Ana içeriğe atla

DENEYSEL PSİKOLOJİ HAKKINDA- A. ÖZER GÖZÜKIZIL

 

DENEYSEL PSİKOLOJİ HAKKINDA

Herkese merhaba, bu ay ki yazım başlıktan da anlayacağınız üzere Deneysel Psikoloji hakkında olacak. Deneysel psikoloji ülkemizde gereken önemi göremeyen ve ülkemizde hala el değmemiş denilebilecek alanlardan biri. Peki neden böyle? Bu durum bana öyle geliyor ki iki şekilde açıklanabilir: Bunlardan biri, ülkemizde bilime ve bilim insanlarına her alanda gereken değerin verilmemesi. Üniversitelerin araştırma yönlerinin çok güçlü olmaması. Bunlardan daha da önemlisi yeterli laboratuvar ortamının sağlanamaması. Evet bir laboratuvar kurmak ve deney yapmak yüksek meblağlar demek. Fakat bilim yapamadıktan sonra üniversitelerin ne anlamı kalıyor, öyle değil mi ?
İkincisi ise ülkemizde bu alanda çalışmak isteyen çok fazla psikoloğun olmamasıdır. Çalışmak isteyen ve bu alana gönül veren kişilerin de yukarıda bahsettiğim ilk nedenden ötürü zorluk ve maddi sıkıntılar çekmesi sonucu bu alana sırt çevirdiklerini görmek çok şaşırtıcı değildir.


Ülkemizde ki araştırma olanaklarını biraz yerdikten sonra , gelelim asıl konumuza .

Psikolojinin mutfağı diye adlandırabilceğimiz Deneysel Psikoloji, APA’nın tanımına (ve benim çevirime) göre “ Davranışı ve diğer psikolojik fenomenleri anlamak, tahmin etmek, açıklamak veya etkilemek için bir laboratuvar veya kontrollü bir ortamda davranış, güdü veya bilişin bilimsel çalışması” şeklindedir.




Peki Deneysel Psikologlar nasıl çalışır? Diğer bütün bilim dallarında olduğu gibi deneysel psikoloji de davranışın altında yatan nedenleri araştırma yöntemlerini ve deney araçlarını kullanarak açıklamaya çalışıyor. Bunu da ortaya atılan hipotezi hayvan deneyleri üzerinden sınayıp insan davranışları ile ilişkilendirerek yapıyor.

Deneysel psikologlar araştırma olanağı sunan her kurumda çalışabilir. Ülkemizde genellikle üniversitelerde ve araştırma enstitülerinde çalışan Deneysel Psikologlar aynı zamanda ilaç ve nöropazarlama firmalarında çalışabilmektedir.

Son olarak, peki nasıl Deneysel Psikolog olunur?

Diğer psikoloji alanlarında olduğu gibi Deneysel Psikoloji içinde bilim uzmanlığı ünvanı almak gerekir. Ülkemizde bir çok üniversite bu alanda aktif olarak yer almakta ve bir çok Deneysel Psikolog mezunu vermektedir. Mezun olduktan sonra neler yapacağınız size kalmış.

Kaynaklar.

1. Budak, S.(2017). “ Psikoloji Sözlüğü” (1.Baskı) Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları.

2. VandenBos, G.R.” APA Dictionary of Psychology” (2.Baskı) Washington, DC: American Psychological Association.

Psk. A.Özer GÖZÜKIZIL



Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik