Ana içeriğe atla

DUYGULARIN EVRİMİ- ZEHRA ŞENİZ GÜÇ

DUYGULARIN EVRİMİ






Evrimsel perspektiften baktığımızda duygular, meydana gelen olaylara göre davranışı şekillendirip uyum sürecini kolaylaştırarak memelilerin hayatta kalmasını sağlayan yaşantılar olarak ifade edilmiştir. Darwin'in biyolojik evrimin bir parçası olarak duyguların evrimi hakkında yazdığı The Expression of Emotions in Man and Animals isimli eserde, ilk veya basit duyguların ilk memelilerden beri var olduğuna, insanlığın da duygu potansiyelini bu memelilerden miras olarak aldığına vurgu yapmıştır. Bu açıklamanın en önemli ispatı ise, insan ile diğer memelilerin beyin yapılarındaki ve beyinlerinin işleyişlerindeki benzerliklerdir. Şöyle ki, beyindeki duyguların merkezi olan amygdala bölgesinin; aile içi veya cinsler arasındaki bağlılık ve sevgi duygusunun oluşmasında etkili olan oxytocin hormonunun; canlıların hayatlarını devam ettirebilmeleri için doğal dürtü ve ihtiyaçlarını (yeme-içme, üreme, barınma, güven) ortaya çıkarıp bunların karşılanabilmesi için eğilim oluşturan ve "memeli beyni" olarak da isimlendirilen hipotalamusun bütün memelilerde var olması gibi bu benzerlikler duyguların, evrimin bir ürünü olduğu düşüncesi ile ilkel duyguların hayvanlardan insanlığa miras kaldığı düşüncesini destekler niteliktedir.

Duyguların, hayatta kalma ve üreme konusunda canlılara avantaj sağladıkları için ortaya çıkmasında etkili olan bazı faktörler bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi çevresel faktörlerdir. Çünkü canlının çevresel faktörlere uyum sağlamak için gösterdiği duygular ve davranışlar, evrimin nasıl ve ne şekilde gerçekleşeceğini belirlemektedir. Bir diğer faktör ise olaylarla karşılaşma sıklığıdır. Benzer durumlar ne kadar yaşanırsa, o olaya verilen duygusal tepkiler de o oranda pekişecektir.

Duyguların evriminde toplumsal şartların etkisi de çok önemlidir. Toplumsal kurallar bireylerin bazı duygu ve davranışlarının pekişmesini, bazılarının ise pasif kalmasına sebep olmaktadır. Toplumun belli bir davranış için bireylerden beklenti içinde olması, bireylerde o davranışı yapmadıkları takdirde toplumdan dışlanabilecekleri için korku duygusu gelişebilmektedir. Bu korku duygusu bireyi, toplumun istediği davranışları yapmaya zorlayabilmekte ve bunun sık yaşanması da o davranışların bireylerde yerleşik hale gelmesine sebep olmaktadır.

Son olarak; evrim sürecinin önemli ilkelerinden olan hayatta kalma mücadelesi düşünüldüğünde, korku ve öfke duyguları ile mutluluk, sevinç duyguları ilk duygular olarak kabul edilmektedir. Bu duyguların ilk duygu kabul edilmesi onların bütün tür ve kültürlerde ortak, diğer bütün duyguların temelinde de bunların bulunduğuna işaret etmektedir. Ayrıca bu duyguların bazıları klasik İslam felsefesinde nebati (besleyici, geliştirici, doğurucu) ve hayvani nefsin (hareket, idrak etme) özelliklerinden sayılmaktadır. Yeme-içme ve üremenin nebati nefs, öfkenin hayvani nefs basamağı olarak kabul edilmesi, ister evrimsel varoluşu kabul edelim ister Tanrı' nın yaratmasını kabul edelim, insanın hayvanlarla ortak birtakım duygu ve davranışlarının var olduğu sonucuna varırız.


Teşekkürler.
Zehra Şeniz GÜÇ

Kaynak
TORUN, T. DUYGULARIN EVRİMİ. Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, (35), 79-91.




Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle