Ana içeriğe atla

ERTUĞRUL TAŞ İLE CİNSEL TERAPİ VE PARAFİLİ BOZUKLUKLARI ÜZERİNE RÖPORTAJ-BERRAK ÇAKIROĞLU

                                                       

                    


Öncelikle röportaj teklifimizi kabul ederek bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. 

1. Sizi daha iyi tanıyabilmemiz için kendinizden bahsedebilir misiniz?

Psikoloji lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimimi Belçika’da Université Catholique de Louvain’de (UCL) yaptım ve uzun süre Belçika’da klinik psikolog olarak çalıştım. Belçika Psikologlar komisyonu üyesiyim. 

Kariyerimin ilk başlarında göçmenlerle çalışmaya başladım. 100’den fazla uyruktan insanla psikoterapi yapma imkânı buldum. Dolayısıyla ilk başlarda daha çok göçle ilgili konulara odaklandım ve bu alanda kendimi geliştirme fırsatı buldum. Özellikle Türkiye’den Belçika ve diğer Batı Avrupa ülkelerine göç etmiş Türk vatandaşlarıyla yoğun olarak çalıştım. Evlilik ve çift ilişkileriyle ilgili gözlemlerimi temel alarak doktora programına yazıldım. Doktora eğitimi sürecinde evlilikler, toplumsal cinsiyet, cinsellik ve cinsel bozuklukların tedavileri ile ilgili konularda çalışma ve araştırma imkânı buldum. 

2014 yılında Türkiye’ye geldim ve OMÜ Psikoloji bölümünde çalışmaya başladım. Daha sonra 2 yıl kadar Nuh Naci Yazgan Üniversitesi’nde çalıştım. 2019’dan bu tarafa, Samsun Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde çalışmaktayım.   

2. Cinsel terapistin rolünden kısaca bahsedebilir misiniz?

Cinsel terapi; cinsel sorunları değerlendirme, tanılama, tedavi yöntem ve tekniklerini içerir. Cinsel terapist bu süreci yöneten uzmandır. Öncelikle insan cinsel davranışı ile ilgili akademik bilgiye ve tecrübeye sahiptir. Cinsel bozuklukları ele almak için tanı ve müdahale tekniklerini bilir. 

3. Cinsel terapi alanında çalışmayı tercih etmenizde önemli bir neden var mı?

Doktora eğitimimde temel konu evliliklerdi. Evliliklerle ilişkili olarak toplumsal cinsiyet konusunu araştırmam gerekti. Toplumsal cinsiyet konusuna girince, insan cinsel davranışını bütün boyutlarıyla çalışmaya ihtiyaç duydum. Biyolojik cinsiyet, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsel davranış birbiriyle ilişkili konular. Universite Catholique de Louvain’de seksoloji kürsüsü var. Şanslıydım hem kaynak çoktu hem de danışacak uzman hocalar vardı. Gerekli bilgi ve kaynaklara kolayca ulaştım. Aynı zamanda “Enstitut Sexofonctionnel” de cinselliğin klinik uygulamalarıyla ilgili eğitimler aldım. Bu enstitünün kurucusu ve Hocam François de Carufel’le hala birlikte çalışmaya devam etmekteyiz.   

4. Lisans, klinik psikoloji yüksek lisans  ve klinik psikoloji doktora eğitimlerinizi Belçika Université Catholique de Louvain’de tamamlamışsınız, Türkiye ile Belçika’yı karşılaştırdığınızda bireylerin cinsel haklarının farkındalığı ve cinsel terapi desteği alma konularında herhangi bir farklılık var mı, var ise nelerdir?

Cinsellik insanın doğasında olan haz kaynağı ve türün devam etmesi için gerekli bir ihtiyaçtır. Cinsellik birincil ihtiyaçlar veya fizyolojik ihtiyaçlar arasındadır. Önemli olan insanın cinselliği pozitif olarak yaşayabilmesidir. Bu durumda kültürel öğeler ve değerler devreye girmektedir. Her kültürel grup cinsel davranışla ilgili açık veya kapalı normlar tanımlamıştır. Cinselliğin hangi yaşta, kiminle, ne şekilde yaşanabileceği aşağı yukarı belirlenmiştir. Buna bağlı olarak Batı ve Doğu kültürleri, farklı dini inanç grupları cinselliği farklı ele almaktadırlar. Bu çerçevede, Belçika’dan örnek verece olursak, ilk cinsel ilişki çoğunlukla ergenlik döneminde başlamaktadır. Aile ve toplum erken yaşta cinsellik yaşamayı tolere etmektedir. Dolayısıyla cinsellikle ilgili bilgiler genel olarak ilkokul son sınıftan itibaren çocuklara verilmektedir. Amaç çocukların cinsellik hakkında bilgi sahibi olmaları ve kendilerini erken yaş hamilelikten ve cinsel yollarla bulaşan hastalıklardan korumalarıdır. Türkiye’de çoğunlukla evlilik cinselliğe legal bir alan sunmaktadır. Örgün eğitim döneminde cinsellikle ilgili bilgi aktarımı ya hiç yok ya da sınırlı kalmaktadır. Biz Türkiye’de hem kadınlarla hem de erkeklerle iki araştırma gerçekleştirdik. Araştırmaya katılanlar çoğunlukla cinsel bilgiye internet ve arkadaşlar aracılığıyla ulaştıklarını aktarmışlardır. 

Cinsel terapi desteği alma konusuna gelince, cinsellik hemen her kültürde kimlikle ilişkilidir. Cinsel problemler kişi için yıkıcı algılanır ve genelde gizli kalır. Belçika’da da insanlar cinsel sorunlarını kolayca kimseye açamazlar. Bu durum Türkiye’de de aynıdır. Genellikle insanlar cinsel sorunlar derinleşince uzmana başvurmaktadır. Çoğunluk kime başvuracağını da bilmemektedirler. Cinsel sorunların tedavisiyle ilişkili bir karışıklık vardır. İki ülke arasında önemli fark, yetişmiş uzmanlardır. Belçika’da seksoloji eğitimi almış ve seksolog olarak çalışan uzmanlara ulaşmak kolaydır. Unutmayalım seksoloji ayrı bir kürsüdür. Türkiye’de seksoloji kürsüsü yok. Bu alanda kimin uzman olduğu tartışmalı. Bir hafta sonu alınan eğitimle veya akademik çalışmaları yapılmamış yaklaşımlarla cinsellik çalışmak etik değildir. 

5. Seksofonksiyonel yaklaşımın ve terapi tekniklerinin Türkçeye çevirisini ve uyarlamasını yaptığınızı biliyoruz. Seksofonsiyonel yaklaşımdan kısaca bahsedebilir misiniz, sizin seksofonksiyonel yaklaşımı seçme nedeniniz nedir?

Seksofonksiyonel kuram seksoloji kürsüsünden gelmektedir. Seksoloji bilimini temel alır. İnsan cinsel davranışını bütüncül bakış açısıyla, çok boyutlu ve derinlemesine analiz etmeye izin veren teorik bir çerçeve sunar. Cinsel uyarılma sürecinde fizyolojik, duygusal, bilişsel ve davranış/beden boyutlarını birbiriyle ilişkili olarak çalışır. Klinik uygulamaları tutarlı olup yüksek düzeyde olumlu sonuçlar vermektedir. Her bozukluk için tanımlanmış müdahale planı sunar. Danışanın öyküsüne göre uyarlayabiliriz. Ben seksolojideki farklı kuramları okudum, seminerlere katıldım ve seksofonksiyonel kuramı kendime yakın buldum. Seksofonksiyonel yaklaşım Master&Johnson, Jean-Yves Desjardin gibi seksolojinin temellerini inşa etmiş bilim insanlarının öğretilerini temel alır. Seksofonksiyonel kuramın kurucusu François de Carufel Quebec’lidir ve kendisi gibi Quebec’li olan Jean-Yves Desjardin’in öğrencisidir. Ben seksofonksiyonel kuramı ve klinik uygulamalarını François de Carufel’den öğrendim ve hala birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Bu kuram seksoloji biliminin köklerine temas eder. 

6. Seksofonksiyonel Cinsel Terapi Enstitüsü Derneği başkan yardımcılığını yapmaktasınız Türkiye’ye bu yaklaşımı kazandırmadaki motivasyonunuz neydi? 

Biraz önce söylediğim gibi, bu kuram seksoloji kürsüsünden gelmektedir. Bilimsel bir temele sahiptir. Test edilebilir sonuçlar vermektedir. Türkiye’de farkı yaklaşımları aktaran kurumlar ve çalışan uzmanlar bulunmaktadır. Seksofonksiyonel kuramın ülkemizde cinsellikle ilgili çalışmalara katkıda bulunacağını düşünerek Türkçeye uyarladım, çalıştığım üniversitelerde ders ve sertifika eğitimi olarak sundum. Bu yaklaşımı öğrenmiş ve alanda çalışan arkadaşlarla Seksofonksiyonel Cinsel Terapi Enstitüsü’nü kurduk ve bu çalışmalarımızı kurumlaştırdık. Üroloji, kadın doğum, psikiyatri ve diğer tıp alanlarının katkılarıyla seksofonksiyonel yaklaşımı zenginleştirmeye devam ediyoruz. 

7. Deneyim ve gözlemlerinize göre sizce Türkiye’de kadın ve erkeklerin en sık karşılaştığı cinsel problem nedir ve hangi problemlerine çözüm aramak için sizden destek talep ediyorlar?

Kadınların tedavi talep ettikleri cinsel işlev bozukluklarının başında vajinismus gelmektedir. Bunu cinsel istek eksikliği ve ağrılı cinsel ilişki (disparoni) takip etmektedir. Günümüzde önemli sayıda kadın anorgazmi tedavisi için cinsel terapiste başvurmaktadır. Herhangi bir bozukluk yaşamadan da cinsel bilgi almak için gelenler vardır. Birçok cinsel problem cinsel bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

Erkekler en çok erken boşalma ve sertleşme bozukluğu için yardım talep etmektedirler. Çok sayıda erkek cinsel istek eksikliğinden şikayetçidir. Cinsel istek eksikliği daha ziyade kadınların sorunu olarak görme eğilimi vardır ama günümüzde çok fazla erkek cinsel istek eksikliği tedavisi için kliniğe başvurmaktadır. Çok sınırlı da olsa, anejakülasyon için gelenlerde var.   


8. Çiftlerin cinsel sıklık uyumsuzluğunu aşmada ne gibi çözüm yolları vardır?

Günümüz insanı çok yoğun çalışmakta ve cinselliğe zaman bulmakta zorlanmaktadırlar. Cinsellik bazılarının gündeminden düşmektedir. Seksoloji literatürü çiftlere haftada iki kez mahrem ortam oluşturmalarını, cinsel etkileşimde bulunmalarını önerir. Daha fazla zamanları varsa daha sık cinsel etkinlikte bulunabilirler. Dolayısıyla eşlerin haftada iki zaman dilimini kendileri için ayırmalıdırlar. Ayırmazlarsa bir araya gelmeyi unuturlar. 


9. Dergimizin bu ayki konu başlığı Cinsel Sapkınlık (Parafili) Bozuklukları, Cinsel Sapkınlık (Parafili) Bozukluklarının tedavi sürecinden kısaca bahsedebilir misiniz?

Parafililer çok geniş bir alanı kaplarlar. Fetişizm, donjuaninz, röntgencilik, teşhircilik, eş değiştirme, sado-mazo ilişki, ürofili, hamileseverlik, uzaylıseverlik, pedofili, vb. gibi oldukça fazla parafilili bozukluk vardır. 

Doğal olarak her insanın cinselliğinin normal işlediğini düşünebiliriz.  Kişi yalnız veya diğer bir partnerle işlevsel cinsel davranış ortaya kayar. Parafili kişinin hayatına girerse, cinsel işleyişi değiştirir. Bireyi çoğunlukla veya her zaman parafili davranış uyarır. Örneğin, röntgenci cinsel uyarılma için başkalarını izlemek zorundadır. Sado ilişki seven biri, cinsel etkileşim sırasında partnerine acı vermekten haz alır. Ayak fetişisti partnerin ayağıyla zaman geçirerek uyarılır. Bu uyarıcılara ulaşamadığı zaman cinsel uyarılma yaşayamaz ve cinsel işleyişi bozulur. Dolayısıyla her parafili davranışı danışanın kendi öyküsünde değerlendirmeli ve işlevi tanımlanmalıdır. Danışanın biyolojik yapı ve işleyişi, öğrenilmiş davranışları, duygusal ve bilişsel süreçleri cinsellikle ve parafili davranışla ilişkili analiz edilir. Kişinin hayatında parafili davranışla ilişkilenmiş aşırı uyarılma yaratan bir durum olup olmadığına bakılır. Elde edilen verilerle genel bir tedavi planı oluşturulur. 

Danışanın tedavi olmak için motivasyonu önemlidir. Kendi arzusu ile gelmiyorsa, tedavi başarısız olur. Parafili davranışı yasaklamak çözüm üretmez, aksine kişi için daha çekici hale gelir. Kişinin parafili davranışı kademeli olarak azaltılırken, cinsel davranışı tekrar işlevsel olarak yapılandırılır. Kadın, erkek ve çift hayatında cinsel davranış hakkında bilgilendirilir. Danışanın parafili davranışını tetikleyen uyarıcılardan kaçınması, kendini değerli hissedeceği ve sosyal beceriler kazanacağı faaliyetlere katılması önerilir.     

10. Daha önce parafili bozukluğuna sahip bir danışanınız olmuş muydu, oldu ise hangi parafili bozukluğu ile daha sık karşılaştınız? Danışanınızın bu problemi nedeniyle herhangi bir adli süreci olmuş muydu, bu konuda terapist olarak ne gibi bir yol izlediniz?

En son ayak fetişizmi olan bir danışanla çalıştım. Birlikte olduğu kadınlara uzun topuklu ayakkabı giydiriyor ve bakarak cinsel uyarılma yaşıyordu. Daha sonra kadınla birlikte oluyor veya mastürbasyon yaparak tatmin oluyordu. 

Bu vakada uzun topukla cinsel uyarılmanın nasıl eşleştiğini analiz ettim. Ergenlik döneminde, evlerinin zili çalmış, vaka kapıyı açmış. Kısa etek ve uzun topuklu ayakkabı giymiş karşı komşusunu görmüş. O sırada annesi gelmiş ve komşuyu içeri davet etmiş. Komşu içeri girmiş, ayakkabılarını çıkarmış ve salona geçmiş. Vaka aşırı uyarılma yaşamış, komşu kadın salonda otururken onun ayakkabısını almış, koklamış, öpmüş ve tuvalette mastürbasyon yapmış. Daha sonra benzer davranışları tekrar etmiş. 

Evlendikten sonrada eşinden yatak odasında kısa etek ve uzun topuklu ayakkabı giymesini istemiş. Eşi durumu anlamlandıramamış ve kliniğe başvurmuş. 

Danışan birkaç kez apartmanlardan uzun topuklu ayakkabı çalmış ama herhangi bir adli durumla karşılaşmamış. 

Tedavi planında önce motivasyonunu analiz ettim. Eşini kaybetmek istemediğini ve fetiş alışkanlığından vazgeçmek istediğini belirtti. Çift olarak terapiye aldım. Eşine cinsel etkileşim sırasında kocasının fetiş isteklerine izin vermesini tavsiye ettim ve fetiş davranışı yasak ve çekici olmaktan çıkardım. Fetiş davranışın gizli kalması ve sadece danışanın bilmesi onu çekici kılar.  Sonra kademeli olarak fetiş davranışı azalttım ve eşiyle birlikte cinsellik yaşamalarını sağladım. Danışan eşinin bedeni, sesi, hareketleri, dokunmaları gibi farklı uyarıcıları kodlamayı ve kullanmayı öğrendi. 

11. Parafili bozukluğuna sahip bir danışanımız olduğunda, diğer bir kişinin bundan zarar gördüğü ya da rahatsız olduğu bilgisini alırsak bu konuda durumu emniyet güçleri ile paylaşma konusunda yasal bir zorunluluk var mı, var ise prosedür nedir?

Eğer çalıştığımız kişi diğerleri için risk yaratıyorsa, bunu adli birimlere bildirmek gerekir. Ruh sağlığı alanındaki etik prosedürler cinsel terapide de geçerlidir. 

12. Cinsel terapi alanında çalışmak isteyen, psikoloji bölümü öğrencileri ve mezunlarına kariyer planlaması için önerileriniz nelerdir?

Psikoloji öğrencilerinin mezun olmadan cinsel terapi eğitimine katılmalarını uygun bulmuyorum. Önce psikolojinin temel alanlarını ve görüşme tekniklerini öğrenmeleri gerekir. 

İdeal olan cinsellik ve cinsel bozuklukların lisans ve yüksek lisans programlarında ders olarak sunulmasıdır.  Bence lisans eğitimlerini bitirdikten sonra cinsel terapi alanında kendilerini geliştirebilirler. Çalıştıkları alana göre eğitimlere katılmalılar.  

Eğitimine katılacakları cinsel terapi yaklaşımın kolayca psikolojiyle ilişkilenecek bir yaklaşım olması daha uygun olur. Bir de seksoloji kürsüsünden gelip gelmediğine baksınlar. Eğitimi veren eğiticinin eğitim ve çalışma geçmişi de önemlidir. 

İmkanları varsa yurt dışında seksoloji eğitimi alsınlar. Öğrenmiş oldukları bilimsel yaklaşımları Türkiye’de aktarma ve geliştirme imkanı bulurlar. 

13. Bizlere önerilebileceğiniz cinsel terapi alanındaki kaynaklar (kitap, dizi/film vb.) nelerdir?

Şu kaynağı okuyunuz veya şu filmi izleyiniz demem doğru olmaz. Cinsellikle ilgili kitap ve filmleri izleyerek kendi bakış açılarını oluşturmaları önemlidir.  

14. Kovid-19 pandemi süreciyle birlikte insanların evde daha çok vakit geçirdiği bu süreçte çiftlerin arasındaki ilişki dinamiği sizce nasıl etkilendi? Çiftlerin cinsel yaşamlarında karşılaştıkları problemlerde ne gibi farklılıklar oluştu? 

Pandemi dönemi genel olarak kaygı ve negatif duyguları artırdı. İnsanların hayata dair korkuları arttı. Aile içi ilişkiler ve çift dinamiği bu süreçten etkilendi. Karantina dönemlerinde eşlerin birlikte olmaları pozitif ilişkileri geliştirdiği gibi kriz durumları da doğurdu. 

Pandemi döneminde hijyen beklentisi veya bulaş korkusu cinsel davranışları etkilemiş olsa da bazı çiftler evde kalmayı fırsata çevirerek daha çok yakınlaştılar. Pandemiyle ilişkilenmiş cinsel bozukluklarla karşılaşmadım. Belki insanlar cinsel terapi ihtiyaçlarını ertelemiş olabilirler. Yine pandemi nedeniyle yeni ilişkilerden kaçınma eğilimi olabilir. 

15.Son olarak, son zamanlarda sık sık gündeme gelen meslek yasamızın olmamasından kaynaklı herhangi bir sorunla karşılaştınız mı? Eğer karşılaştıysanız meslek yasasının olmamasından dolayı problemi çözmede ne gibi güçlüklerle karşılaştınız?

Meslek yasasının olmaması temel sorun. Şu an herkesin kolayca iş kurulabildiği alan ruh sağlığı alanıdır. Örgün eğitimi farklı olan insanlar danışmanlık merkezi adı altında kolayca danışmanlık hizmeti veriyorlar. Kelime oyunları oldukça fazla. En çok istismar edilen kavramlar terapi ve psikoterapi. Psikoloji eğitimi almamış kişiler kendilerini terapist veya psikoterapist olarak tanıtıyorlar. İnsanlar bu kavramları kullananların psikoloji mezunu olup olmadıklarını bilmiyorlar. Psikoloji mezunları genelde kendilerini psikolog olarak tanıtırlar. Bu tür istismarların meslek örgütlerine bildirilmesi gerekir. Bu örgütler gerekli işlemleri yaparlar.  

Öncelikli olarak meslek yasasının çıkması gerekir. Türk Psikologlar Derneği’nin çalışmaları var. Umarız sonuç verir. 


Teşekkürler,

Berrak Çakıroğlu.


Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle