Ana içeriğe atla

AÇILIN BEN FENOMENİM!-ROJDA ÇELİK


                                                       

                                                        AÇILIN, BEN FENOMENİM!

 Eveeet, sevgili okurlarım! Nerede kalmıştık? Bir yerde kaldığımız yok aslında. Zamanın peşinden sürükleniyoruz bir o yana bir bu yana. Bu ay biraz karamsar gibiyim. Hemen üstümdeki karamsarlık bulutundan kaçıyor ve sizlere okunmaya değer bir yazı yazabilmek için odaklanıyorum. Bir, iki, üç ve odaklandım.

Yazı ekibi olarak, Sosyal Medya ve Psikoloji başlığıyla siz değerli okurlarımızı selamlıyoruz bu ay. Ben de naçizane, sosyal medya fenomenlerinin psikolojisine değinmeye çalışacağım. 
Öncelikle sosyal medya kavramının ne anlama geldiğine bir bakalım. Fuchs (2018), bunu kısaca şöyle açıklamıştır: “Sosyal medya, bireylerin ve toplulukların bir araya gelmesine, iletişim kurmasına, paylaşım yapmasına vs. olanak veren yazılım yığınıdır.” (Özkök, 2019). Bir yığın olduğu aşikâr da, ne yığını olduğuna siz değerli okurlarım karar verin 



Şimdi geldik sosyal medya fenomenlerine. Senf ’in (2008) “micro-selebrity” olarak tanımladığı bu kişiler; Instagram, Youtube, Facebook ve Twitter gibi günümüzde küresel ölçekte popüler olan sosyal paylaşım ağlarında özgürce içerik üreterek kitlelere ulaşmaktadırlar (Çaycı, 2019). Ayrıca bu sosyal medya içerik üreticileri, takipçileriyle dijital ortamda yayınladıkları görsel, işitsel ve metin tabanlı içerikler aracılığıyla buluşmakta, takipçi sayılarıyla birlikte popülerliklerini de artırmaktadırlar (Özkök, 2019). 
Sosyal medya fenomenleri neden olmadıkları biri gibi görünmeye çalışıyorlar, neden gündelik hayatlarını takipçilerinin önüne bir çarşaf gibi seriyorlar ve neden benzersiz/lüks bir hayat yaşıyorlarmış gibi göstermeye çalışıyorlar? Bu sorulara birçok yanıt verilebilir. Sana ne kardeşim, paraları var gösteriyorlar, para için yapıyorlar gibi. Bunların dışında benim ilgilendiğim, psikolojik sebepleri. 
Çaycı’ ya (2019) göre, sosyal medya, sıradan insanlar için halka açılan yeni bir pencere veya sahne niteliğindedir. Bu sıradan insanlardan, yine sıradan insanların dikkatini çekerek sıyrılan sosyal medya fenomenleri ise, popülerliğini arttırmak için dijital ortamları kullanarak yeni bir şöhret olma şekli oluşturmuşlardır (Çaycı, 2019). Bu bağlamda psikolojik sebep olarak, sıradan insan olmanın dışına çıkmak istemelerini söyleyebiliriz. 
Bunun dışında, bu insanlar neden beden imajlarına son derece dikkat etmektedirler? Bunu anlamak için önce beden kavramının ne anlama geldiğine bakalım. Eski Yunan düşünce anlayışına baktığımızda bedeni, dünyanın hakimi konumunda ve aynı zamanda özgürlüğün, cesaretin ve dürüstlüğün, kısaca varlığın simgesi olarak görmekteyiz (Ayan, 2016). Fakat günümüz tüketim kültüründe beden, biyolojik bir unsur olmaktan öte, sosyo-kültürel bir unsur haline dönüşmüştür. Bu dönüşümü nedeniyle bedenin sahip olduğu imaj, büyük bir önem arz etmektedir. Bununla birlikte tüketim kültüründe,  tüketicilerin sahip oldukları bedensel imaj ve bedenin temsili, geniş olarak ele alınmaktadır. Bu temsiller arasında; bir ifadenin aracı, estetik düşüncenin bir nesnesi ya da kişilik inşasının modelinin olduğu düşünülmektedir (Özcan, 2007; Ayan, 2016). Buradan hareketle, asıl amacı tüketim sektörünü hareketlendirerek maddi kazanç sağlamak olan sosyal medya fenomenlerinin, bu sektörde var olabilmek için onun gerektirdiği beden imajına sahip olmaya çalıştıklarını söyleyebiliriz. 
Gündelik hayatlarının hemen hemen her anını takipçileri ile paylaşmalarına gelince, bununla geleneksel şöhret figürlerinin ulaşılamaz, erişilemez ve iletişim kurulamaz algısını ortadan kaldırmaya çalışmaktadırlar (Jerslev, 2016; Çaycı, 2019). Ayrıca dijital bir benlik sunumu sergileyerek samimi ve dürüst görünmeye çalışmakta, böylelikle takipçileri tarafından benimsenmektedirler (Özkök, 2019). 
Şimdilik benden bu kadar değerli okurlarım. 
Bir sonraki sayıda görüşünceye dek kendinize iyi bakın 
Teşekkürler. 
ROJDA ÇELİK

KAYNAKÇA
Ayan, Ö. (2016). Tüketim kültürü bağlamında kimlik kargaşasının sosyal medyada kullanımı: instagram örneği. Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programı Yüksek Lisans Tezi. 1-213.
Çaycı, B. (2019). Dijital iletişim çağında toplumun medyatikleşmesiyle dönüşen şöhret kültürü. İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Medya ve İletişim Çalışmaları Doktora Programı Doktora Tezi. 1-364.
Özkök, Ö. (2019). Sosyal medyada sanal kimlikler; sosyal medya fenomenlerinin benlik sunumları üzerine bir araştırma. İstanbul Kültür Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü İletişim Sanatları Anabilim Dalı İletişim Sanatları Programı Yüksek Lisans Tezi. 1-156.

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik