Ana içeriğe atla

SOSYAL DUYGULARIN TEMELİ: AYNA NÖRONLAR- HÜSEYİN GÜZEY

SOSYAL DUYGULARIN TEMELİ: 

AYNA NÖRONLAR





Bir canlının herhangi bir eylemi deneyimlerken sinir sisteminde gerçekleşen elektrofizyolojik değişikliklerin, aynı eylemi başka bir canlının deneyimlemesine bağlı olarak da gerçekleşmesine “ayna nöron etkisi” denir. Bu olgunun temelinde yatan unsur, bir canlının sinir sistemi etkinliğinin yalnızca kendi edimlerine bağlı olarak aktive olması değil, başka bir canlıyı gözlemlerken de sinir sisteminde aynı –veya benzer- bir etkinin oluşmasıdır.

1980’li yıllarda makak maymunları üzerinde bir dizi 
araştırma gerçekleştiren İtalyan Giacomo Rizzolatti ve ekibi, beklenmedik bir olayla karşılaştılar. Araştırmaların asıl amacı, makak maymunlarının davranışlarına bağlı olarak sinir sisteminde meydana gelen değişiklikleri ölçümlemekti. Bu amaçla makak maymunlarının planlama ve hareket koordinasyonundan sorumlu ventral premotor kortekslerine elektrotlar yerleştirildi. Monitörde, elektrofizyolojik değişiklikleri ölçümleyen elektrotların topladığı veriler kaydediliyordu. Beklenmedik bir anda, maymunların karşısında iştahla fıstık tüketen bir araştırmacı monitörden gelen dalga sinyalleriyle irkildi. Bu sinyaller, maymunların fıstıkları kopartırken oluşturduğu sinyallerle oldukça benzerdi. Giacomo ve ekibi, bu araştırma modelini defalarca tekrarlayarak elde ettiği veriler doğrultusunda “ ayna nöronlar” kavramının temelini oluşturdu.

Makak maymunları, sahip olduğu ayna nöron özelliği sayesinde aynı cins canlıların deneyimlediği olayları duyumsayabilir ve tepki oluşturabilirler. Yavru makak maymunları dahi, insanların hareketlerini kolayca taklit edebilir, ona uygun bir cevap oluşturabilirler. Makak maymunlarında gözlemlenen ayna nöronların varlığı, bataklık serçesinde de ötme, birlikte cıvıldama faaliyetlerinin araştırılmasıyla saptandı. Bataklık serçeleri bireysel çapta öterken, öten başka bir kuşu gözlemlerken ve grupsal ötüşme faaliyetlerinde bulunurken oldukça benzer nörolojik tepkiler oluştururlar.

İnsanda ise ayna nöronların varlığı kesin bir üslupla kanıtlanamamış olsa da birçok heyecan verici bulguya rastlandı. Makak maymunlarında ayna nöronların aktive olduğu F5 bölgesi, insanlarda özellik bakımından Broca alanına denk gelir. Nitekim bu alan üzerinde yapılan araştırmalar, ayna nöronların etkisine benzer etkilerin bu alanda da gerçekleştiğini gösterdi.  Ancak insan zihni ve sinir sisteminin karmaşıklığı, ayna nöronların tek bir alanda toplanmış bir bütün olmadığını aksine beyindeki birçok alanın ayna nöronların vazifesine eş tepkiler geliştirdiğini gösteriyor. Broca alanı ve Wernicke alanı gibi ses çıkarımı ve dil olgusunun gelişmesinde rol oynayan alanlar, empati ve sosyal farkındalık duygularımızın temelinde yatan ön insula, ön singular korteks ve inferior frontal korteks gibi alanlar ve çeşitli biçimlerde hissiyatlarımıza yön veren premotor korteks, tamamlayıcı motor bölgesi ve birincil somatosensory korteks gibi alanlar ayna nöronlarla benzer işlev görür.

Varlığı tam bir kesinliğe kavuşturulamamış olsa da, yukarıda bahsedilen unsurlar insan beyninde ayna nöronlara benzer kısımların bulunduğuna işaret etmektedir. Sosyal davranışlarımıza zemin hazırlayan beynin çeşitli bölümleri, evrimsel psikologlara göre, insanların birbiriyle olan bağlarının sıkılaşmasını, aile ve akrabalık gibi bireyi koruyucu grupların oluşturulmasını ve canlılara birlik-beraberlik duygusunun kazandırılmasını sağlar. 

Otizm, psikopati ve antisosyal kişilik bozuklukları üzerinde yapılan araştırmalar, bu tür rahatsızlıklara sahip bireylerde ayna nöron faaliyetlerinin daha az aktive olduğunu saptamıştır. Belki de toplumla bütünleşme olgusuna uyum sağlayamayan bireylerin en önemli problemi sinir sisteminde yer alan ayna nöronları ve benzer işleve sahip bölgelerin daha az etkin olması veya hiç etkin olmamasıdır.

Ayna nöronlar üzerinde yaptığı çalışmalarla tanınan V. S. Ramachandran’ın “Ayna nöronlar, bilim dünyası için DNA’nın keşfinden daha önemli bir aşamadır.” sözü bu nöronların ne kadar mühim olduğunu kanıtlar niteliktedir.

                                                                                            Teşekkürler.
Hüseyin GÜZEY

Kaynakça:

Wikipedia katılımcıları (2020). Ayna nöron. Vikipedi, özgür ansiklopedi. 9 Haziran 2020 tarihinde url://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Ayna_n%C3%B6ron&oldid=22362670 adresinden erişildi.
Öztürk, M. & Algan, B. (16 Ağustos 2014). Ayna nöronlar nedir, ne işe yarar? 9 Haziran 2020 tarihinde https://www.google.com/amp/s/evrimagaci.org/ayna-noronlar-nedir-ne-ise-yarar-2534/amp adresinden erişildi.
Acharya, S. & Shukla, S. (2012). Mirror neurons: Enigma of the metaphysical modular brain. 9 Haziran 2020 tarihinde https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3510904/ adresinden erişildi.

 

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik