fazla tartışma olmuştur. Alışveriş bağımlılığı, tanı kriterlerini oluşturmak için mevcut araştırmaların yetersiz olması nedeniyle şu anda Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı beşinci baskısında (DSM-5; Amerikan Psikiyatri Birliği [APA], 2013) yer almamaktadır. Alışveriş her ne kadar gündelik bir ihtiyaçmış ve sorun değilmiş gibi gözükse de anlık istek ve hazlarla ihtiyaç olmadığı halde satın alma bir bağımlılık biçimi olduğu öne sürülmektedir. Birçok uzman, alışveriş bağımlılığının davranışsal bir bağımlılık çerçevesine en iyi şekilde uyduğuna inanmaktadır. Diğer davranışsal bağımlılıklar gibi, alışveriş bağımlılığı da hayatımızın diğer alanlarında sorunlara yol açan, iyi hissetmenin ve kaygı ve depresyon gibi olumsuz duygulardan kaçınmanın bir yolu olarak ele alınabilir. 
 Peki normal alışveriş ve alışveriş bağımlılığı arasındaki fark nedir? Tüm bağımlılıklarda olduğu gibi, alışveriş bağımlılığını diğer alışveriş türlerinden ayıran şey, davranışın kişinin stresle başa çıkmanın ana yolu haline gelmesi, bazı yaşam alanlarını açıkça olumsuz etkilediği halde aşırı alışveriş yapmaya devam etmesidir. Yani, diğer bağımlılıklarda olduğu gibi, alışveriş kısa vadede iyi ve mutlu hissettirir. Bununla birlikte, bu duygular genellikle endişe veya suçluluk ile karıştırılır ve çoğu durumda suçluluk veya endişe sizi daha fazla alışveriş için mağazaya geri itebilir. Alışveriş bağımlılığının uzun vadeli etkileri ise bağımlılığın yoğunluğu ve kapsamına göre farklılık gösterebilir. Birçok alışveriş bağımlısı finansal sorunlarla karşı karşıya kalır ve borç altında ezilebilir. Bazı durumlarda, kişisel ilişkiler de zarar görebilir. Sonunda boşanabilir veya kendilerini anne-babadan, çocuklarından veya diğer sevdiklerinden uzaklaştırabilir. Ancak alışveriş bağımlılığı olan insanlar alışverişin negatif etkilerine rağmen harcamalarını durduramazlar ve hatta kontrol edemezler. 


Bağımlılık kişisel olduğundan ve herkes için farklı görünebileceğinden, bir sorununuz olup olmadığını bilmek zordur. Eğer bir alışveriş bağımlısı olup olmadığınızdan şüphe ediyorsanız kendinize aşağıdaki soruları sormanız öneriliyor. Bu soruların çoğuna “evet” cevabını veriyorsanız, bir bağımlılığınız olabilir (American Addiction Center, 2021):
·      Öfkelendiğinizde veya hayal kırıklığına uğradığınızda alışveriş yapar mısınız?
·      Stresinizle başa çıkmak için alışveriş yapar mısınız?
·      Aşırı harcama hayatınızda sorunlar yarattı mı?
·      Alışveriş ihtiyacınız konusunda sevdiklerinizle anlaşmazlıklar mı yaşıyorsunuz?
·      Alışveriş yaparken coşkulu koşuşturmalar veya kaygılar mı yaşıyorsunuz?
·     Alışverişten sonra, vahşi veya tehlikeli bir şey yapmayı yeni bitirmiş gibi (yoğun bir öfori veya heyecan) hissediyor musunuz?
·      Alışverişten sonra, yaptığınız şeyden dolayı hiç suçluluk veya utanç hissettiniz mi?
·      Hiç kullanmadığınız veya giymediğiniz şeyleri sık sık satın alıyor musunuz?
·      Günlük veya haftalık olarak alışveriş yapma takıntınız var mı?
·      Zorunlu alışverişi durdurma girişimlerinde başarısızlık yaşadınız mı?
 
Teşhiste olduğu gibi, tedavi yöntemi olarak neyin işe yaradığına dair sınırlı kanıt olduğundan, alışveriş bağımlılığının tedavisi için uygun yönetimi bulmak zor olmuştur. Hem farmakolojik hem de psikolojik tedavinin yararlı olduğu öne sürülmektedir. Ancak kendi kendinize yapabileceğiniz bazı değişiklikler ile de alışveriş bağımlılığı ile başa çıkmak mümkündür (Kuzma 2006).
1.  Zorunlu bir alışverişçi olduğunuzu kabul edin.
2.  Kredi kartı kullanmayı bırakın onun yerine nakit para ile alışveriş yapın çünkü nakit para ile giden harcamalarınızın daha çok farkında olacaksınız. 
3. Yalnızca bir arkadaşınız veya akrabanızla alışveriş yapın çünkü utanç, aşırı harcama eğiliminizi engelleyecektir. 
4.  Alışveriş dışında boş zamanlarınızı değerlendirecek başka aktiviteler bulun.  
 
2022 Yılı için hedef listemize “alışveriş harcamalarımı kontrol etmek/gereksiz harcamalar yapmamak/ihtiyaç fazlası harcama yapmak yerine birine yardım etmek veya sokak hayvanlarına mama almak” gibi bir madde eklemeye ne dersiniz? 

Yağmur Nilay Cömertpay

KAYNAKÇA

    Brunelle, C., & Grossman, H. (2022). Predictors of online compulsive buying: The role of personality and mindfulness. Personality and Individual Differences, 185. doi:https://doi.org/10.1016/j.paid.2021.111237
    Granero, R., Fernández-Aranda, F., Steward, T., Mestre-Bach, G., Baño, M., Pino-Gutiérrez, A. d., . . . Jiménez-Murcia, S. (2016). Compulsive Buying Behavior: Characteristics of Comorbidity with Gambling Disorder. Frontiers in Psychology, 7(625). doi: 10.3389/fpsyg.2016.00625
    Kuzma J, Black DW (2006) Compulsive shopping: when spending begins to consume the consumer. Journal of Family Practice 5 (7) (http://www. jfponline.com/Pages.asp?AID=4266).
    Murali, V., Ray, R., & Shaffiullha, M. (2012). Shopping addiction. Advances in psychiatric treatment, 18, 263-269. doi:10.1192/apt.bp.109.007880

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik