ROMANTİK İLİŞKİ VE SOSYAL MEDYA
İnsanlık tarihi süresince bireylerin yaşamlarının en azından belli bir zaman diliminde deneyimlediği, deneyimlemek için arayışta olduğu ve kimilerinin gülümseyerek kimilerinin buruk bir tebessüm etmesine neden olan bu duygu insanların büyük bir çoğunluğu için önemli olsa gerek ki çeşitli kültürlerde çeşitli biçimlerde bilimin ve sanatın konusu olmuştur. Kimilerinin inancı olmasa da varlığını reddemeyeceğimiz duygulardan biridir.
Türkçeye Arapça “ışk” sözcüğünden geçen aşk; bireyi belli bir nesneye, varlığa veya evrensel bir değere sevk ederek bağlayan gönül bağı; bireyin, özünde kendi hariç en ulvi varlık ve güzelliğe karşı hissettiği aşırı ve yoğun sevgi anlamlarını ifade eder (Cevizci, 2003, akt. İnal, 2014). İçerik olarak da sarmaşığın gövdesine dolandığı ağaç ya da bitkinin besinlerinden yararlanıp kurutması gibi aşığın da maşukun diğerleriyle bağlantısını keserek kendisine boyun eğdirmesine benzetilmesi nedeniyle sarmaşık anlamındaki “aşeka” sözcüğünden türetilmiştir (Uludağ, 1991, akt. İnal, 2014).
Aşkın tanımını sorduğumuzda farklı kültürlerden hatta kişilerden farklı yanıtlar almamız olağan bir durumdur. Tek bir tanıma sığdırması güç olan aşk son yıllarda psikoloji alanın da ilgisini çekmiş bu alanda da kendine pek çok tanım bulmuştur.
Freud, cinselliğin yüceltilmesi, Harlow, bağlanma davranışı, Fromm, ilgi, saygı, anlayış ve sorumluluk olarak tanımlarken Maslow iki kategoriye ayırmıştır (Moss ve Schwebel, 1993, akt. Atak ve Taştan, 2012). Maslow’a göre ilk kategoriyi bireyin güvensizliği ile gelişen ve az seviyedeki duygusal gereksinimler olarak tanımladığı “yetersizlik aşkı” oluştururken diğer kategoriyi ise yüksek seviyedeki duygusal gereksinimleri barındıran ve ötekini özellikle de kendini gerçekleştirme arzusunu anlatan “aşık olmak” oluşturmaktadır. Tennov’a göre sevilen insana yönelik vücudun vermiş olduğu duyarlı tepkiye ek olarak bilişsel faaliyeti durduran, belli bir zaman dilimi devam eden bağımlılıktır (Hojjat,2000). Rubin (1970, 1988) ise duyuşsal, bilişsel ve davranışsal unsurları bünyesinde barındıran kültürel kavram olarak tanımlamıştır (Rubin, 1970,1988, akt. Durmaz ve Ercan, 2019). Farklı şekillerde ifade edilen bu duyguyu bireylerin yaşama, paylaşma biçimleri de çeşitlilik göstermektedir. Özellikle gelişen iletişim teknolojileri ve kullanımı artan sosyal medya platformları kişilerin romantik ilişkilerini yaşama ve aktarma biçimlerinde değişikliklere neden olmuştur. Romantik ilişkilerin başlamasında, devam etme ve bitme sürecinde artık payı olan sosyal medyanın bu anlamdaki etkililiği kişilerin sosyal medya kullanım örüntülerine göre de değişmektedir. Sosyal medyanın kullanımda kuşaklar arası da farklılık olduğu görülebilir. Bu noktada da dikkat çeken Y kuşağıdır.
Ülke nüfusumuzun büyük bir parçasını Y kuşağı oluşturmaktadır (Kuyucu, 2017). 1980-1999 yılları arasında dünyaya gözlerini açan bu kişiler sabırsızlığı, değişmeye açıklığı, diğer kuşaklara nazaran daha az düzeyde sadakat duygusuna sahip olması, hırslılığı, tatmin olma düzeyinin azlığı ve emir almaktan hoşnut olmaması ile tanımlandığı görülmektedir (İliç ve Yalçın, 2017, akt. Ö. Alikılıç, İ Alikılıç ve Özer, 2019). Teknoloji ile iç içe olan bu kuşak için teknoloji yaşam tarzı haline gelmiştir (Miller ve Washington, 2011, akt. Yaşa ve Bozyiğit, 2012). Dolayısıyla gelişen teknoloji ve kullanımı her geçen gün daha da artan sosyal medya platformlarında bireylerin romantik ilişkilerini paylaşmakta olduğunu bazılarının bu şekilde bir ilişkiye başladığını, ilişkilerinde denetim sağladığını, mutluluklarının paylaşıldıkça çoğalmasının yanı sıra ilişkilerde güvensizlik, kıskançlık gibi birtakım problemlere de neden olduğunu görebiliriz. Yapılan çalışmalarda sosyal medya kullanımının çiftlerin ilişkileri üzerindeki etkilerine dair farklı sonuçlara ulaştıkları görülmektedir. (örn: Bowe, 2010; Utz ve Beukeboom, 2011; Wilkerson, 2017, akt. Ö. Alikılıç, İ Alikılıç ve Özer, 2019).
Sosyal medya kullanımınızı ve ilişkinizi kontrol edebilecek sizlersiniz bu nedenle yaşınız ne olursa olsun sosyal medya kullanımını ile ilgili ilişkinizde sorunlar yaşıyorsanız, bu nedenle özgürlüğünüzün kısıtlandığını hissediyor, rahatsızlık duyuyorsunuz önemli olanın sizin ne istediğinizin olduğunu, biricik ve değerli olduğunuzu hatırlayın. Herhangi bir ilişki içerisindeyken çiftlerin birbirine zarar vermemesi gerekir. Aşkından, sevgisinden öyle yapıyor şeklindeki ifadeler ile bunun normalleştirilmesine izin vermemeliyiz, bizler aşeka değiliz. Antoine de Saint-Exupéry’nin de dediği gibi aşk birbirine bakmak değil, birlikte aynı yöne bakmaktır. Güzel anılar biriktirdiğiniz ve dilerseniz sosyal medyada mutluluğunuzu paylaşabildiğiniz ilişkiye sahip olmanız varsa da sürdürmeniz dileğiyle, sevgiyle kalın.
Teşekkürler,
Berrak Çakıroğlu
Kaynaklar
Alikılıç, Ö., Alikılıç, İ. ve Özer, A. (2019). Dijital romantizm: Y kuşağının romantik ilişkilerinde sosyal medyanın rolü üzerine bir araştırma. Erciyes İletişim Dergisi Uluslararası Dijital Çağda İletişim Sempozyomu Özel Sayısı, 1, 57-80.
Atak, H. ve Taştan, N. (2012). Romantik ilişkiler ve aşk. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 4(4), 520-546. doi: 10.5455/cap.20120431
Durmaz, H. ve Ercan, H. (2019). Beliren yetişkinlikte aşk stillerinin demografik değişkenler, ana babaya bağlanma ve kişilik özellikleri açısından incelenmesi. Başkent University Journal of Education, 6(1), 98-110.
Hojjat, M. (2000). Sex differences and perceptions of conflict in romantic relationships. Journal of Social and Personal Relationships, 17(4-5), 598-617.
İnal, G. N. (2014). Fuzuli’nin tasavvufi aşk söylemi. Mavi Atlas GŞÜ Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2, 73-82. doi: 10.18795/ma.76002
Kuyucu, M. (2017). Y kuşağı ve teknoloji: Y kuşağının iletişim teknolojilerini kullanma alışkanlıkları. Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 5(2), 845-972.
Yaşa, E. Ve Bozyiğit, S. (2012). Y kuşağı tüketicilerinin cep telefonu ve GSM operatörleri tercihi: Mersin ilindeki üniversite öğrencilerinin tercihlerini belirlemeye yönelik pilot bir araştırma. Cag University Journal of Social Sciences, 9(1).
Alikılıç, Ö., Alikılıç, İ. ve Özer, A. (2019). Dijital romantizm: Y kuşağının romantik ilişkilerinde sosyal medyanın rolü üzerine bir araştırma. Erciyes İletişim Dergisi Uluslararası Dijital Çağda İletişim Sempozyomu Özel Sayısı, 1, 57-80.
Atak, H. ve Taştan, N. (2012). Romantik ilişkiler ve aşk. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 4(4), 520-546. doi: 10.5455/cap.20120431
Durmaz, H. ve Ercan, H. (2019). Beliren yetişkinlikte aşk stillerinin demografik değişkenler, ana babaya bağlanma ve kişilik özellikleri açısından incelenmesi. Başkent University Journal of Education, 6(1), 98-110.
Hojjat, M. (2000). Sex differences and perceptions of conflict in romantic relationships. Journal of Social and Personal Relationships, 17(4-5), 598-617.
İnal, G. N. (2014). Fuzuli’nin tasavvufi aşk söylemi. Mavi Atlas GŞÜ Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2, 73-82. doi: 10.18795/ma.76002
Kuyucu, M. (2017). Y kuşağı ve teknoloji: Y kuşağının iletişim teknolojilerini kullanma alışkanlıkları. Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 5(2), 845-972.
Yaşa, E. Ve Bozyiğit, S. (2012). Y kuşağı tüketicilerinin cep telefonu ve GSM operatörleri tercihi: Mersin ilindeki üniversite öğrencilerinin tercihlerini belirlemeye yönelik pilot bir araştırma. Cag University Journal of Social Sciences, 9(1).
Yorumlar
Yorum Gönder