Ana içeriğe atla

BİR RÜYA İÇİN AĞIT (REQUIEM FOR A DREAM) FİLMİNİN ANALİZİ- HÜSEYİN GÜZEY

 

BİR RÜYA İÇİN AĞIT (REQUIEM FOR A DREAM) 

FİLMİNİN ANALİZİ




Yönetmenliğini ve senaristliğini Darren Aronofsky’nin üstlendiği; Hubert Selby Jr. ın 1978 tarihli “Bir Düş için Ağıt” adlı romanından 2000 yılında beyazperdeye uyarlanan “Bir Rüya için Ağıt” filmi, temelde bağımlılık konusunu ele almaktadır. Bağımlılık olgusunun, bireylerin istencini ne denli kısıtladığını ve bireylerin yaşantısını ne denli yönlendirdiğini gözler önüne seren bu film, izleyicilerin filmdeki karakterler üzerinde eleştirilerde bulunmasına olanak tanımasının yanı sıra izleyicilere bir öz değerlendirme sunması bakımından da ön plana çıkıyor.

Dört ana karakterin merkezinde kurgulanan film, bu dört ana karakterin bağımlılıkları üzerinden ilerliyor. Sara Goldfarb, yalın bir bakışla bir televizyon bağımlısı; ayrıntılı bir bakışla eşinin apansız vefatının ve oğluyla kopuklaşan ilişkisinin bir sonucu olarak içsel yalnızlığını dindirmede bir araç olarak kullandığı “ekranda canlandırılmış karakterlerin” bağımlısıdır. Vefatın geri döndürülemezliği ve ilişkinin onarılamazlığı gerçeği, ilk başta bir çıkar yol olarak tercih edilen bu yolun zamanla bir bağımlılık çıkmazına evrilmesinin yegâne müsebbibi olmuştur. Sara Goldfarb’ın oğlu Harry Goldfarb, yalın bir bakışla bir uyuşturucu bağımlısı; ayrıntılı bir bakışla babasının apansız vefatının ve annesiyle kopuklaşan ilişkisinin bir sonucu olarak yaşamın ağır gerçekleriyle başa çıkmada mağlup olan benliğini teskin etmede kullandığı “maddelerin” bağımlısıdır. Geçmişleri ve yaşantıları çok ayrıntılandırılmasa da Marion Sylver’in uyuşturucu bağımlılığında ailesi ile olan çarpık ilişkisi ve Tyron Love’un ise uyuşturucu bağımlılığında bir “anne yokluğu” göze çarpmaktadır.
            Filmin arka planı alegorik bir işleyiş barındırmaktadır. Bu alegorik yapı “yaz-sonbahar -kış” mevsimleri çerçevesinde kurgulanmıştır. Yaz mevsimi, umutsuz ve tekdüze ilerleyen yaşamlara umutlu ve heyecanlı kapılar aralarken; sonbahar mevsimi, bu kapıları usul usul kapatır ve kış mevsimi, usulca kapanan kapıları bir bir kilide vurur. Bu mevsimlerin ilkbaharla takip edilmemesi, bağımlılık olgusunun belirli bir raddeden sonra geri döndürülemez bir süreç olduğunun göstergesidir. 



BİR RÜYA İÇİN AĞIT FİLMİ KAPSAMINDA BAĞIMLILIK OLGUSU 

Bağımlılık; bir kişinin bir nesneyle veya bir kişiyle kurduğu, öz istencinden yoksun kaldığı, vazgeçme potansiyelinin bulunmadığı, kişi üzerinde olumsuz etkiler yaratan, süreğen bir ilişki türüdür.
            “Bir Rüya için Ağıt” filmi kapsamında bağımlılık nedir?  
Bağımlılık, hayranı olduğu programa katılma teklifi aldığında sevinçten havalara uçan ve kiloları yüzünden kırmızı elbisesine girebilmek için haftalarca diyet yapan Sara’nın, beyin kıvrımlarını sancılara boğan elektroşoklara maruz kalmasıdır. Bağımlılık, uyuşturucu ticaretiyle zengin olma hayalleri kuran ve yaşamını sevgilisine adayan Harry’nin, hapishanenin pisliklerini temizleyebilmesi için kolunun kestirilmesidir.
Bağımlılık, gecelerini biricik sevgilisi eşliğinde tutku ve şehvet dolu dakikalarla anlamlandıran Marion’un, bir uyuşturucu baronunun pazarladığı bir gecede ağızlarından salyalar akarak tezahürat tutan erkeklerin önünde “ass to ass” denen iğrençliğe düşmesidir. Bağımlılık, uyuşturucu ticaretiyle zengin olma hayalleri kuran Tyron’un, kodaman bir memurun komutası altında bir hapishane bahçesinde kusa kusa çalışmasıdır.
Bağımlılık… Peki, sizce bağımlılık nedir?
Teşekkürler,
         Hüseyin Güzey

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle