Ana içeriğe atla

GÖSTERMECİLİK BOZUKLUĞU (TEŞHİRCİLİK, EGZİBİSYONİZM)-MERVE CEREN ŞAFAK

                              

GÖSTERMECİLİK BOZUKLUĞU (TEŞHİRCİLİK, EGZİBİSYONİZM)



Bir kişinin cinsel çekim hissettiği alışılmadık nesne veya eylemler, tekrarlayıcı ve normalin dışında sapmalar varsa bu durum parafili olarak tanımlanır ancak bir kişinin parafiliye sahip olması o kişinin tedaviye ihtiyacı olduğu anlamına gelmez. Tedavi ihtiyacı parafili de bozukluk varsa ortaya çıkmaktadır. “Parafili bozukluğu; “kişide strese veya işlevsellikte düşmeye neden olan ya da tatmini kişisel bir zarara veya diğerlerine zarar verme riskine yol açan bir parafilidir.’’ (APA, 2013, s.685-686’ dan aktaran Duman, 2018).  

Birçok parafili bozukluğu vardır. Bazı parafili bozuklukları suç sayılmaktadır. Bunlardan biri göstermecilik bozukluğu yani teşhirciliktir. Göstermecilik bozukluğu, bireyin en az 6 ay boyunca devam eden, cinsel organını beklenmedik birine, beklenmedik bir zamanda onaysız bir biçimde gösterme ve bu şekilde cinsel uyarılma durumudur (DSM-5, 2013). Bu bireylerde teşhir dürtüsü üst düzeyde yaşanırken buna paralel olarak kaygı ve huzursuzlukta tetiklenir. Kişi karşısındaki bireyi şok etmeye ve utandırmaya çalışır. Teşhir sonucunda teşhirci kaçma eğilimine sahiptir ve bu eylemi gerçekleştirirken yasal sonucunu düşünmeden dürtüsel bir biçimde hareket eder (Krıng, A.M., Johnson, S.L., Davinson, G., Neale, J., 2017).

Göstermecilik bozukluğu genellikle ergenlik çağlarında ortaya çıkar. Araştırmalara göre, parafili bozuklukları ile madde kullanımı ve intihar girişimleri arasında bir bağlantı olduğu saptanmıştır. Araştırmalar gösteriyor ki göstermecilik bozukluğu erkeklerde kadınlara göre yüksek oranda rastlanmaktadır. Aynı zamanda göstermecilik bozukluğu olan bireyler diğer parafili bozukluklarını da yaşayabilmektedirler (gözetlemecilik, sürtünmecilik bozukluğu gibi).  Göstermecilik bozukluğunun nedenleri tam olarak bilinmese de bu bozukluğa sahip bireylerin geçmiş ilişki öykülerinde bozukluk, bilişsel bozukluklar ya da istismar öykülerine rastlanmaktadır (Kring, A.M, ark., 2017).  

Suç olarak sayılan göstermecilik bozukluğuna sahip kişiler, çoğunlukla kendi istekleri doğrultusunda tedavi olmak istemezler. Genellikle adli kurumlar aracılığı ile yönlendirilirler dolayısıyla bu bireylerin tedavileri oldukça önemlidir. Bu bireyler sadece ceza alarak topluma kazandırılamazlar. Hem toplumu korumak hem de onları topluma yeniden kazandırabilmek için doğru terapi şarttır. Bu bozukluğun tedavisinde çeşitli metotlar uygulanabilir. Kişiler suçlu kabul edildikleri için bozukluğu inkar etme eğilimindedirler, bu nedenle tedaviye yaklaşım zordur. Motivasyon arttırıcı, empati yeteneğini güçlendirici çalışmalar uygulanmaktadır. Bunun yanı sıra kişilere bilişsel davranışçı terapi ile düşünceyi değiştirmeye yönelik yaklaşımlar katkı sağlamaktadır. Teşhirciler genellikle yanlış inanışlara sahiptirler örneğin; bir teşhirci kendini yanlış inanışlarla savunabilir, suçlamayı hatalı atfedebilir, niyetini inkar edebilir, kurbanını alçaltabilir, sonuçları azımsayabilir, suçlamanın nedenini saptırabilir ya da kendini haklı bulabilir. Bunlara örnek cümleler aşağıda verilmiştir:

‘’O öyle giyinerek bunu istiyordu.

Sadece işeyecek bir yer arıyordum.

Zaten kaltağın tekiydi.

Ona hiçbir zaman dokunmadım, o yüzden onu incitmiş olamam.

Birine tecavüz etmiş değilim.

Eğer kızlarla nasıl çıkılacağını bilseydim onu teşhir etmezdim.’’ (Kring, A.M, ark., 2017).

Bilişsel terapi bu bozulmuş düşünceleri değiştirmeyi ve cinsel sapmaları belirleyip yön vermeyi sağlar. Bunun yanı sıra teşhircinin teşhircilikten aldığı zevki uygun başka fantezilere yönlendirir. Psikoterapiye ek olarak ilaç kullanımı da gerekli hale gelebilir. Teşhir isteği tamamen ortadan kalkmasa da ilgi yönlendirilebilir (Muse M., Frigola G., 2003). 

               

                                                                                              Teşekkürler.                                                                      Merve Ceren Şafak.


 KAYNAKÇA

Duman, N. (2018). Parafililer ve DSM’lerdeki Seyri. OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 9(16), 1285-1306.

Krıng, A.M., Johnson, S.L., Davıson, G., Neale, J., (2017). Muzaffer Şahin (Çev.) Anormal Psikolojisi (12. Baskı) (s.337-388) İstanbul:Nobel

Muse, M., & Frigola, G. (2003). La evaluación y tratamiento de trastornos parafílicos. Cuadernos de médicina psicosomatica y psiquiatria de enlace, 65(1), 55-65.

Amerikan Psikiyatri Birliği, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Beşinci Baskı (DSM-5), Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı’ndan, çev. Köroğlu E, Hekimler Yayın Birliği, Ankara, 2013.

Parafililer (Cinsel Sapkınlıklar). (t.y.). Erişim adresi https://www.cetad.org.tr/73/sik-sorulan-sorular/44/parafililer-cinsel-sapkinliklar

https://aklinizikesfedin.com/teshircilik-bu-cinsel-parafilinin-nedenleri/



Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik