DEMANS VE HAFİF BİLİŞSEL BOZUKLUK
Unutkanlık şikayetleri, bilinen yerlerde kaybolma, not tutma ihtiyacı, kelimeleri hatırlayamama, aklında bir şeyleri tutmakta zorlanma, telefon numarasını akılda tutamama… Uzman psikologların testler yardımıyla inceleyip, muayene edip, teşhis koyabildiği nörobilişsel bozukluklara geldi sıra! Etrafınızda ve aile bireylerinde de görebileceğiniz bu bilişsel zayıflamayı bir çok yönden ele alacağız sizinle birlikte.
Yaşlı hastalar ve aileleri genelde klinisyenlere ‘hafıza kaybı’ şikayetiyle geldiklerinde, uzman kişiler aslında bu durumun sadece hafıza kaybı değil, aynı zamanda birtakım bilişsel yeteneklere veya genel bilişsel gerilemeye dayalı olduğunu bilir. Ama tabi bazı bilişsel zayıflama zayıflamalar yaşlanma sebebiyle de gerçekleşir.
Klinisyenler, DSM-5 tanıları kullanarak demans (yeğin nörobilişsel bozukluk) ve hafif bilişsel bozukluk (hafif nörobilişsel bozukluk) sendromlarını kişinin geçmişine, muayenesine, ve uyguladığı objektif değerlendirme testlerine dayanarak teşhis edebilir.
Yeğin bilişsel bozukluk (demans) teşhisi genelde edinilmiş bilişsel bozukluk, kişinin sosyal veya mesleki hayatını engelleyecek kadar şiddetli hale geldiğinde teşhis edilir. Hafif bilişsel bozukluk (HBB) ise normal biliş ve demans arasında olan bir ara durumdur. İkisinin arasındaki fark aslında çok açık: Yeğin bilişsel bozukluğun teşhis edilmesi için azımsanmayacak derecede bir veya birden fazla (genelde birden fazla) bilişsel alanda gerileme olması gerekir. HBB’de ise orta derecede bir veya birden fazla bilişsel alanda gerileme olması gerekir. HBB’ye sahip bir kişi hala bağımsız bir şekilde günlük aktivitelerine devam edebilir, fakat normal bir kişiye oranla daha fazla çaba göstererek aktiviteleri yerine getirir. Bu bozukluk, daha önceki seviyeye göre bir gerilemeyi temsil etmeli ve bu bilişsel gerilemeler deliryum bağlamında ortaya çıkmamalı veya başka bir zihinsel bozuklukla açıklanmamalıdır.
Yani, ilk olarak klinisyenler, klinik çerçeveye dayanarak kişide oluşan bilişsel değişiklikleri belirler. İkinci olarak klinisyenlerin yapması gereken ise bu bilişsel gerilemenin sebebini veya sebeplerini belirlemektir, yani altta yatan etiyolojik faktörleri.
Peki klinisyenler muayene sırasında bilişsel zayıflamanın ciddiyetini nasıl belirliyor? Neler yapılıyor? Demans ve bilişsel ve bozukluk kişiyi nasıl etkiliyor?
Klinik değerlendirmeler bu noktada çok önemlidir. Genel olarak klinisyelere hastaların kendisi, aile bireylerinden biri veya bakım vereni bu tarz şikayetlerle gelebilir. Bazı durumlarda ise bu bozukluk farkında olunmayabilir, fakat, hasta bilişsel gerilemeye sahip olabilir. Böyle durumlarda, klinisyenin kendisi bu tarz bir bilişsel rahatsızlığın farkına varabilir, özellikle klinisyen hastasını çok iyi tanıyorsa.
Değerlendirme için hem öznel değerlendirme hem de objektif değerlendirme yapılır. Objektif değerlendirmede, standartlaştırılmış testler uygulanır. Nöropsikolojik testler sayesinde, spesifik bilişsel alanlardaki hem hafif bilişsel bozuklukları tespit edilmesini hem de diğer bozukluklardan ayırt edilmesini sağlar. Eğer nöropsikolojik testler mevcut değilse, evrensel tarama ölçekleri kullanılır. Örneğin, Montreal Bilişsel Değerlendirme Ölçeği, Mini Mental Test Değerlendirmesi, veya Mini-Cog gibi.
Bahsettiğim nörobilişsel değerlendirmelerde kriterler şu şekildedir:
1. Algısal motor işlev: Görsel algı, görsel yapıcı muhakeme, algısal motor koordinasyon.
2. Dil yetisi: Nesne adlandırma, kelime bulma, konuşma akıcılığı, gramer ve sözdizimi, alıcı dil.
3. Öğrenme ve hafıza: Serbest hatırlama, ipucuyla hatırlama, tanıma hafızası, semantik ve otobiyografik uzun süreli bellek, örtülü öğrenme.
4. Sosyal biliş: Duyguların algılanması, empati duyma yeteneği (zihin teorisi), içgörü.
5. Kompleks dikkat: Sürekli dikkat, bölünmüş dikkat, seçici dikkat, işleme hızı.
6. Yürütücü işlev: Planlama, karar alma, işler bellek, geri bildirime cevap verme, inhibisyon, fleksibilite.
Öznel değerlendirmelerde kişinin geçmişi hakkında hastadan, aile bireylerinden veya bakım verenden bilgi alınabilir. Klinisyen bu noktada günlük aktivitelerde ortaya çıkan bilişsel değişikliklere odaklanır. Ama tabi ki öznel değerlendirmeler tek başına yeterli olmaz çünkü klinisyenin beklentisi hasta için neyin doğru olduğunu gölgeleyebilir. Objektif testlerinde yardımıyla güvenilir bir sonuca ulaşılabilir.
Bahsettiğim nörobilişsel değişiklikler arasında şunlar görülebilir:
7. Algısal motor işlev: Bilinen yerlerde kaybolma, not tutma ihtiyacının artması, tanıdık araç gereçleri kullanmada zorluk, hatırlatıcı yöntemler kullanmaya başlanılması.
8. Dil yetisi: Kelime bulmada zorluk, yanlış kelime kullanımı, başkalarının dediklerini veya yazılı metinleri anlamada zorluk.
9. Öğrenme ve hafıza: Yakın zamanda yaşanan olayları hatırlamada zorluk, kendini tekrar etme, nesneleri yanlış yerleştirme, hatırlatıcılara ihtiyaç duyumunun artması.
10. Sosyal biliş: Disinhibisyon veya ilgisizlik, empati kaybı, uygunsuz davranış, yargı kaybı.
11. Kompleks dikkat: Normalde yapılan işler daha uzun sürmesi, kolayca dikkatin dağılması, işlerin basitleştirilmesi gerekir, hesaplama yapmak için zihninde bilgiyi tutmakta zorluk veya telefon numarası tuşlamak için bilgileri akılda tutmakta zorluk.
12. Yürütücü işlev: Çok aşamalı görevlerde, planlamada, düzenlenmede, aynı anda birkaç işi birden yapmada, talimatları takip etmede, değişen konuşmalara ayak uydurmada zorluk.
Yeğin veya Hafif Bilişsel Bozukluklar neden ve nasıl oluşur?
Çoğu hastalıkta olduğu gibi bu hastalığında ortaya çıkışını etkileyen bir takım risk faktörlerinin yanında koruyucu faktörler vardır. Risk faktörleri erken hastalık başlangıcı, hastalığın yüksek sıklık oranı (insidans) veya hastalığa yakalanma eğiliminin yüksek olması ile ilişkilidir.
Yaşın ilerlemesi demans için en güçlü nedenlerden biri olmasa da, bir yaştan sonra tutarlı bir şekilde hastalık başlangıcını etkileyen tek risk faktörüdür. Bunun yanında belirli genetik faktörlerde etkilidir, örneğin, bazı genler, demans ve Alzheimer hastalığına olan yatkınlığı arttırdığı bilinen bir faktördür. Hipertansiyon, yüksek kolesterol, yüksek vücut kitle endeksi, şeker hastalığı, kalp yetmezliği, kalp rahatsızlıkları, obstrüktif uyku apnesi, inme veya kalp yetmezliği gibi medikal risk faktörleri de ileri yaşta demans oluşma olasılığını arttırır.
Erken yetişkinlik döneminde majör depresyon veya ileri yaştaki anksiyetenin bireylerde demans geliştirme riskini arttırdığı; bununla birlikte, travma sonrası stres bozukluğunun da bilişsel gerileme ile ilişkili olduğu bir gerçektir. Aynı zamanda, kafaya alınan darbelerin ve yaralanmaların şiddeti arttıkça demans riski de artmaktadır.
Yaşantısal etkenler de bilişsel gerilemeye yol açmaktadır. Örneğin, sigara kullanımı ve/veya ağır alkol tüketimi demans risk faktörleri arasındadır.
Bilişsel gerileme önlenebilir mi?
Demans başlangıcını geciktiren veya demans ihtimalini azaltan birtakım koruyucu faktörler vardır. Bunların arasında, yüksek öğrenim, iki dil bilmek, bilişsel kullanımı gerektiren faaliyetlerle uğraşmak, eğitsel kurslara katılım demans riskini azaltmaktadır. Örneğin, kitap, dergi, gazete okumak, günlük tutmak, müzik aleti çalmak, özel zevkler edinmek, yeni bir dil öğrenmek, sudoku, iskambil oynamak bilişsel fonksiyonlar üzerine olumlu etki yapıp unutkanlığı azaltıcı yöndedir.
Az veya orta derece alkol kullanımı, sağlıklı beslenme, fiziksel aktivitelere katılım gibi çevresel faktörler de demansa karşı koruyucu faktör olarak rol alır. Bunun yanı sıra, özellikle yaşı ileri kadınlarda, daha fazla sosyal çevreye sahip olmanın ve üretken aktivitelerde bulunmanın demans başlangıç ihtimalini azaltan bir faktör olduğu bulunmuştur.
Yeğin ve hafif bilişsel bozuklukların alt tipleri nelerdir?
Nörobilişsel bozukluğa sahip birçok hastanın, Parkinson hastalığı, Huntington hastalığı, travmatik beyin hasarı, HIV enfeksiyonu, AIDS veya felç gibi nedensel bir bozukluğu olabilmektedir.
Diğer hastalarda ise önce bilişsel ve davranışsal semptomlar ortaya çıkabilir. Alzheimer, serebrovasküler hastalık, frontotemporal lob dejenerasyonu veya Lewy cisimciği etiyolojileri ortaya çıkarır.
Genelde yaşı ileri kişilerde birden fazla nedensel bozukluk olabilir. Örneğin, yeğin bilişsel bozukluğun oluşum sebebi Alzheimer ve serebrovasküler hastalıktan dolayı çıkabilir ve bu iki hastalığın da teşhisinin yapılması gerekir.
Psikolog Gizem Gözen
Yorumlar
Yorum Gönder