ALFRED ADLER
Sevgili Psithoth okuyucularım, psikoloji bilimine kuramlarıyla katkıda bulunmuş birçok insan olmuştur. Bizler bu ay bu kuramcıları sizlere daha yakından tanıtacağız. Bu yazımda sizlere Alfred Adler’i daha yakından tanıtacağım.
Alfred Adler 7 Şubat 1870’te Viyana yakınlarındaki bir köyde doğdu. Adler, dört erkek ve iki kız kardeşe sahipti. Annesi ev hanımı babası ise tüccardı. Alfred Adler için çocukluk dönemi çok zor geçti. Abisinin aksine sürekli hastalıklarla uğraşıyordu. Abisinin sağlıklı ve ondan daha güçlü olması Adler’in abisiyle sürekli bir rekabet halinde olmasına sebep olmuştu. Yaşadığı hastalıklı dönemlerde annesinin ona olan yoğun ilgisi kardeşinin doğumuyla sona ermişti. Abisiyle yaşadığı rekabet ve kardeşinin doğumuyla ona olan ilginin azalması aşağılık duygularıyla baş etmek zorunda kalmasına sebep oldu. Kardeşleriyle yaşadığı bu duygular Adler’in aşağılık duyguları ve doğum sırasının karakter üzerindeki etkileri hakkında teorilerinin çıkış sebebidir. Adler’e göre insan hayata bazı eksikliklerle başlar bunlar organ eksikliği gibi insanı daha zayıf ve güçsüz olmasına sebep olacak eksikliklerdir (İnanç ve Yerlikaya 2018 s.46). Bu eksiklikler insanda aşağılık duygularının oluşmasına sebep olur ve insan bunu yenmek için üstünlük çabasına girer (İnanç ve Yerlikaya 2018 s.46). Adler’in abisine göre kendisini daha eksik hissetmesi ve çocukluğu boyunca bunun üstesinden gelmesi bu teorinin çıkışıdır. Altı kişilik çocuklu bir ailede ikinci çocuk olan Adler’in kardeşinin doğumuyla hissettiği duygulardan dolayı da doğum sırasının önemini vurgular. Adler, ilk çocuğun daha liderliğe yatkın olduğunu, ikinci çocuğun daha yarışmacı ve hırslı olma eğiliminde olduğunu, en küçük çocuğun ise yetersizlik duyguları geliştirebileceğini söyler (İnanç ve Yerlikaya 2018 s.54).
Alfred Adler, çocukluğunda akademik olarak başarısızdır. O kadar başarısız bir eğitim hayatı vardı ki öğretmeni babasına Adler’i okuldan almasını söylemiştir. Ancak babası öğretmeni dinlememiştir ve çocuğunun okula devam etmesini sağlamıştır. Babasının yanında olmasıyla Adler çok çalışmıştır ve hep hayal ettiği tıp bölümünü kazanmıştır. Adının duyulmasını sağlayan kuramı ise bireysel psikoloji. Kişiliği anlayabilmek için kişinin sosyal ilişkilerine bakmak gerektiğini vurgulamıştır. Adler, “birey ancak toplumla kaynaşıp iç içe geçererek birey niteliğini kazanır” demiştir (İnanç ve Yerlikaya 2018 s.43). Kişinin sürekli birileriyle işbirliği yaptığını ve bunu bebeklikte öğrenildiğini söylemiştir (Schultz ve Schultz, 2020 s.654). İnsanın sosyal bir varlık olduğunu vurgulayarak kişiyi anlamak için sosyal ilişkilerdeki yerini anlamanın önemini vurgulamıştır.
Hayatının son yıllarında Amerika’ya sık sık gitmiş ve orada popüler biri olmuştur. 1987 yılında Raissa Epstein ile evlenmiş ve dört çocuğu olmuştur. Konferans vermek için gittiği İskoçya’da 1937 yılında kalp krizinden ölmüştür. Sayısız kitap ve makale yazan Adler’in kuramı yaygınlaşarak okunmaya devem edilmiştir.
Bir sonraki yazıma kadar musmutlu günler dilerim sizlere…
Emine Miray Bingöl
Kaynakça
Schultz, D.P. ve Schultz, S.E. (2020). Modern Psikoloji Tarihi. (Çev.Y. Aslay) İstanbul: Kaktüs Yayınları
Yorumlar
Yorum Gönder