PSİKOTERAPİ TEKNİKLERİNDEN;
EMDR
(EMDR: Eye Movement Desensitization and Reprocessing)Emdr, göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme olarak bilinen son yıllarda oldukça ilgi çeken terapi yöntemlerinden biridir. Psikoterapist, Francine Shapiro tarafından ABD'de 1987 yılında geliştirilmiş, yaratılan travma arkasındaki tedavi yöntemidir. (wikipedia).
Son yıllarda Emdr’a duyulan ilginin büyük nedeni, özellikle de Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) tedavisindeki etkinliğinin pek çok çalışma ile gösterilmiş olmasıdır. (Kavakçı Ö., Doğan O., Kuğu N., 2010). EMDR, bilgi işleme süreçlerini kolaylaştıran ve aynı zamanda travmatik anı parçalarının bütünleşmesini sağlayan yenilikçi bir terapi yöntemidir. Bu yaklaşımla, bilginin gelecekte daha iyi işlevsellik sağlayacak şekilde işlenmesi sağlanır. (Kavakçı Ö., Doğan O., Kuğu N., 2010).
Travma sonrası stres bozukluğunun, ülkemizde görülme olasılığı çok yüksektir. Fakat buna karşılık, türkçe alanyazıda tedavi çeşitliliğine yönelik yayınlar sınırlıdır. Shapiro'nun uyumsal modelinin açıklanması ardından bir olgu örneğinin, seans kayıtları ile sunularak uygulaması gösterilmiş ve bu tekniğin çalışma biçimi açıklanmış, etki mekanizması ile ilgili önerilen nörobiyolojik modeller özetlenmiş, Türkiye’de EMDR ile yapılan az sayıdaki yayın gözden geçirilmiştir. (Kavakçı Ö., Doğan O., Kuğu N., 2010). Terapi yöntemlerinde ve uygulamalarında ilgi çeken bu tekniğin uygulamalarına, ruh sağlığı çalışanları daha çok girmektedir. Hem uygulayıcıların psikiyatrik bozukluklar üzerindeki yetkinliklerini arttıracaktır, hem de travma ve benzeri bozukluklardan yakınan hastalara hızlı iyileşme şansı verecektir.
ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİ
Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi (ÇOKST) 1980‟li yıllarda De Shazer, Berg ve arkadaşları tarafından Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkmıştır. Tüme varım şeklinde ortaya çıkan bu terapi psikolojik danışmada kullanılan terapi modelleri arasına yer almayı başaran, yapılandırmacı ve post-modern bir psikoterapi yaklaşımıdır. (Arslan Ü., Gümüşçağlayan G., 2018).
“Kısa süreli terapi, "çözülmesi gereken sorun" üzerinde yoğunlaştığı için sıklıkla "sorun çözme terapisi" olarak bilinmektedir.” (Doğan S.,2016). Danışanın, probleme odaklanmadan amacına yönelik çözüm inşa etme süreçleriyle ilgilenilmektedir. Ve bunlar bir konsept içinde geliştirilen çözüm odaklı sorular ile uygulanılmaktadır. (Örneğin: mucize, derecelendirme, istisna, baş etme vb.) Terapi sürecinde danışan, terapisti tarafından kendisi için en iyiyi bilen uzman olarak kabul edilmektedir. Danışanın güçlü yanlarına ve kendi isteklerine odaklanılarak, terapist ile danışanı arasında, danışanın potansiyelini en üst seviyeye çıkarabilmesini amaçlayan terapötik etkileşim oluşmaktadır. Böylece çözüm-odaklı terapi, danışanın gelecek yönelimli ve düşünce üreten bir kişi olmasını sağlamak için açık ve seçik birtakım teknikler içerir. (Arslan Ü., Gümüşçağlayan G., 2018). Terapi şimdiki an ve geçmiş üzerinde odaklanmaktan çok sorunun çözülebilme olasılığının olduğu gelecek üzerinde odaklanmaktadır. Terapi, sorunun ya da yakınmanın "olmadığı anlar" üzerinde yoğunlaşmakta; sorunun olmadığı anlar ise "nadir durumlar" olarak nitelendirilmektedir. (Doğan S.,2016). r. Genellikle, 1-20 oturum süren ve ideal olarak ortalama 6-7 oturumluk terapi sürecini öngören bir yaklaşımdır. Hem yetişkin hem de çocuklarda uygulanan başlıca terapiler arasındadır. Özellikle ailesi tarafından, sorununu farkında olmayan çocuk seanslarında başvurulan başlıca bir terapi çeşididir.
ŞEMA TERAPİ
“Şemalar, çocukluktan başlayan ve yaşam boyunca sürekli tekrar eden düşünce, duygu ve davranış kalıplarıdır.”Şemalarımız, çocukluk yaşantılarıyla oluştuğundan ve yaşamımız boyunca gelişerek ilerlediğinden, kemikleşen kalıp yapılara sahiptirler. Bir anlamda şemalar temel zihinsel yapılarımızdır.(örn: baba şeması, ağaç şeması, okul şeması vb.) Bu kalıp yapılar, kişinin çevresiyle olan ilişkilerini, davranışlarını önemli şekilde etkileyebilmektedir. Her şemamız bizi mutlu etmeyebilir ve böylelikle düşünce ve davranışlarımızı önemli düzeyde etkileyebilir. Her zaman pozitif şemalar geliştiremeyiz. Şema terapi ise; Jeffrey Young ve arkadaşları tarafından geliştirilen Şema Modeli, Bilişsel-Davranışçı Terapi tekniklerini de birleştirerek, şema kalıplarında değişim yaratabilmeyi odak almaktadır. (Bayalan Y., 2016).
Şemalar, zamanla katı, değişmez, koşulsuz kabul edilen değerlendirmeler haline gelirler. Bu özellikleri sayesinde şemalar gittikçe güçlenir, değiştirilmeleri daha zor hale gelirler. Olayları, durumları sahip olduğumuz şemalara göre değerlendirir ve kararlarımızı şemalara göre veririz. Bu da çoğunlukla bilgileri çarpıtmamıza, bozmamıza sebebiyet verir. Mesela: Kendisiyle ilgili başarısız şeması geliştiren bir öğrenci sınavdan 100 üzerinden 90 dahi alsa kendisini başarısız olarak kabul edebilir. Çünkü onun profil şeması, yüzlüktür. Ve bu durum onun için hangi şartlarda olursa olsun değişmez bir konumdur. Bayalan Y., 2016).
Bu noktada “Şema terapi, değiştirilmesi zor, çocukluk ve ergenlik döneminde belirgin kökenleri bulunan psikolojik rahatsızlıklar için tasarlanmış, bilişsel, davranışçı, kişiler-arası ve yaşantısal teknikleri birleştiren, bütünleştirici bir teori ve terapi yaklaşımıdır.” (Bayalan Y., 2016).
SANAT TERAPİSİ
“Sanat terapisi, görsel imgelemenin bütünleştirici ve iyileştirici potansiyele sahip olduğu inancı üzerine kurulmuştur.”Genellikle de duygusal olgunlaşmanın bir aracı olarak kullanılır. (Aydın B., 2012). Birçok sanat terapistleri yaratıcı sürecin kendisinin iyileştirici gücü olduğu görüşünde uzlaşmaktadır.
Sanat terapisinin keşfedilmesi 1940’lara, profesyonelleşmesi ise 1960’larda başlamıştır. (Aydın B., 2012). Sanat terapisi, sanat materyallerinin kullanıldığı dışavurumcu terapinin bir biçimidir. Yaratıcı sürecin psikolojik yönünü özellikle farklı sanat materyallerinin duygusal özelliklerini anlama ile geleneksel psikoterapötik teori ve teknikleri birleştirir. Resim, müzik, tiyatro, sinema, hareket ve dans gibi sanatın her alanındaki uygulamaları içerir. Danışan ve sanat terapisti ara-sındaki ilişkinin oluşturulmasında yaratıcı imge ve nesneler merkezi rol oynar. Sanat terapisiyle uğraşan terapistler çeşitli teorik bakış açısına sahip olabiliriler. Örneğin psikoanalitik, bilişsel davranışçı ya da varoluşçu kuramın bakış açısıyla çalışabilmektedirler. Psikoterapötik yönelim sanat terapi sürecinin çerçeve sini belirler ve dışa vurulanın anlamlandırılmasına rehberlik eder. Fakat pek çok yönelimin temelindeki yaygın inanış bilinçdışının dışa vurulmasıdır. (Aydın B., 2012).
Sanat terapi sadece psikolojik bir rahatsızlığı olan bireylerde değil, her birey için anlamlı ve yardımcı bir terapidir.
TEŞEKKÜRLER,
GÜLSÜM SERRA AYDIN
Abapsikoloji.com /6.2.2020 Sanat Terapisi Nedir? Ve Kimlere Uygulanabilir?
Bayalan Y., Şema Terapi, 2016.
Doğan S., Çözüm-Odaklı Kısa Süreli Terapi: Kuramsal Bir İnceleme, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 12(1).
Gümüşçağlayan G., Arslan Ü., Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapiye Kısa Bir Bakış, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2018.
Kuğu N., Kavakçı Ö., Doğan O., Düşünen Adam- Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi,2010.
KAYNAKÇA
Aydın B., Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar- Tıbbi Sanat Dergisi ,2012;4(1)Abapsikoloji.com /6.2.2020 Sanat Terapisi Nedir? Ve Kimlere Uygulanabilir?
Bayalan Y., Şema Terapi, 2016.
Doğan S., Çözüm-Odaklı Kısa Süreli Terapi: Kuramsal Bir İnceleme, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 12(1).
Gümüşçağlayan G., Arslan Ü., Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapiye Kısa Bir Bakış, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2018.
Kuğu N., Kavakçı Ö., Doğan O., Düşünen Adam- Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi,2010.
Yorumlar
Yorum Gönder