Ana içeriğe atla

ORMAN YANGINLARININ DOĞA VE İNSAN KAYNAKLI ALGISININ ROLÜ- GÜLSÜM SERRA AYDIN





ORMAN YANGINLARININ DOĞA VE İNSAN KAYNAKLI ALGISININ ROLÜ







Orman yangını, doğa olaylarından ya da insan kaynaklı sebeplerden ortaya çıkabilmektedir. Ekolojik sebepler başta olmak üzere iklim değişikliklerine, ormanlarda yaşayan kimi hayvanların yaşam alanlarına, önlemi alınmaz ise de kuraklığa kadar gidebilmektedir. Kısa özetle orman yangını, kimi kişiler için tahrip olan ormanlar, yangından kaçamayarak ölen hayvanlar (Avustralya yangınında etkilenen koala türü), yangınla mücadele eden insanların yaşadıkları zorluklar, milli servet kaybı, evleri yanan orman köylüsü ve yangında ölen canlılar anlamına gelmektedir.

Yangınların tahrip edici gücü çok fazladır. (ör; ortamda yüzlerce derece sıcaklığa neden olan şiddetli tepe yangınları). Yangınların doğadaki rolünü azımsayan ve görmezden gelen bu hâkim anlayışın en önemli sonucu, yangınların ortaya çıkışının tek sebebinin insan olduğu algısının toplumda yerleşmiş olmasıdır. Bu konudaki en yüzeysel açıklama, bir yerdeki orman yangınının sebeplerinden birisi rant amaçlı olduğu düşüncesidir. Orman yangınlarının ortaya çıkışını yalnızca insan faaliyetlerine indirgeyen anlayışın bir olumsuz sonucu da, ekosistemlerin bir bütün olarak yangından sonra yenilenebileceği gerçeğinin reddedilmesidir. Nitekim örnek verecek olursak; tepe yangınlarının doğal olarak sık görüldüğü Güneydoğu Avustralya’da, geçtiğimiz aylarda başlayan yangın ve yangınların şiddetindeki bu artışta iklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkan aşırı sıcak ve kuru havanın rolü ciddi biçimde tartışılmaktadır. ( Tavşanoğlu Ç., 2020)

Doğada ve günümüzde elbette ki bazı yangınlar bu sebepten çıkabilir. Fakat ben en çok birincil kaynaklardan, insan kaynaklı yangınların daha kolay ortaya çıktığı fikrindeyim. Çünkü doğal sebeplerle ortaya çıkan bir şeyi insan gücüyle direkt olarak çoğunlukla engelleyemeyiz. Basit düşünecek olursak bir hafta sonu gidilen piknikte yeşillik dolu bol ağaçlı mesire alanlarını tercih ederiz. Fakat doğanın bize sunmuş olduğu bu güzelliği, biz de doğaya zarar vermeden temiz şekilde geri bırakırsak hep aynı güzellikte kalır. Gidilen yerlerde söndürülmeyen piknik ateşi, yere söndürülmeden bırakılan sigara izmaritleri ya da günümüzdeki pikniklerde daha çok görülen nargile közlerinin yeşil alanlara dökülmesi sırasında yanlışlıkla ormana kaçan ateş gibi insanların ihmalsizliklerinden kaynaklanan yangın çıkışları da azımsanmayacak ölçüdedir. Orman yangınlarının önlenmesinde kamuoyunu uyarıcı ve bilgilendirici eğitim çalışmalarının büyük önem taşıdığını ifade eden Tema Vakfı yönetim kurulu başkanı, “Her yıl kamuoyunun orman yangınlarına karşı uyarılmasına özel önem veriyoruz. Eğitim çalışmalarında orman yangınlarının neden olduğu sorunlarla beraber bunların orman ekosistemlerine ve iklim değişikliğine etkileri konularına ağırlık veriyoruz. Bunu önemsiyoruz. Çünkü ülkemizde orman yangınlarının %98i insan kaynaklı demiştir.” (Tema.org)

Doğamızı, ormanlarımızı insan gücünün elverdiği şekilde sonuna kadar korumalıyız. Doğa, insansız yaşayabilir fakat biz insanlar doğasız ve ormansız nefes bile alamayız.



Teşekkürler
Gülsüm Serra Aydın















KAYNAKÇA




Tavşanoğlu Ç.(2020)., İnsan merkezli orman yangını algısı ve yangının doğadaki rolü. Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü Beytepe/Ankara, EkoEvo Bülten 3:12-14.




TEMA, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı., tema.org.tr/web


Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle