Ana içeriğe atla

BETTY BLUE- ÖZGE CEYLAN

 

BETTY BLUE



Bir çok ülkenin her yerinde sinema sinema sektörü psikopatolojinin birbirinden farklı alanlıyla ilgilenmeye başlaması ile beraber filmler bir noktada öğrenme sürecinin bir parçası aracı olmaya başlamıştır.  İlgi çekici heyecan yaratan karakterler filmlerin genellikle bir arada yer aldığı öykü kalıplarını dikkat çeker. Bu kalıplara baktığımızda boşluk duygusu, dürtü sel davranışlar kimlik karmaşası, klinik olarak değerlendirildiğinde sınırda kişiliğin belli ipuçları yer alır.
            Sizlerle beraber ‘‘ Betty Blue’’ filmini sınırda kişilik bozukluğuyla inceleyeceğiz. Betty Blue filmi, film sektörünün sinema dünyasının sınırda kişilik yapısının bir örneğidir. Filmi kısaca bir özetleyecek olursak; Betty  genç  yirmi yaşında bir kadındır. Filmde Betty’nin geçmişi hakkında herhangi bir detay ve bilgi yer almamaktadır. Aynı zamanda filmin başlarında herhangi bir psikolojik problemi yansıtılmamaktadır. Fakat Zorg karakteri ile ilişki yaşamaya başlar ve birlikte yaşamaya başlarlar. Betty Zorg’un yaşadığı yere gitmesiyle dürtü sel davranışları ve yaşamında anlam eksikliği görür. Betty hiçbir şekilde evden ayılmaz, yalnızca sürmüş olduğu ilişini tutkusuyla yaşamına devam etmektedir. Bir gün erkek arkadaşının iş yerindeki patronuyla problem yaşaması sonucunda, Betty normal kabul edilemeyecek öfke patlamaları ortaya çıkar . Aynı zamanda farklılık gösteren ruh halleri yaşamaktadır. 
            Sınırda kişilik bozukluğunu ele aldığımız da ; sınırda kişilik bozukluğu, kendine zarar verebilme, uygun olmayan öfke problemleri duygu durum bozukluğu, işlevsizlik, kişinin kendine zarar vermesi, kimlik problemi, ilişkisel sorunlar, ile ele alınan bir bozuktur. Tanımının ele alınabilmesi isi erken yetişkinlikte ele alınacak 9 faktörden 5 inin  yada bir çoğunun bireyde yer alması bir koşuldur. Kişinin  terk edilmemesi için  fazla  bir çaba  göstermesi, bireyin kimlik karmaşası yaşaması, , dürtü sel davranış göstermesi, boşluk hissiyatının süreğen devam etmesi, öfke anında kontrolünde problem yaşaması, intihar düşüncesi hem bireyin kendisine zarar vermesi hem de duygu tutarsızlığı yaşaması son olarak ise şüpheci düşüncelerin yer almasıdır.  Genç yetişkinlikte uzun süreli davranışların değerlendirilmesi çok önemli bir faktördür. Sınırda kişilik bozukluğunu değerlendirirken bu semptomların bireyden bireye farklılık göstereceğini bilmek önemlidir. Genellikle kişilerde , dramatize davranış, duygusallık ve kişideki denge olmayan durum fark edilir. Bir zamanda da gerçekçi olmayan düşüncelere , kontrolsüz ilişkisinde terk edilme korkusu, öz denetin problemi, bireysel sınırlara saygı göstermezler. Filmi analiz ettiğimizde ise Betty karakteri erkek arkadaşı ile yaşamış olduğu ilişkisinde fantezi tutku ve cinsellik üzerine kurulmuştur. Erkek arkadaşı bu ilişkiye mutlu yaklaşmamaktadır,  Betty sınırda kişilik bozukluğu olan terk edilme korkusunu yaşar ve sürekli terk edileceklerine bir yön arar.  Bu sebeple de ilişkisin de düzenli olarak süreğen bir şekilde hem sevgi hem de sadakat duygusunu talebinde bulunur. Ve sonrasında da aslında Betty fazlasıyla muhtaç ve güvensiz bir hal alır.  Betty’nin terk edilme korkusu ortaya çıkmaktadır.  Bunlara ek olarak Betty erkek arkadaşı. Zorg ‘ u yazarlıktan vazgeçtiği için sürekli değersizleştirmektedir. Betty karakterinde bu durumlardan kaynaklı kendine de güvenmesinden dolayı öz benlik problemi yaşadığı görülür. Film boyunca da Betyynin öz kimliği olmadığı görülmektedir.  Aynı zamanda filmin sonuna kadar Bettyde dürtü sel davranış problemleri duygulanım problemleri görülmektedir.  Şöyle ki filmin bir sahnesinde erkek arkadaşı patronuyla konuşurken Betty patrona saldırır ve aşağı iter eşyaları fırlatır. Bu davranışının üzerine üstünü giyinir ve erkek arkadaşını bekler . Betty filmde kendine zarar vermeye çalışır. Zorg ile alışverişten dönerken arabayı kullanır ve arabada aşırı hız ve araları sollama ile kaza yapma noktalarına kadar gelirler. Bir noktada da Betty’nin bu davranışları çevresine ve kendine zarar verebilme durumuna dönüşür.  Son olarak ise Zorg bir gün , Betty’i çıplak bir şekilde küvetin dibinde bulur, ve ne yaptığını sorar , Betty’nin cevabı ise garip sesler duyduğu ve delirdiğini dile getirir.  Betty Blue filminin analizinde ele aldığımızda sınırda kişilik bozukluğu çok fazla dikkat çekici bir şekilde görülmektedir.
Betty Blue filmini izleyecek olursanız, şimdiden keyifli seyirler dilerim..
                                                                                                                                
 Sevgiler..
                                                                                                                                
 
Özge Ceylan
Kaynakça
Aslıhan, K. U. R. T. “Betty Blue” Filminin Psikopatoloji Çerçevesinde Değerlendirilmesi. Kriz Dergisi28(3), 151-168.

 

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik