Ana içeriğe atla

YAVAŞ GELİŞMESİYLE GEÇ FARK EDİLEN AFET: KURAKLIK VE TSSB İLİŞKİSİ- BERRAK ÇAKIROĞLU




YAVAŞ GELİŞMESİYLE GEÇ FARK EDİLEN AFET: KURAKLIK VE TSSB İLİŞKİSİ



 

Toplumun sahip olduğu olanakları ve kaynakları kullanarak aşamayacağı doğal, insan ya da teknoloji temelli gelişen ve bireylerin fiziksel, sosyal ve ekonomik kayıplar yaşamasını, olağan yaşamını ve gerçekleştirdikleri faaliyetlerinin sekteye uğramasına hatta durmasına sebep olarak bireyden topluma tüm yapıları etkileyen olaylar afet olarak adlandırılmaktadır (Ergünay, 1999, akt. Kılıç, 2008). Afetlerin 31 farklı türünün olduğu ve 28 tanesinin meteoroloji kaynaklı meydana geldiği bilinmektedir ve bu 28’den birini de kuraklık oluşturmaktadır. Küresel iklim değişikliği ile de artarak devam eden kuraklık içlerinden en tehlikeli olanı olarak görülmekle birlikte yavaşça ilerleyerek geniş alanlara etki etmesi nedeniyle baş etmesi güç bir afet türüdür (Akbaş, 2014; Kapluhan, 2013). 

Bireylerin deneyimledikleri afete yüklemiş oldukları anlam; bireyin yaşı, cinsiyeti, baş etme yöntemleri, uyum sağlama becerileri, sosyal kaynakları ve kişisel özelliklerine göre birtakım farklılıkların görüleceği göz önünde bulundurulmakla birlikte herhangi bir afeti deneyimleyen bireylerde olay ve durumları kontrol edemiyor olma hissine ek olarak ileride daha kötülerine maruz kalabileceği olasılığına karşı yoğun negatif duygular vb. birçok tepki görülmekle birlikte kişinin kuraklığa bağlı olarak maddi manevi uğradığı kayıplar, yaşadığı korku, stres vb. duygular bireyin TSSB yaşamasına neden olabilmektedir. Günümüzde 19 ülkenin su kıtlığı ile mücadele ettiği bir dünyada insanların kuraklığa bağlı olarak TSSB yaşamaları da mümkün olabilir. 

Bireyin tanık olduğu veya yaşadığı gerçek ölüm veya ölüm tehdidi barındıran, fiziksel bütünlüğüne karşı herhangi bir tehdit oluşturan ya da ağır yaralanmaya sebep olan olaylar travma olarak ifade edilmektedir (Amerikan Psikiyatri Birliği, 1994, akt. Karasapan, 2014). Bu olaylar fiziksel ve cinsel saldırılar, ölümcül hastalıklar, savaşlar ve kazalar olabilmekle birlikte doğal afetleri buna bağlı olarak kuraklığı da kapsadığı belirtilebilir. Deneyimlenen bu travmatik olaylardan sonra birey kaygılanabilir, uyku problemleri, kabus görme, aşırı uyarılma ya da hissizlik vb. sorunlar yaşayabilir ve hatırlatıcı uyaranlardan kaçınabilir yani fiziksel ve psikolojik olarak çeşitli tepkiler gösterebilir (McHugh ve Treisman, 2007). Travma sonrası stres bozukluğu tanısına dair ayrıntılı bilgi DSM-V’te bulunsa da kısaca bireyin beden bütünlüğüne tehlikeye sokan yaralanma, cinsel saldırı ve ölüm gibi bir yaşantı deneyimlemesi ya da buna tanık olmasına bağlı olarak yoğun korku ve çaresizlik yaşaması, deneyimlediği olayın tekrar yaşantılanması ki bu kabus görme, geriye dönüşler biçiminde de olabilmektedir, travmatik deneyimi hatırlatıcı uyarılardan kaçınma, kızgın davranışlar ve öfke patlamaları, fütursuzca davranmak veya kendine zarar verecek davranışlar sergilemek, abartılı bir şekilde irkilme, konsantre olmada zorlanma ve uyku problemleri yaşama şeklinde özetlenebilir ve bunları 1 aydan uzun bir süre yaşamış olmalıdır. Deneyimlenen olayın birey için travmatik olabilmesinde önemli olan iki unsur, ani olması ve kontrol edilememesine bağlı olarak çaresizlik duygusuna sebep olmasıdır ki afetler de bu nedenle bireylerin TSSB yaşamalarında bu iki unsurun büyük rolünün olduğunu düşünmekteyim. Kuraklık su kaynaklarının alanında bir daralmaya neden olmakla birlikte buna bağlı olarak tarımsal üretim alanları da daralmakta, su ve gıda sorunlarına bağlı olarak insanlar hastalanabilmekte, işlerini kaybetmekte, mevcut kaynaklara ulaşmak ve kullanabilmek için bireyler, topluluklar arasında çatışmalar meydana gelmekte olduğu her birimizin bildiğini ve tüm bunlara bağlı olarak kuraklığın TSSB ile ilgili olduğunu düşünmekteyim. Bu konuya dair alan yazın incelendiğinde iklim değişikliğinin, kuraklığın ve TSSB’nin birlikte ele alındığı çeşitli çalışmalar olmakla birlikte kısıtlı sayıda çalışma yapıldığı görülmektedir. Çalışmalarda bu unsurların birbirleriyle ilişkili olduğuna ya da olmadığına dair sonuçlara ulaşan çeşitli çalışmalar görülmektedir (örn: Coêlho, Adair, Mocellin, 2017; Zeligman, Majuta ve Shannonhouse, 2020; Rataj, Kunzweiler ve Garthus-Niegel, 2016; Cianconi, Betrò ve Janiri, 2020). İlişkinin olmadığını bulan çalışmaların bulgusunda kuraklığın yavaş gelişen bu nedenle etkilerinin fark edilip, hissedilmesinin uzun sürmesinin etkisi olabileceğini düşünmekteyim ancak insanların kaygılanmalarına, stres yaşamalarına neden olduğu şüphesiz bir gerçektir. Gelecekte kuraklığın daha da artmasına ve buna bağlı travmatize deneyimler yaşamamak için aniden meydana gelmiyor olmasıyla diğer afet türlerinden ayrılıyor olma özelliğinden mümkün olduğunca faydalanarak bu fırsatı değerlendirmeli ve olumsuz etkilerini minimize etmeye yönelik üzerimize düşen görevlerin sorumluluğunu alarak doğaya saygı duymalı ve ona zarar vermekten mümkün olduğunca kaçınmamız gerektiğini düşünmekteyim. Diğer canlıların ve tüm canlıların gelecek nesillerinin de dünyanın su kaynaklarını kullanma hakkını gasbetmemiz gerektiğinin farkında olmalıyız. 


Teşekkürler

Berrak Çakıroğlu



Kaynaklar

Akbaş, A. (2014). Türkiye üzerindeki önemli kurak yıllar (Important Drought Years over Turkey). Coğrafi Bilimler Dergisi, 12(2), 101-118.

Cianconi, P., Betrò, S., ve Janiri, L. (2020). The Impact of Climate Change on Mental Health: A Systematic Descriptive Review. Frontiers in Psychiatry, 11. doi:10.3389/fpsyt.2020.00074 

Coêlho, A. E., Adair, J. G. Ve Mocellin, J. S. P. (2004). Psychological responses to drought in northeastern Brazil. Revista Interamericana de Psicologia/Interamerican Journal of Psychology, 38(1).

Kapluhan, E. (2013). Türkiye’de kuraklık ve kuraklığın tarıma etkisi. Marmara Coğrafya Dergisi, 27, 487-510.

Karasapan D. (2014). Travma sonrası stres bozukluğunda kullanılan bilişsel ve davranışçı terapi protokollerinin terapötik bileşenlerinin etkisine yönelik bir meta-analiz. (Yüksek lisans tezi). Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi’nden edinilmiştir. (Tez No. 355933)

Kılıç, M. (2008). Afetlerde psikososyal hizmetlerin etkililiği: Türk kızılayı ve 2005 Pakistan depremi. (Yüksek lisans tezi). Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi’nden edinilmiştir. (Tez No. 204093)

McHugh, P. R. ve Treisman, G. (2007). PTSD: A problematic diagnostic category. Journal of Anxiety Disorders 21(2), 211-222.

Rataj, E., Kunzweiler, K. ve Garthus-Niegel, S. (2016). Extreme weather events in developing countries and related injuries and mental health disorders – a systematic review. BMC Public Health 16(1). doi: 10.1186/s12889-016-3692-7

Zeligman, M., Majuta, A. R., ve Shannonhouse, L. R. (2020). Posttraumatic growth in prolonged drought survivors in Botswana: The role of social support and religious coping. Traumatology.


Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik