Ana içeriğe atla

SOSYAL MEDYA İLE KİMLİKSİZLEŞME-MERVE CEREN ŞAFAK

                                   


 SOSYAL MEDYA İLE KİMLİKSİZLEŞME

 
Sosyal medya üzerinden kendimizi ne kadar tanıtırız ya da başkalarını ne ölçüde tanırız? Sosyal medya üzerinde ne kadar kendimiz oluyoruz? Cevap basit aslında elbette istediğimiz ölçüde tanıtırız. Kendimizi nasıl biri olarak göstermek istiyorsak, nasıl biri olmak istiyorsak öyle olur ve öyle tanıtırız. İstersek kendi karakterimizi yansıtırız ya da bambaşka biri oluruz. Peki ya anonim hesaplar? Bir kimlik yansıtmadan sosyal medya üzerinde gezinen bu hesaplar neden var? Bu yazımda anonim hesapların sosyal medyada kimliksizleşmeye etkileri üzerine bir paylaşım yapmak istiyorum.  


Sosyal medya, bireylerin sanal ortam üzerinden birbirleriyle iletişim kurdukları aktarım yaptıkları bir alandır. Sosyal medyanın internet aracılığı ile hayatımıza girmesi dünyada pek çok değişim yaşattı. İletişim ağları hızlandı ve güçlendi aynı zamanda herhangi bir bilgiye erişim kolaylaştı. Bu kolaylıkların yanı sıra olumsuz etkilenebilecek bir durum açığa çıktı; kimliksizleşme.
Kimlik bireylerin kendini tanıttığı kavramları, düşünceleri, ilişkileri, davranış biçimlerinin bütünü kapsar. Kimlik yetişkin bir bireyde hangi ortam da olursa olsun tamamen farklılaşabilen bir unsur değildir. Ancak zamanla alana göre gelişim ve değişim gösterebilir. Kimliksizleşme kavramı ise kişilerin belirli bir kalabalık içinde bireysel sorumluluk hissinin zayıflaması hatta ortadan kalkmasıdır (Sert). 

Kimliksizleşmenin en uygun örneğinin Kitty Genovese cinayeti olduğunu düşünüyorum. Kitty genovese 1964 yılında eve giderken bıçaklı bir saldırıya uğramış, komşuları ise durumu fark edip cama çıkmışlar ancak olaya şahit olup pencereden bakmayı tercih ettikleri için saldırgan Winston Moseley bu durumu fırsat bilerek ikinci kez saldırmış ve kadını öldürmüştür. Durumun daha da korkunç boyutu polisin 37 görgü tanığından aldığı ifade ile ortaya çıkmıştır. Bir görgü tanığı bir saat boyunca herkesin camda olduğunu elbet biri polisi aramıştır diye düşündüğünü belirtmiştir. Bu olay sonrasında seyirci etkisi olarak psikoloji literatürüne girmiştir. Kimliksizleşmenin bu örneği sosyal medya üzerinde de farklı şekillerde devam etmektedir. Kötü amaç taşıyan anonim hesaplar kimliklerini gizledikçe güç bulduklarına inanarak zorbalık yapıyor ve bu durum insanlar üzerinde psikolojik travmalara neden olabiliyor. 
Belsey, (2006) siber zorbalığı, “bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak bir birey ya da grup tarafından diğerlerine zarar vermek için tasarlanan kasıtlı, tekrarlanan ve düşmanca davranış içeren zorbalık türü” olarak tanımlamıştır (Baker ve Kavşut, 2007). Sosyal medya üzerinde rastladığımız bu zorbalık türü anonimleşmenin etkisi olarak birçok nedenden dolayı ortaya çıkabiliyor. Yüz yüze gelmemiş olmanın vermiş olduğu rahatlık ile kişiler bunu zararsız gibi algılayıp eğlence amaçlı ya da intikam için yapabiliyorlar. Ancak bu durum da mağduriyet yaşayan kişiler intihara kadar sürüklenebilen bir yol ile mücadele ediyorlar. Dolayısıyla sosyal medyanın anonimleşme üzerine oldukça büyük bir etkisi olduğunu görüyoruz. 
Hiçbir alanda bir birey olduğumuzu ve karşımızda da bizim gibi duygulara sahip insanlar olduğunu unutmadan yaşamak dileğiyle…  
                                                                                               Teşekkürler..
                                                                                               Merve Ceren Şafak.
KAYNAKÇA
1)    Erdur-Baker, Ö., & Kavşut, F. (2007). Akran Zorbalığının Yeni Yüzü: Siber Zorbalık. Eurasian Journal of Educational Research (EJER), (27).
2)    Sert, B. SANAL GERÇEKLİĞİN PSİKOLOJİK YOLCULUĞU.
 

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle