LEV VYGOTSKY
Merhaba sevgili Psitoth okuyucuları, umarım iyisinizdir ve hayatınız tam da istediğiniz gibi ilerliyordur. Bu ay size çeşitli bilim insanları ve onların kuramları ile geliyoruz. Umarım her bir yazıda kendinize katacak yani bilgiler ve ilginizi çekecek konular bulabilirsiniz. Bu yazıda size Lev Vygotsky isimli kuramcıdan bahsederek hayatına ve çalışmalarına dair bilgiler sunacağım.
Gelişim psikolojisine özellikle de çocuk gelişimine odaklanan Vygotsky 1896 yılında Orşa şehrinde doğmuştur. Rus bir psikolog olmakla birlikte Pavlov, Freud ve Piaget ile aynı dönemde yaşamıştır (Öncü, 2018). Gelişim süreci üzerine odaklanan çalışmalarında öğrenmenin sosyokültürel yönlerine değinerek bu konudaki araştırmalarıyla literatüre önemli katkılarda bulunmuştur.
Eğitimine Tıp alanında başladı ancak bir süre sonra çeşitli sebepler nedeniyle hukuk eğitimine geçerek 1917 yılında hukuk fakültesinden mezun oldu. Mezuniyetinin ardından psikolojiyle ilgilenmeye başladı, 1924’te bir devlet okulunda önce edebiyat sonra psikoloji dersleri vermeye başladı (Erdener, 2009). Vygotsky’nin birçok ilgi alanı olmasıyla birlikte çoğu zaman çocuk gelişimi üzerine odaklandı. Arkadaşlarıyla birlikte de çocuk psikolojisi ve pedagoji üzerine çok sayıda çalışmada bulundu. 38 yaşında tüberküloz nedeniyle hayatını kaybedene kadarki 10 yıllık süreçte 270 makale ve 10 kitap yayınladı.
O dönemde çocuk gelişimi üzerine odaklanan büyük isimlerden biri de Piaget olmuştur. Vygosky bilişsel gelişim kuramıyla bir anlamda Piaget’in kuramına karşı çıkmıştır. Başlıca tepkisi de Piaget’in kuramında altını çizdiği olgunlaşmaya vurgu yapan genetik yaklaşımınadır (Erdener, 2009). Vygotsky, Piaget’e zıt olarak çocukların zihinlerinin sosyal çevreleri ile etkileşime girerek nasıl geliştiğine vurgu yapmıştır (Myers & Dewall, 2015).
Vygotsky çalışmalarında sosyokültürel öğrenmenin altını çizmektedir. Öncelikli olarak bilişsel gelişim alanındaki yetkinliklere odaklanan Vygotsky, bahsettiği bu yetkinliklerin, toplumun daha olgun bireyleriyle çocuklar arasındaki karşılıklı etkileşimler sonucu geliştiğini öne sürmektedir (Öncü, 2018). Bir diğer deyişle ona göre, insanların çocukluk dönemindeki davranış yelpazesi çevredeki kişilerle olan etkileşimleri sonucunda gelişmektedir. Ona göre 2 yaşına kadar çocuğun bilişsel gelişiminde doğal çizgi hâkim olmaktadır, ancak sonrasında doğal çizgi yerini kültürel çizgiye bırakmaktadır (Ergün & Özsüer, 2006). Çocuğun gelişiminde hakim olan kültürel çizgiyle birlikte de kültürel etkileşimlerin önemi artmaktadır. Bu perspektifle değerlendirildiğinde çocukların yaşamlarında çevresindeki bireylerin çocukların öğrenmeleri üzerindeki etkileri oldukça fazladır. Piaget’nin öğrenme konusundaki çocuğun bir bilim insanı olduğu yönündeki mecazına karşılık Vygotsky çocuğu kültürünün bilgi ve becerilerini kazanan bir çırak olarak görmüştür. Kısacası Vygotsky öğrenmeyi Piaget’ın aksine toplumsal bir etkinlik olarak görmektedir.
Vygotsky’nin kuramını belli kavramlar ile temellendirmiştir. Bu kavramlar arasındaki en önemlilerinden biri de “Yakın Gelişim Bölgesi’dir. Vygotsk’e göre “Yakın Gelişim Bölgesi (YGB)” çocukların tek başına üstesinden gelemeyeceği, başkalarının rehberliği ve yardımına ihtiyaç duyduğu görevler için kullanılmaktadır. Bu bölgenin alt ve üst sınırları bulunmaktadır. Y.G.B. nin alt sınırı, bir çocuğun tek başına bağımsız olarak ulaşabildiği problem çözme düzeyidir. Üst sınırı ise çocuğun yetkin bir eğiticinin yardımıyla alabileceği artan sorumluluk düzeyidir (Öncü, 2018).
Vygotsky’nin ortaya koyduğu bir diğer önemli kavram da Y.G.B. ile yakından ilgili olan “Yapı İskelesi” kavramıdır. Bu kavrama göre Bir yetişkin ya da çocuktan daha becerikli olan bir kişi çocuğa yeni beceri öğrenme aşamasında yardım etmektedir. Bu yardımın düzeyi de çocuğun ihtiyacına göre şekillenmektedir. Söz edilen bu yardım çocuk gerekli beceriyi kendi başına yapabilene kadar devam etmektedir. Sonrasında yetişkin tarafından verilen bu aşamalı yardım, çocuk beceriyi tek başına yapma düzeyine geldiğinde yine aşamalı olarak azalmaktadır. Yani öğrenme sürecinde yapı iskelesi kişi ile kişinin öğrenmesi gereken beceri arasındaki aracıdır.
Özetlemek gerekirse Vygotsky kuramını sosyokültürel perspektif çerçevesinde temellendirir. Çevrenin en önemli etkenlerden biri olduğunu savunurken çocuğun gelişimi sürecinde de çevresindeki etkileşimlerin öneminin altını çizer. Çocuğu mecazen bir çırak olarak tanımlar ve çocuğun bilişsel gelişiminin kültürel etkileşimler yoluyla geliştiğini öne sürer.
Vygotsky gelişim alanında ortaya koyduğu önemli çalışmalarına rağmen Freud, Piaget gibi kuramcıların ulaştığı zirveye ulaşamamıştır. Bu durumun birkaç nedeni olmakla birlikte karşılaştığı büyük engellerden biri olarak ülkesinde yaşadığı dönemde olan güçlükler nedeniyle düşünce ve fikirlerine ulaşılamaz oluşundan kaynaklanmaktadır. Bir diğer büyük neden ise çok erken yaşta ölmesindendir.
Dorukhan Sağlam
KAYNAKÇA
Erdener, E. (2009). VYGOTSKY’NİN DÜŞÜNCE VE DİL GELİŞİMİ ÜZERİNE GÖRÜŞLERİ: PİAGET’E ELEŞTİREL BİR BAKIŞ. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 7 (1) , 85-103.
Ergün, M., Özsüer, S. (2006). Vygotsky’nin yeniden değerlendirilmesi. Afyon Karahisar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2, 269-292.
Myers, D. G., Dewall, C. N. (2015). Psikoloji (11. Baskı). (Çev. Batıgün, A. D.). İstanbul: Palme Yayınları.
Öncü, T. (2018). Lev S. Vygotsky'nin Gelişim Kuramı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 39(1-2), 227-236.
Yorumlar
Yorum Gönder