Ana içeriğe atla

MOONLIGHT (AY IŞIĞI) FİLM ANALİZİ- MERVE CEREN ŞAFAK


MOONLIGHT (AY IŞIĞI) FİLM ANALİZİ

Bir çocuğun kendini tanıma hikayesi…



Borry Jenkins’in yönetmenliğini üstlendiği Amerikan yapımı Moonlight filmi, 2016 yılında gösterime girmiş ve 2017’de Oscar ödüllerinde en iyi film ödülünü kazanmıştır. Irkçılığın ve homofobinin sınırlarını aşan bu dünya gündeminde çekilmesi ve ödüllendirilmesi umut ışığı olan bir filmdir.

Film çok sade, kısa akışları olan bir film olsa da derin bir anlam içermektedir. Gerçekçiliği büyük bir özveriyle işlenen, psikolojik alt temeli yüksek ve belki de dünyanın gözünü kapattığı konuları ele almış olan görülmeyeni yüze çarpan bir film, Moonlight.

Moonlight filmi Türkçe’de Ay Işığı karşılığını almıştır. İçeriğinde “Ay ışığı altında siyah çocuklar mavi gözükür.” cümlesinin kullanımı ile filmin adı anlam kazanmıştır. Moonlight, Chiron adında bir çocuğun gelişimini baz alarak üç bölümden oluşur. Çocukluk dönemi, ergenlik dönemi ve yetişkinlik dönemini canlandıran üç farklı aktör ile bir kişi canlandırılır. Film çocuğun yaşadığı toplumu, ebeveyn figürlerini, cinsel kimliği, korkuyu ve kaygıyı ince ince işlemiştir. İlk bölüm çocuğun uyuşturucu ticaretinin yüksek olduğu bir bölgede madde bağımlısı bir annenin ihmalkâr tutumunu ve yaşanılan zorlukları gözler önüne seriyor. Annenin ihmalkâr tutumu zaten şiddet ve zorbalığın ortasında büyüyen çocuğu daha da içine kapanık ve dışlanan bir konuma itiyor. Bu sırada tanıştığı ve babası konumuna yerleştirdiği bir uyuşturucu satıcısının ona sahip çıkması da dikkat çekiyor. İkinci bölümde ise içe dönük yaşayan Chiron’un ergenliğini, cinsel kimliğini keşfetmesini, uğradığı zorbalıkları, dışlanmayı konu alırken bir çocuğun dışlanma ile nasıl mücadele ettiği bu mücadele sonucu sınıflandırma kavramının sonuçlarını gösteriyor. Chiron, mücadele sonucu kabul görmenin ancak onlara benzerse olacağı kanısına vararak hayatını büyüdüğü yerdeki insanlara benzeyerek devam ettiriyor. Üçüncü yani son bölümde bizi Chiron’un yetişkinliği karşılıyor artık daha sert görünüme sahip, uyuşturucu ticareti yapan, duygularını ve cinsel kimliğini bastırmış bir adam çıkıyor karşımıza hayatının geldiği noktayı görüyoruz.

Bu film bize bastırılmışlığın, ötekileştirilmişliğin ne olduğunu, nasıl olduğunu, travmalarımızın ya da çocukluğumuzun gelecekte nasıl etkiler ortaya çıkardığını somut bir şekilde gösteriyor. Bu nedenle film her ne kadar üstünde durulması gereken konuları hızlı bir şekilde geçmiş olsa da benim düşüncem oldukça değerli bir film olduğudur. Umuyorum ki filmi izlememiş olanlarınız varsa bu değerlendirmeyi okuduktan sonra izlemek için bir vakit ayırır.



Teşekkürler,

Merve Ceren Şafak


Kaynakça:

1) Jenkins, Borry. Moonlight. 2016. https://www.imdb.com/title/tt4975722/

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik