Ana içeriğe atla

PSİKOLOJİNİN ÜÇ ALT ALANI- EYLEM YILMAZEL



PSİKOLOJİNİN ÜÇ ALT ALANI


1) Sosyal Psikoloji

Sosyal psikoloji nedir? Sosyal psikoloji, sosyal ve kültürel ortamdaki birey davranışını aynı zamanda bireyin sosyal çevreden etkilenen duygu,düşünce,inanış ve tutumlarını inceleyen bir psikoloji alt alanıdır. Sosyal psikoloji bir bilimdir, bilimsel yöntemi kullanarak kuramlar oluşturur ve onları sınar. Allport’un(1968) klasikleşen tanımına göre ise ‘Sosyal psikoloji, bireylerin düşünce,duygu ve davranışlarının,başkalarının gerçek,hayal edilen ya da zımni(altık, ima edilen) varlığından etkileniş tarzının bilimsel olarak anlama ve açıklama çabasıdır. 1924’te Allport’un Sosyal Psikoloji kitabını yayımlaması bazı psikologlara göre sosyal psikolojinin modern döneminin başlangıcı olarak kabul edilmektedir.

Sosyal Psikolojinin Tarihsel Gelişimi

‘(Sosyal) psikolojinin uzun bir geçmişi, kısa bir tarihi vardır.’ (Ebbinghaus,1908)

Bazı sosyal psikologlara göre sosyal psikolojinin tarihi eski Yunan felsefesine kadar gider. Gerçekten de bugün sosyal psikologların cevabını bulmak için uğraştığı birçok soru, tarihin eski çağlarında da düşünürler tarafından sorulmuş olup, cevabı felsefede aranmıştır. Sorulara cevap ararken bilimsel yöntemin kullanılmaya başlanmasının hayli geç oluşu tam olarak Ebbinghaus’un sözüyle özetlenmiş durumdadır. 17. ve 18. yüzyıldaki gelişmeler 19. yüzyılın sonlarına doğru sosyal psikolojinin bir bilim dalı olarak ortaya çıkmasına zemin oluşturmuştur. 1908 yılı birçok sosyal bilimcinin hemfikir olduğu sosyal psikolojinin başlangıcıdır. Bu tarihte birbirinden habersiz bir şekilde ilk defa iki ‘Sosyal Psikoloji’ kitabı yayımlanmıştır. Bunlardan birinin yazarı bir psikolog (Mc Dougall) iken diğeri de sosyolog (Ross)tur. Mc Dougall’a göre o bir psikoloji kitabı yazmışken Ross’a göre de o bir sosyoloji kitabı yazmıştır. Mc Dougall’ın içten dışa(bireyden çevreye) yaklaşımı Psikolojik Sosyal Psikoloji olarak tanımlanırken; Ross’un dıştan-içe(çevreden bireye) yaklaşımı Sosyolojik Sosyal Psikoloji olarak tanımlanmaktadır. Fakat birey ve toplum birbirinden soyutlanmış şekilde incelenemez çünkü birey toplumun içinde, toplum da değerler, tutumlar,normlar gibi nitelikleriyle bireyin içindedir. Toplum bireyi şekillendirdiği ve doğumundan ölümüne kadar etkilediği gibi birey de içinde bulunduğu toplumu etkiler. En genel anlamıyla sosyal psikoloji birey-toplum(grup) etkileşimini inceler.

Sosyal psikologlar davranışı inceler, çünkü davranış gözlenebilir ve ölçülebilir. Ancak davranış sadece motor faaliyetleri değil(yürüme vs.), aynı zamanda ağlama ya da kalkık kaş gibi daha derin anlamlara sahip eylemleri ve elbette ki söylediğimiz,yazdığımız her şeyi kapsar. Sosyal psikologlar davranışın haricinde doğrudan gözlenemeyen fakat farklı güvenilirlik dereceleriyle de olsa davranışlardan çıkarsayabildiğimiz duygu,düşünce,inanç,tutum ve hedeflerle de ilgilenirler.

Sosyal psikolojinin ilişki içerisinde olduğu disiplinlere ekonomi,bilişsel psikoloji,bireysel psikoloji,sosyal antropoloji,sosyoloji,dil-iletişim örnek gösterilebilir.

Sosyal psikologların çalışma alanları: Çoğunlukla akademik ortamlarda çalışırlar. Ancak son yıllarda reklam şirketlerinde,hastanelerde,eğitim kurumlarında,mimarlık ve mühendislik firmalarında ve çeşitli kamu alanlarında araştırmacı danışman olarak çalışmaktadırlar.

2) Gelişim Psikolojisi

Gelişim psikolojisi nedir? Gelişim psikolojisi, bireyin kronolojik yaşıyla orantılı olarak davranışının türü arasındaki ilişkiyi inceler. Duyu organlarının yaşın ilerlemesine paralel olarak nasıl geliştiği; konuşma, yürüme gibi davranışların hangi yaş aşamalarında ne gibi gelişim basamakları gösterdiği gelişim psikologlarının üzerinde çalıştığı sorunlara birkaç örnek oluşturur. Gelişimsel psikolojisinin diğer bir konusu da içinde büyüdüğümüz çevrenin davranışlarımız üzerindeki etkisini incelemektir. Günümüzde gelişim psikolojisi çocuğun gelişimine yoğunlaştığı kadar ergenlik,yaşlılık gibi diğer gelişim evrelerine de önem vermektir. Özet olarak gelişim psikolojisinde yaşam boyu gelişim anlayışı hakimdir.

Gelişim Psikolojisinin Tarihsel Gelişimi

Gelişim psikolojisi 1950’lerin başlarında ortaya çıkmıştır. Ortaya çıktığı dönemde gelişim psikolojisine günümüzdeki anlayış hakimdi. Fakat 1950’lerden sonra gelişim psikolojisinde değişim başladı. Bunun nedeni gelişim psikologlarının gelişimi betimlemekten çok, gelişimin temelini oluşturan süreçlerin üzerinde durmaya başlamaları olmuştur. 1960’lara kadar bebek,çocuk,ergen konusundaki araştırmalar ‘çocuk psikolojisi’ olarak adlandırılmıştır. Gelişim psikolojisi, psikolojinin son 50 yılda en hızlı gelişme göstermiş olan bir alt disiplinidir.

Günümüzde gelişimle alakalı tartışmalar hâla devam etmektedir. Bu tartışmaları iki başlık altında toplayabiliriz: kalıtıma karşı çevre ve sürekliliğe karşı süreksizlik. Gelişim psikologları insanı fiziksel,bilişsel,sosyal-duygusal ve kişilik gelişimi olmak üzere dört temel alanda incelemektedirler. İnsan gelişiminin bütünlüğü esas alınarak incelenmesi gerekir. Çünkü bir alanda olan değişim diğerini de hem etkiler hem de ondan etkilenir. Dolayısıyla gelişim alanları birbirinden bağımsız işlev görmez.

Gelişim psikologları çalışmalarını sürdürürken bir yandan biyolojik bilimlerle, öbür yandan da psikolojinin diğer alt alanlarıyla yakın bir etkileşim ve ilişki içindedir.

Psikolojinin diğer uzmanlık alanları dışında,gelişim psikolojisi alanında yapılan araştırma ve uygulamaların;eğitim bilimleri,özel eğitim,sınıf öğretmenliği,ruh sağlığı ve çocuk gelişimi gibi diğer uzmanlık alanlarına da önemli yansımaları vardır.

Gelişim psikologlarının çalışma alanları: Doktora düzeyindeki gelişim psikologları araştırma yapma,öğretim üyeliğinde bulunma gibi görevlerde yer alabilir. Lisans veya yüksek lisans mezunları ise kreş,gündüz bakımevleri,hastaneler,okul öncesi eğitim veren kurumlar,klinikler,huzurevlerinde çalışabilir.


3) Adli Psikoloji

Adli psikoloji nedir? Adli psikoloji,hukuk psikolojisi ya da kriminal psikoloji olarak tanımlanabilmektedir. Psikolojinin bu alanı, hukuk sistemi ile ilişkili tüm alan ve bakış açıları ile ilintilidir. Adli psikoloji, adli süreçte klinik psikoloji bakış açısına sahip bir alandır.

Adli Psikolojinin Tarihsel Gelişimi

Amerikan Psikoloji Birliği, adli psikolojiyi 2001 yılında psikolojinin özel bir alt alanı olarak tanımlamıştır. 2001 yılı dikkate alındığında çok yeni bir disiplin olduğu görülmektedir.

Amerikan Psikoloji Birliği’ne göre Adli Psikoloji, hukuki konsepte yer alan kişilerin klinik psikolog olarak değerlendirmeye alınması, onlara yöneltilen klinik yaklaşım ve uygulamaları kapsar. Bu tarife göre adli psikolog, klinik psikoloji alanında da belirli yetkinliğe sahip kimsedir. Aynı zamanda medeni hukuk ve ceza hukukuna ait konulara da danışmanlık yaptığı için temel düzeyde hukuk bilgisi,hukuk felsefesi ve hukuki etik konuları hakkında bilgi ve fikir sahibi olması gerekir.

Adli psikologların ağırlıklı olarak görevlendirildiği konular: sanık ve hükümlü psikolojisi,mağdurların suç olayından etkilenme düzeyleri,tanık ifadeleri,çocuk hakkında koruma kararının aldırılması,boşanma,velayet,vasi tayini olarak ön plana çıkar. Bununla birlikte suça sürüklenen ya da mağdur çocuğun ifade alımı ve sorgusu sırasında adli psikologlar sürece eşlik etmesi adına görevlendirilebilir.

Adli psikolog hem bir araştırmacı hem de bir klinisyendir. Klinik psikolojidekinin aksine amaç tedavi etmek değildir. Kişilerle ilgili adli bir karara ulaşılması çabasına katkıda bulunmak için çalışma yapılır. Aynı zamanda adli psikologlar sadece kişiyle görüşme yapmakla kalmaz, bu kişilerin dava dosyalarını da incelemek durumundadır. Dava dosyasına sunmak üzere detaylı bilgi toplamak amacıyla ev,okul,işyeri ziyaretleri yaparak edindiği bilgileri ve gözlemlerini raporlandırmada kullanabilirler.

Adli mekanizmada psikologlar ; adli tıp,sosyoloji,kriminoloji,viktimoloji,adli biyoloji,adli kimya,balistik,kriminalistik gibi alanlardan yararlanırlar.

Adli psikologlar ıslahevleri, hapishaneler,adli tıp enstitülerinde ve hukuk uygulama birimlerinde çalışabilirler. Doktora derecesini almış olanlar ise üniversitelerin psikoloji bölümlerinde ya da hukuk fakültelerinde, araştırma organizasyonlarında ve toplum sağlığıyla ilgili kuruluşlarda danışmanlık yapabilirler.


TEŞEKKÜRLER,
EYLEM YILMAZEL



Kaynakça

1)Çiğdem K., ’Dünden Bugüne İnsan ve İnsanlar’,2017.

2)Michael H.,Graham V., Sosyal Psikoloji,2014.

3)Edward S., Susan H., Barbara F., Geoffrey L., Psikolojiye Giriş,2015

4)https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19_bahar/gelisim_psikolojisi/1/index.html

5) http://psikoloji.humanity.ankara.edu.tr/gelisim-psikolojisi-nedir/

6)Derya D., Adli Psikoloji Nedir?, İstanbul Üniversitesi

7) https://www.nobelyayin.com/detay.asp?u=14526

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik