Ana içeriğe atla

UNORTHODOX-NİSA SIK


UNORTHODOX



New York’ta yaşayan, Hasidik Yahudi toplumunda büyümüş ve toplumun geleneklerini içselleştirmiş olan Esty’nin kendi özgürlüğü için verdiği mücadeleyi konu almaktadır. Dizi 4 bölümden oluşmaktadır. Adını ilk okuduğumuzda sanki Ortodoks olmayan anlamını çıkarıyoruz. Fakat unorthodox “geleneklere uymayan” anlamına gelmektedir. Dizinin, içine girmeden önce Hasidik Yahudiler ’in kimler olduklarından ve inanışlarından bahsedelim.

Hasidik Yahudiler, Kutsal kitapları Tevrat’a inanırlar. Kendilerini Yahudilik ’in gerçek temsilcileri olarak görürler. Bu sebeple İsrail devletinden haz etmezler. Dizinin bir anında da bunu bize hissettirler. Mesih’in, toplu dualar ile yeryüzüne geleceği inancındadırlar. Bu sebeple toplu yemekleri, özel günleri ve köklü geleneklerine sıkı sıkıya bağlıdırlar. Tevrat da yer alan 163 emre uygun olarak yaşamaya çalışırlar. Bu sebeple de, teknolojiyi, interneti, televizyonu “şeytani araçlar” olarak nitelendirirler. Başta New York olmak üzere dünyanın birçok yerinde kendi kabuklarına çekilerek yaşarlar. Başka bir dünyadanmış gibi. Hasidik Yahudiler kadınların asli görevinin çocuk doğurmak olduğuna inanmaktadırlar. Erkek ve kızın görüşmeleri hoş karşılanmadığı için evlilikler görücü usulü yapılır. Hatta her ailenin bir çöpçatanı vardır. Dış görünüş de onlar için oldukça önem arz etmektedir. Kadınlar evlendikleri zaman saçlarını kazıtmaya ve peruk takmaya mahkûm edilirler. Erkekler ise saçlarının iki yanında uzun bukleler bırakırlar. İnanışlarına göre erkekler buklelerini kestiğinde ölü olarak kabul edilmektedirler. 18. Yüz yılda ortaya çıkan ve köklü bir tarihi olan Hasidik Yahudileri onlarca sayfada anlatmak mümkündür (Metli, 2006).

Esty’nin bu katı kurallı tolumdan nasıl kaçmaya çalıştığını ve özgürlük arayışını izlediğimiz mini dizimiz Unorthodox…

Dizi izlemeye başladığımız andan itibaren, bizlere aslında hiç yabancı olmayan gerçekleri ekrana getiriyor. Yaşadığımız coğrafyada, adı Esty olmayan, inanışı Yahudilik olmayan fakat yaşadığı olaylar benzer olan onlarca kişi bulunmaktadır. Eminim dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir kimse bu diziyi izlediğinde hiç de yabancısı olmadığı olay örgüsü ile karşılaşacaktır. Bu sebeple, dizi bizlere yaşadığımız dünyayı Esty ile beraber sorgulatmaktadır. Esty, büyükannesi, büyükbabası ve babası ile beraber New York’ta yaşamaktadır. Annesi, ise yıllar önce, topluluğun baskılarına dayanamamış ve kaçarak Berlin’e yerleşmiştir. Bu sebeple günahkâr ilan edilmiştir. Esty’de ailenin diğer üyeleri gibi annesinin gidişini ihanet olarak kabul etmektedir. Oysaki onu annesini en iyi anlayacak kişi kendisi olacaktır. Esty, kendisini yaşadığı toplumda ki diğer kızlardan farklı olarak görmektedir. Bu da bizlere aslında yaşadığı varoluşsal çatışma hakkında fikir vermektedir. Tüm bu ritüellerden ve baskılardan kaçabileceği bir yol bulmuştur. 19 yaşında ve yaşadığı topluma göre evlilik çağı gelen Esty bu fikre sıcak bakmaktadır. Çöpçatan aracılığıyla Yanky ile tanıştırılır. Birbirlerini görmeden önce, Yanky’nin ailesi görüp oğulları adına ilk kararı veren kişi olur. Dizinin en çarpıcı yeri Yanky ve Esty’nin birbirlerini gördüğü ilk andır. Burada birbirlerini tanımak adına sorular sorarlar. Müzik konusu açılmıştır ve Yanky konuşma esnasında yüz ifadesi ile kadınların müzik yapmasına kesinlikle karşı olduğunu gösterir. Fakat bilmediği bir durum vardır. Esty, yıllar önce tanıştığı ve kiracıları olan piyanist bir kadından gizlice ders almaktadır. Müzik, onun hayatta özgür olduğu alandır. Evliliği kabul eder ve kendini anlamlandıramadığı onlarca ritüelin içinde bulur. Burada teknolojiden, kitaplardan uzak kalmanın genç kız için ne büyük bir drama sebep olduğunu görürüz. Evlilik ve cinsel birliktelik hakkında hiçbir bilgisi yoktu. Ve bunu anlatmak için görevlendirilen yaşça büyük başka bir kadından, kadın anatomisi ile ilgili o güne kadar bilmediği bilgileri öğrenir. Düğünlerinde, Hasidik Yahudiler ’in gelenekleri ile ilgili çarpıcı sahneler yer almaktadır. Esty için sorgulamanın daha fazla olduğu zaman evlendikten sonra ki dönem olur. Kocası ile cinsel birlikteliktekilerinde sorun yaşar. Ağrılar, acılar duyar. Bu sebeple cinsel birliktelik gerçekleşemez. Yanky ile bu durum üzerine yaptıkları bir konuşmada kutsal kitaplarında kadınlarında zevk alması gerektiğinden bahsettiğini söyler. Fakat Yanky kadınların o kitabı okumalarının yasak olduğunu söyleyerek, sorular ile baş başa bırakır Esty’i. Esty, kocasının ailesinin de birlikte olamadıkları konusunda konuşmaya başladıklarında bu durumdan oldukça rahatsız olur. Ve ona acı çektirmekten başka hiçbir işe yaramayan yöntemler deneyerek Esty’nin kocası ile birliktelik yaşamasını sağlamaya çalışırlar. Fakat Esty herkese tek bir şey istediğini söyler oda birliktelikten zevk almak. Fakat tüm bu süreç boyunca etrafında ki kadınlar tek bir şeye odaklanmıştır. Erkeğin zevk alması ve bu zevkin sadece çocuk doğurarak erkeğe verileceğidir. Tevrat’ın ilk emrinin doğur olduğu için Hasidik toplumunda kadının en büyük görevinin doğurmak olduğu düşünülür. Esty tüm bunlara dayanamaz ve canı acıyarak, istemediği halde Yanky ile birlikte olur. Fakat bu birliktelikten bebek sahibi olamamaları çevresinin daha da üstüne gelmesine sebep olur. Esty tüm bunlardan kurtulmak için yıllar önce annesinin yaptığı gibi Berlin’e kaçar. Berlin’de annesinin başka bir kadınla birliktelik yaşadığını görür. Onun yanına da gitmekten vazgeçer. Tesadüf eseri kahve alırken tanıştığı, müzisyen çocuk ile farklı yaşamın kapılarını aralamaya başlar. Sanat okulunun bodrum katında geceler. Gündüzleri ise okulda ki yeni tanıştığı arkadaşları ile zaman geçirir. Fakat bu süreç Esty için karmaşalarla doludur. Yahudi olduğunu söyleyen fakat Berlin’ de yaşamaktan asla sorun görmeyen arkadaşına oldukça öfkelenir. Çünkü bu zamana kadar, Yahudi toplumunun yaşadığı soykırımın öfkesi ile büyütülmüştür. Bu da bizlere Esty’nin özgürlük arayışında dininden uzaklaşmadığını, sadece katı ve anlamsız bulduğu kurallardan bunaldığını göstermektedir. Bu sırada Yanky ve topluluktan atılan günahkâr kuzeni Moishe Berlin’e Esty’i bulmaya gelir. Dizinin bu sahnelerinde Yanky’nin de aslında, bilmediği, baskılarla büyüdüğü gerçeği izleyiciye gösterilir. Otel odasında televizyonu açtığı zaman sevişen çifti gördüğünde yüzünde ki ifade bunun en iyi kanıtı olabilir. Tüm bu sürecin içinde Esty hamile olduğunu öğrenir. Çocuğunu aldırmak isteyip istemediği sorulduğunda “Bizler öldürülen 6 milyon Yahudi için doğururuz.” diyerek tepkisini ortaya koyar. Bir yandan sanat okuluna girmek için çalışırken bir yandan da yakalanmamak için mücadele verir. Dizinin son bölümünde Esty, herkesi şaşırtacak başka bir yeteneği ile sanat okuluna kabul edilir. Son sahnelerinde Yanky ile yüzleşme vakti gelmiştir. Yanky burada karısını ikna edebilmek için lülelerini keser. İşte tam bu sahne bana Yanky’nin de inançlarının temelinin sağlam olup olmadığını sorgulatır. Çünkü oda baskılar ile yetişmiş ve çocuk sahibi olmanın hayatta tamamlanmak olduğuna inandırılmıştır. Esty sezon sezonunda özgür bir kadın olarak karşımıza çıkar. Yeni sezonu merakla beklenmektedir.

Aslında hepimizin yaşamında biraz Esty veya Yanky bulunmaktadır. Toplumsal baskılar, mantığa asla dayandırılamayan inanışlar insanları buhranlara sürüklemektedir. Dizi en çok bu sebeple bizlere tanıdık gelir. Çocuk doğuramayan kadının kusurlu, şarkı söyleyen kadının günahkâr kabul edildiği ve daha kadınla ilgili onlarca kalıplarda boğulmuş toplumları ekrana yansıtmaktadır (Karolinski, 2020).

Esty için Yanky için ve kalıplarda boğulmuş tüm canlılar için özgürlük mücadelesi verilmesi dileğiyle…

Teşekkürler,
Nisa Sık

KAYNAKÇA

Karolinski, A. (Prodüktör), Winger, A. (Yazar), & Schrader, M. (Yöneten). (2020). Unorthodox [Sinema Filmi].

Metli, E. (2006). Hasidizim'in ve Öteki Anlayışı. Ankara: Ankara Üniversitesi

Yorumlar

Yorum Gönder

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle