Ana içeriğe atla

AŞKIN KURAMI OLUR MU?- SEMA GÜRBÜZ


AŞKIN KURAMI OLUR MU?






Aşk, hayatımızda sıklıkla duyduğumuz kavramlardan biridir. Mitolojiden şiire, türkülerden mektuplara her yerde vardır. Günlük yaşantımıza bu kadar sinmiş olan bir kavramın içini doldurmak da bir o kadar zor olacaktır. Türk Dil Kurumunun tanımına göre “Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu” demektir. Farklı aşk tanımları da söz konusudur. Örneğin Freud aşkı, cinselliğin yüceltilmesi olarak, Harlow bağlanma davranışı olarak ve Fromm ilgi, sorumluluk, saygı ve anlayış olarak tanımlamıştır. (Atak ve Taştan, 2012).

Aşk kavramı psikolojide de araştırmaların konusu olmuştur. Farklı araştırmacılar farklı kuram ve modeller önermişlerdir. Sternberg'in (1986) üçgen aşk kuramı; Lee'nin (1973,1977, 1988) aşk biçimleri sınıflandırması; Hazan ve Shaver'in (1987) romantik bağlanma olarak aşk yaklaşımı vardır. ( Açıkel, 2013). Aşkı nöropsikolojik, evrimsel açıdan inceleyen araştırmalar da mevcuttur.



İlk olarak Sternberg’in aşk üçgeni ile başlamak istiyorum. Sternberg’e (1999) göre aşk, yakınlık, tutku ve bağlılık öğeleri olan bir kavramdır. Yakınlık: Bağlılık, yakın olma, ve sırları paylaşma hislerini içerir. Tutku: Cinsel ve romantik çekim öğelerini barındırır. Bağlılık: İlişkiyi ileri boyutlara taşımak için gerekli olan sorumluluk, planlama, insiyatif alma gibi öğeleri içerir. Sternberg için bir ilişkinin mükemmel olması, bu üç öğeyi de dengeli şekilde içermesine bağlıdır. Ancak kişilik özelliklerine ve partnerler arası iletişimin kalitesine göre, çok farklı kombinasyonlardan ortaya çıkan farklı boyutlarda ilişkiler de bulunur. ( Dökmeci, 2014)
Lee (1973), aşka ilişkin yaklaşımın siyah-beyaz bir resim görmeye benzemediğini; bu nedenle, aşkın renkli bir resminin oluşturulması gerektiğini öne sürerek, aşkı açıklamak için çok renklilik benzerliğini kullanmıştır. ( Açıkel, 2013). Lee’ nin aşk biçimleri sınıflandırmasına göre benzer şekilde hiçbiri diğerine indirgenemeyen üç temel/birincil aşk biçimi vardır: Tutkulu aşk (eros), oyun gibi aşk (ludus) ve arkadaşça aşk (storge). Bunların ikili bileşimleri, ikincil aşk biçimlerini ortaya çıkarır: Arkadaşça aşk ve oyun gibi aşk birleşerek mantıklı aşkı (pragma), tutkulu aşk ve oyun gibi aşk birleşerek sahiplenici aşkı (mania), tutkulu aşk ve arkadaşça aşk birleşerek özgeci aşkı (agape) oluşturur.

Shaver ve arkadaşları, Bowlby'nin içsel çalışma modelleri, bu modellerin kişiliğe yansımaları ve Ainsworth'un bağlanma türlerine ilişkin görüşlerini romantik aşka uyarlamaya çalışmışlardır. ( Shaver, Hazan ve Bradshaw, 1988). Bu kurama göre çocuklukta kurulan bağlanma stilleri yetişkinlikte kurulan bağlanma stillerini etkiler. Bağlanma kuramıyla ilgili çalışmalarda, çocukluktaki anne baba sıcaklık ve ilgisinin, yetişkinlerin güvenli bağlanma stili geliştirmesiyle ve anne baba reddinin ise güvensiz bağlanmayla ilişkisi gösterilmiştir.( Perris ve Anderson, 2000).

Aşka ilişkin evrimsel yaklaşım, aşkın doğal olarak oluşan bir eylemler sınıflamasını temsil ettiğini savunur. Üreme açısından değerli bir eşi kendine çekmek için karşı cinsin üyeleri tarafından arzulanan bazı kaynakları göstermek gereklidir. ( Atak ve Taştan, 2012) . Bu evrimsel yaklaşımda aşkın, amaçlı davranışlar ya da aşk eylemleriyle ortaya koyulduğu öne sürülmektedir. Bu davranışlar, eş seçimi, kaynak paylaşımı, gebelik gibi bugüne ait amaçlara hizmet eder.

Aşkı tek bir kurama indirgemek veya tek bir tanıma sığdırmak zordur. Her açıdan aşkı inceleyebiliriz. Aşkı bilimsel temellerde açıklamaya çalışmanın yanı sıra bizim için aşkın ne demek olduğu önemlidir. Kimi zaman annemize, kimi zaman bir sevgiliye bazen çocukluğumuza duyduğumuz aşk. Elimizle tutamayız, gözümüzle göremeyiz ama bir yerlerde her zaman hissederiz.

TEŞEKKÜRLER,

SEMA GÜRBÜZ



KAYNAKÇA

Açıkel, M. (2013). Üniversite Öğrencilerinin Aşk Biçimleri ve Kişilik Özellikleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi.

Atak, H., & Taştan, N. (2012). Romantik ilişkiler ve aşk. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 4(4), 520-546.

Dökmeci, M. (2014, Eylül). Aşık olmanın anatomisi: Robert Sternberg’in aşk üçgeni.                https://www.uplifers.com/asik-olmanin-anatomisi-robert-sternbergin-ask-ucgeni/#ixzz6Y2SobgjM adresinden elde edildi.

Perris C, Andersson P. Experiences of parental rearing and patterns of attachment in adulthood. Clin Psychol Psychother 2000; 7:279-288.

Shaver P, Hazan C, Bradshow D. Love as attachment: the integration of three behavioral systems. In Psychology of Love (Eds RJ Sternberg, ML Barnes):1-36. New

Haven, Yale University Press, 1988.

Sternberg RJ. Cupid’s Arrow: The Course of Love Through Time. UK, Cambridge University Press, 1999.


 

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik