Ana içeriğe atla

STRES SİZİ DEĞİL SİZ STRESİ YÖNETİN-BERRAK ÇAKIROĞLU


 STRES SİZİ DEĞİL SİZ STRESİ YÖNETİN

Stres hepimizin mustarip olduğu bir kavram ve çoğu zaman bize olumsuz duygu ve davranışları çağrıştırsa da az düzeyde ve kontrol edilen bir stres, bireyleri güdüleyerek olumlu sonuçlar da sağlamaktadır. Bu nedenle stres kavramını ve stresi kontrol edebilmek için başa çıkma stratejilerini tanımak, stresin yönlendirdiği değil stresi yöneten bir birey olmak için ilk adımdır.


Çeşitli tanımları olmakla birlikte Cüceloğlu (2019) stresi, kişinin sosyal ve fiziksel çevreden gelip uyumsuzluk meydana getiren koşullar sebebiyle, psikolojik ve bedensel sınırlarını zorlayarak sarf ettiği çaba olarak ifade etmektedir. Kısacası çevresel, sosyal, kişisel ve fiziksel etmenler stresör bu etmenlere karşı verilen tepki de stres olarak tanımlanmaktadır. Yaşanan stres 3 evreye ayrılmaktadır. İlki “Alarm Tepkisi” dönemidir. Bu süreçte stresi meydana getiren etmenlerden herhangi biri kişi için stres faktörü olarak algılanmaktadır. Birey psikolojik ve bedensel olarak sınırlarının zorlandığını hissettiğinde bununla, kaçarak veya mücadele ederek denge halini devam ettirmeye çalışmaktadır. Aynı zamanda bu evrede kişinin otonom sinir sistemi aktive olmuştur. İkinci evre “Direnç Dönemi” olarak tanımlanmaktadır. Bu dönemde stres uyaranlarına uyum sağlanmıştır, otonom sinir sistemi artık aktif değildir. Her ne kadar her şey yolunda gibi görünse de aslında bireyin direnci giderek azalmaktadır. Kişi stres kaynağının meydana getirdiği olumsuz etkilere karşı koymaya çalışmaktadır ve eğer başarılı olarak baş edebilirse son dönemi yaşamaz. Son olarak “Tükenme Dönemi” stres kaynağına çok şiddetli ve uzun süre maruz kalındığında meydana gelerek yıkıma ve bitkinliğe neden olur. Stresin baskısı karşısında direncini kaybeden bedende alarm dönemindeki belirtiler tekrar görülmeye başlanır (Baltşa ve Baltaş, 1997, akt. Gündoğdu ve Adıgüzel, 2016). 3 dönemde incelediğimiz stresin bireyler üzerinde duygusal, zihinsel, davranışsal ve fiziksel olarak çeşitli belirtileri bulunmaktadır. Depresyon, kolay sinirlenmek ile öfkelenmek, isteksizlik duygusal; karar vermekte zorlanma, yanlış karar verme, hafızanın zayıflaması gibi birtakım problemler zihinsel; sigara ve alkol tüketme düzeyinde artış, uyku düzeninde bozulma davranışsal belirtiler iken hazımsızlık, baş ağrısı, kalp çarpıntısı fiziksel belirtilerdir (Altuntaş, 2003; akt. Deniz ve Yılmaz, 2006). Stres sonucu meydana gelen bu belirtiler kişi ve çevresindekiler için rahatsız edici olabilmektedir. Bu nedenle de bireyler stresin sonuçlarını yönetebilmeye dair birtakım düşüncelere sahiptirler ve çeşitli davranışlar sergilerler, bireylerin stresi yönetmek adına bu yaptıkları stresle başa çıkma olarak tanımlanmaktadır (Folkman, 2010, akt. Doğan ve Eser, 2013). Bireyin sınırlıklarının, içsel ve dışsal kaynaklarına ek olarak katı olduğu yönlerinin farkında olması, içinde bulunduğu durumu değerlendirip, sorunu çözebilmesi stresle baş etmede başarılı olmanın gereklerindendir (Horvath ve Russell, 1999, akt. Doğan Laçin ve Yalçın, 2019). Baş etme yöntemleri problem odaklı ve duygu odaklı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Problem odaklı baş etme yöntemi duygu odaklıya kıyasla daha aktif bir yöntemdir. Problem odaklı baş etme yöntemi stres oluşturan uyaranlar karşısında bilgi ve planlanmış aksiyonlara odaklanan akılcı tepkilerden oluşmaktadır. Daha pasif olan duygu odaklı baş etme yöntemi stres oluşturan uyaranlar karşısında oluşan duyguları ortadan kaldırmaya yöneliktir. İki yöntem de tüm insanlarda bulunmaktadır ancak kişilerin kullandıkları baş etme yöntemleri bireysel farklılıklara bağlı olarak değişebilmektedir (Folkman ve Lazarus, 1980). 


Bu yöntemlere ek olarak sağlıklı beslenme, düzenli olarak spor yapma, zaman yönetimi, problem çözme becerilerini geliştirme, davranış kontrolünü sağlama, etkili iletişim kurabilme, nefes alma egzersizi, meditasyon, otojenik gevşeme egzersizi, imajinasyon yöntemini barındıran gevşeme teknikleri vb. yöntem ve tekniklerden de fayda sağlanabilmektedir (Aydın ve İmamoğlu, 2001). Öznel bir deneyim olan stres ile baş etmede tercih edilen ve iyi gelen yöntemler de bireylere göre farklılık gösterecektir, herkese iyi gelebilecek tek bir yöntem bulunmamaktadır. Bunda bireylerin maruz kaldıkları stresör, maruz kalma süreleri, 
 stresi nasıl anlamlandırdıkları, kişilik özellikleri, psikolojik sağlamlıkları, içerisinde bulundukları kültür gibi çeşitli unsurların da etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle de tüm bu etmenler göz önünde bulundurularak kişiye en iyi gelecek etkin baş etme yöntemi seçilmelidir. Size en uygun yöntem ya da yöntemleri en kısa zamanda bulabilmeniz dileğiyle.

Teşekkürler.
Berrak Çakıroğlu
Kaynakça

Aydın, B., ve İmamoğlu, S. (2001). Stresle başa çıkma becerisi geliştirmeye yönelik grup çalışması. M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 14(14), 41-52.
 Cüceloğlu, D. (2019) İnsan ve davranışı. İstanbul: Remzi Kitapevi. 
Deniz, M., ve Yılmaz, E. (2006). Üniversite öğrencilerinin duygusal zekâ ve stresle başa çıkma stilleri arasındaki ilişkinin incelenmesi. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi3(25), 17-26.
Doğan Laçin, B. G. ve Yalçın, İ. (2019). Üniversite öğrencilerinde öz-yeterlilik ve stresle başa çıkma stratejilerinin bilişsel esnekliği yordama düzeyleri. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi34(2), 358-371.
Doğan, B., ve Eser, M. (2013). Üniversite öğrencilerinin stresle başa çıkma yöntemleri: Nazilli MYO örneği. Ejovoc (Electronic Journal of Vocational Colleges)3(4), 29-39.
Folkman, S. ve Lazarus, R. S. (1980). An Analysis of Coping in a Middle-Aged Community Sample. Journal of Health and Social Behavior, 21(3), 219-239. doi: 10.2307/2139917
Gündoğdu, R., ve Adıgüzel, Ö. (2016). Stres ve yaratıcı drama: Üniversite öğrencileri ile yapılan bir çalışma. Yaratıcı Drama Dergisi11(1), 45-70.

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle