İlişkilerin Üçüncü Kişisi: Sosyal Medya
Dijitalleşen İlişkiler
Romantik ilişkilerimizde üçüncü bir etken meydana geldi, yani sosyal medya. Dijitalleşen dünyada ilişkiler de dijitalleşti ve birçok yeniliği de beraberinde getirdi. Kimisi için bu durum daha iyi, kimisi içinde daha kötü oldu. Fakat, hem magazinlerden, hem televizyon programlarından veya haberlerden gözlemlediğimiz üzere bu durum bazı ilişkileri güçlendirdi, bazılarını sarstı, bazılarının da bitmesine sebep oldu.
Sosyal medya platformları ile bir başkasıyla iletişime geçmemiz ve yeni insanlarla tanışmamız kolaylaştı. İlişkisi olanlar için ilişkiyi devam ettirmek, tartışmak veya ayrılmak dijital dünyaya uyum sağladı. Uzak mesafe ilişkisi olanlar içinse çok önemli bir iletişim aracı oldu. Hatta artık iki kişinin sevgili olduklarını sosyal medyada paylaştıkları fotoğrafla anladığımız, ya da tam tersi; bir ilişki bittiğinde fotoğrafların kalkmasıyla ayrıldıkları çıkarımını yaptığımız bir alan oldu. Dahası, bu sosyal medya kullanımı kişilere partnerinin ne yaptığını kontrol etme imkanı da tanımış oldu.
Peki tüm bunlar ilişkileri gerçekten nasıl etkiledi? Bu yazımda daha çok partneri sosyal medya üzerinden kontrol etme, sürekli mesajlaşma ve bunların muhtemel sebep ve sonuçlarından bahsedeceğim. Keyifli okumalar!
Sosyal medya platformları ile bir başkasıyla iletişime geçmemiz ve yeni insanlarla tanışmamız kolaylaştı. İlişkisi olanlar için ilişkiyi devam ettirmek, tartışmak veya ayrılmak dijital dünyaya uyum sağladı. Uzak mesafe ilişkisi olanlar içinse çok önemli bir iletişim aracı oldu. Hatta artık iki kişinin sevgili olduklarını sosyal medyada paylaştıkları fotoğrafla anladığımız, ya da tam tersi; bir ilişki bittiğinde fotoğrafların kalkmasıyla ayrıldıkları çıkarımını yaptığımız bir alan oldu. Dahası, bu sosyal medya kullanımı kişilere partnerinin ne yaptığını kontrol etme imkanı da tanımış oldu.
Peki tüm bunlar ilişkileri gerçekten nasıl etkiledi? Bu yazımda daha çok partneri sosyal medya üzerinden kontrol etme, sürekli mesajlaşma ve bunların muhtemel sebep ve sonuçlarından bahsedeceğim. Keyifli okumalar!
Sevgiliyi Sosyal Medyadan Farkettirmeden Kontrol Etmek
Kontrol etme ihtiyacı, kişinin ilişkisine karşı olabilecek dış tehditleri yok etme ve partneri kontrol etme isteğinden kaynaklanan bir durumdur. Kişiler sosyal medya platformları üzerinden partnerlerinin arkadaş listelerini, fotoğraflarını, etkinliklerini veya diğer kişilerle olan etkileşimlerini kontrol ederek ilişkilerindeki olası belirsizlikleri azaltmayı amaçlar.
Partner kontrol edildiğini hiç bir zaman öğrenmeyebilir, farkına varmayabilir. Bu kontrolcülüğün en önemli özelliği ‘kıskançlık’ hissiyatıdır. Kıskançlık, partnerin yeni ve ilgi çekici biriyle takipleşmesine bağlanabilir ve kontrolcü davranışı yapan kişi için bir tehdit oluşturabilir.
İlişkilerine son derece bağlı olan bireylerin bu davranışları daha çok sergilediği, özellikle, partnerlerinin Facebook sayfasını daha sık ziyaret edip ortak arkadaşlarının yorumlarını okuyup cevap yazabilmektedir. Aynı şekilde, partnerine karşı daha yoğun duyguları olan kişiler, bu tarz internet kaynaklı tehditlere daha hassastırlar. Gençlerde ise, partnerlerine olan bağlılığın ve sosyal medya kullanma becerileri daha yüksek olduğu için kontrol etme davranışının da yine daha yüksek olduğu bilinmektedir.
Sosyal medya kullanımında daha iyi olan kişiler, daha fazla partnerini kontrol etmekte ve hatta bunu fark edilme korkusu olmadan yapmaktadırlar. Erkeklerin sosyal medyayı yetkin bir şekilde kullanımı kadınlarda kıskançlık oluşturduğu ve bu yüzden kadınların partnerini daha fazla kontrol etme ihtiyacı hissettiği bilinmektedir. Ama aynı şey erkekler için geçerli değil, yani, eğer eşleri sosyal medyayı yetkin bir şekilde kullanıyor olsa bile, bu durum onların daha fazla kontrol etmesine sebep olmuyor.
Sevgiliyle/Eşle Sürekli Mesajlaşmak
Anlık mesajlaşma, kısa mesaj (SMS) ve telefon görüşmeleri özellikle öğrenciler tarafından çok kullanılmaktadır. Yakın ilişkilerde arama daha fazla kullanılırken; daha zayıf ilişkilerde anlık mesajlaşma daha fazla kullanılmaktadır.
Araştırmalara göre daha fazla mesajlaşan çiftlerin, yüz yüze ve telefon konuşmalarının azaldığı bulunmuştur. Aynı zamanda, kişilerin ilişkilerinde de daha mutsuz oldukları bilinmektedir. Mesajlaşma, ilişkide yüz yüze görüşmenin ve telefonla konuşmanın yerini almaya başladığında ilişki için olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Aslında sık mesajlaşmak ilişkiyi direkt tehlikeye atmıyor. Durum çok sık mesajlaşıldığında değil; aksine, mesajlaşma artık partnerlerin ana iletişim aracı haline geldiğinde olumsuz sonuçlara sebep olabiliyor. Mesajlaşma, ilişki içerisinde çok önemli olan duygusal bağ ve yakınlığı azaltma gücüne sahip olduğu için dengeyi sağlamak bu noktada çok önemlidir.
Tahmin edebileceğiniz gibi, iki partner arasında ortak iletişim aracı mesajlaşma olduğunda, esasen kişiler bir elektronik cihazla da ilişki içerisinde oluyorlar. Ana iletişim kaynağı haline gelen elektronik cihazlar, partnerler arasında yakınlık ve bağlılık duygusunu azaltması ve yanlış anlaşılmaları da beraberinde getirebilmektedir.
Neden Sık Sık Mesajlaşma İhtiyacı Hissederiz?
Her ilişkinin dinamiği farklı olduğu gibi mesajlaşma sıklıkları da farklıdır. Hangi kişilerin daha fazla mesajlaştığına gelecek olursak, genelde partneri tarafından terk edilme kaygısı veya kendisinin isteklerine/ihtiyaçlarına partnerinin karşılık vermeyeceğinden endişelenen kişiler için mesajlaşma daha cazip bir yoldur. Bu sayede, sürekli iletişim halinde kalabilir ve kaygılarını azaltabilirler.
Aynı şekilde, duygusal yakınlıktan çok hoşlanmayan kişiler içinde mesajlaşma çok cazip bir yoldur. Aslına bakarsanız, mesajlaşma tam olarak bu kişiler için mükemmel bir araç. Çünkü mesajlaşma ilişkileri sürdürmek için yakınlık kurmaya gerek olmayan bir iletişim aracıdır. Bu sayede, bu kişiler elektronik cihazlarından ilişkilerini devam ettirebilir ve herhangi bir ekstra yakınlık göstermeye gerek kalmaz.
Her ilişkinin dinamiği farklı olduğu gibi mesajlaşma sıklıkları da farklıdır. Hangi kişilerin daha fazla mesajlaştığına gelecek olursak, genelde partneri tarafından terk edilme kaygısı veya kendisinin isteklerine/ihtiyaçlarına partnerinin karşılık vermeyeceğinden endişelenen kişiler için mesajlaşma daha cazip bir yoldur. Bu sayede, sürekli iletişim halinde kalabilir ve kaygılarını azaltabilirler.
Aynı şekilde, duygusal yakınlıktan çok hoşlanmayan kişiler içinde mesajlaşma çok cazip bir yoldur. Aslına bakarsanız, mesajlaşma tam olarak bu kişiler için mükemmel bir araç. Çünkü mesajlaşma ilişkileri sürdürmek için yakınlık kurmaya gerek olmayan bir iletişim aracıdır. Bu sayede, bu kişiler elektronik cihazlarından ilişkilerini devam ettirebilir ve herhangi bir ekstra yakınlık göstermeye gerek kalmaz.
Partnerle Olan Fotoğrafları Sosyal Medyadan Paylaşmak
Sosyal medya platformlarında kendi fotoğraflarımızı paylaşmamızın yanı sıra sevgili veya eşle olan fotoğraflarda çok yaygın bir şekilde paylaşılıyor. Örneğin, Facebook bireylerin ilişkilerindeki memnuniyeti fotoğraf paylaşarak ifade ettiği yaygın kullanılan bir platform.
Partnerlerden biri ikili bir fotoğraf yüklediğinde veya kişisel bir fotoğrafı kaldırdığında, bu davranış, diğer partner tarafından ‘sadık bir davranış’ olarak yorumlanmakta olduğu ve ilişki memnuniyeti arttıran bir etken olduğu bilinmektedir. Partnerler sosyal medyasında ilişki durumunu belirttiğinde, sevgilisiyle/eşiyle olan bir profil fotoğrafı kullandığında veya eşini etkinliklerde etiketlediğinde kişiler partnerlerini ilişkiye daha ‘bağlı’ olarak görmektedirler. Bunun sonucunda da kişiler ilişkilerinden daha memnun ve mutlu oluyorlar.
Tam tersine, partnerin sevgilisiyle/eşiyle olan profil fotoğrafını kaldırıp sadece kendisinin olduğu bir fotoğrafı kullandığında, bu durumun ilişki memnuniyetini azalttığı bulunmuştur. Aynı şekilde, bu değişikliği yapan partnerin ilişkiye olan bağlılığı partneri tarafından sorgulanmaya başlar. İlk başta ikili fotoğraf yüklemek ilişki için olumlu sonuçlar doğursada, sonrasında yapılan bir değişiklik ilişkiyi olumsuz etkileyebilmektedir.
Sonuç olarak, dijitalleşmenin yarattığı olumlu sonuçların yanı sıra olumsuz sonuçlar da olabiliyor. Artık internetten tanışmak, mesajlaşmak, saatlerce telefonda sevgiliyle konuşmak veya fotoğraf yüklemek hayatın bir parçası olduğu için bu tarz şeyler tabu olmaktan çıktı. Bazılarımız bu duruma hala alışamamış olabilir; fakat, sosyal medyanın hayatımızdaki yeri artık göz ardı edilemeyecek bir gerçek.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere!
Psikolog
Gizem Gözen
Kaynakça
• Ito, K., Yang, S., & Li, L. M. (2021). Changing facebook profile pictures to dyadic photos: Positive association with romantic partners’ relationship satisfaction via perceived partner commitment. Computers in Human Behavior, 120.
• Ruggieri, S. Bonfanti, R. C., Passanisi, A., Pace, U., & Schimmenti, A. (2021). Electronic surveillance in the couple: The role of self-efficacy and commitment. Computers in Human Behavior, 114.
• Shanhong, L. (2014). Effects of texting on satisfaction in romantic relationships: The role of attachment. Computers in Human Behavior, 33, 145-152.
Yorumlar
Yorum Gönder