GÖLCÜK DEPREMİ
KIRK BEŞ SANİYE SONRASI
17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi, binlerce canı yitirdiğimiz çok büyük bir felaket olarak tarihe geçti. Sadece kırk beş saniye ardında bir sürü parçalanmış aile, yitirilmiş uzuvlar, kayıp bedenler bıraktı. Depremi hissedenlerin röportajları bile yaşanan felaketin boyutunun ne denli büyük olduğunu görmemiz için tek başına yeterli.
O güne tanıklık etmiş kişiler bir daha hayatlarının normale dönemeyeceğini, mutlu olamayacaklarını, gülmek nedir bilemeyeceklerini düşündüler. Böylesine bir felaketten çıkıp sağlıklı psikolojiye sahip olmalarının mümkün olamayacağını öne sürdüler.
Yaşadıkları şey dayanılması fazlasıyla güç bir durumdu. Hayatta kalanların kulakları enkaz altındakilerinin, sevdiklerini kaybedenlerin çığlıklarıyla çınlıyordu. Üzerinden uzun yıllar geçse de bu çığlıklar zihinlerinin bir yerinde durmaya devam ediyor, küçücük bir anımsama kişileri o güne maalesef geri götürmeye yetiyordu.
Literatürde karşımıza çıkan Travma Sonrası Stres bozukluğu DSM-4’te (Amerikan Psikiyatri Birliği 1994), 1999 Gölcük Depremi’ni yaşayanlar gibi gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır yaralanma, bireyin fiziksel bütünlüğünü tehdit eden bir durumla karşılaşması, böyle bir duruma tanık olma gibi ağır travmatik olaylardan sonra ortaya çıkabilen, özgül semptomlarla kendini gösteren bir tablo olarak tanımlanmaktadır.
Travmatik olarak adlandırabileceğimiz bir olaydan, durumdan herkes aynı oranda etkilenmez. Kişilerin stresli durumlarla başa çıkabilmek için özgün stratejileri vardır. Gölcük Depremi gibi şiddetli bir sarsıntıyla sonuçlanan deprem sonrasında bazı kişiler olayın şokunu birkaç haftada atarken, bazıları ise bir aydan fazla bir süre olayın üstesinden gelemediği için TSSB tanısı koyulabilecek bir vaka olur ve olayın üstesinden gelebilmesi için uzmanlardan yardım alması gerekir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu tanısı almış kişiler hayatla yakaladıkları uyumu kaybederler. Rahatsızlığın etkileri birçok noktada görülür: duygusal, fiziksel, bilişsel, davranışsal tepkiler başta olmak üzere. Duygusal tepkilere örnek olarak üzüntü, kaygı, endişe; fiziksel tepkilere örnek olarak mide bulantısı, baş ağrısı, göğüste daralma; bilişsel tepkilere örnek olarak unutkanlık, uyku problemi, odaklanma sorunu; davranışsal tepkilere örnek olarak yeme sorunları, ani davranışlar gösterme, kolayca korkma, irkilme gösterilebilir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu tedavisinde ilaç tedavisinin yanı sıra bilişsel davranışçı terapiler de mevcuttur ve oldukça etkilidir. Travmatik olaylardan kişilerin aynı oranda etkilenmediği göz önüne alınarak hastanın ihtiyacına uygun tedavi planı seçilmelidir. Bilişsel davranışçı terapilerde sıklıkla uygulanan ve başarıya ulaşan iki teknik alıştırma ve sistematik duyarsızlaştırma tekniğidir. Bu terapilerin amacı hastanın yaşadığı travmatik olayla yüzleşmesini ve dolayısıyla duyarsızlaşmasını sağlamaktır. Tedavi sürecinde travmatik etkilerin aşamalı olarak azalması beklenir.
Bulunduğumuz coğrafya itibariyle Gölcük Depremi yaşanılan ne ilk ne de son doğal afet. Çığ, heyelan, sel gibi doğal afetler bir yana terör saldırısı, yakınımızın ölümü gibi birçok travmatik olay da hayatımızın gerçeklerinden. Hatta şu an içinde bulunduğmuz Covid-19 salgını da milyonlarca insanın hayatına sebep olan tüm insanlığı birçok yönden etkileyen bir felaket. İşte tam da bu noktada tek başına üstesinden gelinemeyecek durumlar yaşandığında biz geleceğin psikologlarına büyük iş düşüyor. Aldığımız eğitimlerle her zaman amacımız insan sağlığı adına çalışmak, olaylara profesyonel gözle bakmak ve sizlerin de isteğiyle problemi ortadan kaldırmak.
Biz psikoloji öğrencileri ve psikologlar olarak her zaman desteğe ihtiyaç duyanlara yardım etmeye hazırız. Yine de şu hayatta yaşayacağımız mutlu anların, travmatik durumlardan hep daha fazla olması dileğiyle...
17 Ağustos 1999 Depremi’nde hayatını kaybeden binlerce canımıza rahmetle.
Teşekkürler
Eylem Yılmazel
Kaynakça
https://www.youtube.com/watch?v=SYzs1TaxRxY
https://www.youtube.com/watch?v=EI-NLI0sO9M
Amerikan Psikiyatri Birliği (1994) Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı, Dördüncü Baskı (DSM-IV) (Çev. ed.: E Köroğlu). Ankara, Hekimler Yayın Birliği, 1995.
Bulunduğumuz coğrafya itibariyle Gölcük Depremi yaşanılan ne ilk ne de son doğal afet. Çığ, heyelan, sel gibi doğal afetler bir yana terör saldırısı, yakınımızın ölümü gibi birçok travmatik olay da hayatımızın gerçeklerinden. Hatta şu an içinde bulunduğmuz Covid-19 salgını da milyonlarca insanın hayatına sebep olan tüm insanlığı birçok yönden etkileyen bir felaket. İşte tam da bu noktada tek başına üstesinden gelinemeyecek durumlar yaşandığında biz geleceğin psikologlarına büyük iş düşüyor. Aldığımız eğitimlerle her zaman amacımız insan sağlığı adına çalışmak, olaylara profesyonel gözle bakmak ve sizlerin de isteğiyle problemi ortadan kaldırmak.
Biz psikoloji öğrencileri ve psikologlar olarak her zaman desteğe ihtiyaç duyanlara yardım etmeye hazırız. Yine de şu hayatta yaşayacağımız mutlu anların, travmatik durumlardan hep daha fazla olması dileğiyle...
17 Ağustos 1999 Depremi’nde hayatını kaybeden binlerce canımıza rahmetle.
Teşekkürler
Eylem Yılmazel
Kaynakça
https://www.youtube.com/watch?v=SYzs1TaxRxY
https://www.youtube.com/watch?v=EI-NLI0sO9M
Amerikan Psikiyatri Birliği (1994) Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı, Dördüncü Baskı (DSM-IV) (Çev. ed.: E Köroğlu). Ankara, Hekimler Yayın Birliği, 1995.
Yorumlar
Yorum Gönder