Ana içeriğe atla

UKDE-Terapi Odasından Dökülenler- MERVE CEREN ŞAFAK



   Ukde – Terapi Odasından Dökülenler



Kitaplara dalıp kendinizi bambaşka bir dünyada hissetmek, bambaşka bir dünyaya uyanmak ne güzel bir his değil mi? Bu zorlu günlerden geçerken hayal kurmak ya da bambaşka bir dünyaya uyanmak hepimizin isteği değil mi? Evimizde kaldığımız şu süreçte psikolojik ve mental anlamda sağlamlık kazanmak için yapılacak en güzel aktivitelerden biri de kitap okumaktır. Özellikle psikolojiye ilgisi olan güzel okuyucularımız için bu ay psikoloji ile doğrudan etkisi olan ve tüm duyguları yaşatan bir kitap seçmek istedim.


Ukde… Ne anlama gelir?  Ne demektir? 

Ukde düğüm anlamına gelmektedir. Bu kitabı okurken en çok yaşadığım durum boğazımda oluşan düğümlenmeydi. Bir kişinin yaşadığı travmalar, zorluklar ve o hissiyat en güzel böyle anlatılabilirdi. Duyguların üzerine ağırlık verilen bu kitabı okurken sanki tüm duyguları tek tek yaşıyorsunuz. Terapist olmanın kolay olmadığı, danışan karşınıza geldiğinde nasıl bir analiz yapıldığı da çok güzel aktarılmış, sanki bir yol bir harita çizilmiş.

Ukde kitabının yazarı olan uzman klinik psikolog Mehtap Güngör, bu kitabında bizlere üç danışanından izin alarak terapi süreçlerini detaylı bir şekilde aktarmıştır. Üç farklı yaşamdan oluşan bu kitap bizleri derinden etkileyen bir ilki oluşturmaktadır. Türkiye ve dünya üzerinde bu kadar detaylı terapi odasının anlatıldığı bir kitap bulunmamaktadır. Bu nedenle bizlere bu kitabı kazandırdığı için Mehtap hanıma teşekkür etmek istiyorum. Bu kitap ile hem psikoloji dünyasına hem de danışan olmaktan korkan, terapi odası konusunda tereddütleri olan bireylere çok güzel bilgiler kazandırdığını düşünüyorum. Kitapta EMDR yöntemi ile yapılan terapiler aktarılmıştır. EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma) örtük bellekte (bilinç dışında) kalan kötü anıları açık belleğe (bilince) yerleştirmek ve beynin kendini iyileştirme becerisini aktive etmesini sağlayan bir sistemdir. Kitapta EMDR yönteminin aktarılması ile son zamanlar da adını sıkça duyduğumuz bu yöntemin, ne olduğu hakkında detaylı bilgi edinmiş oluyoruz.

                                                                                                              Teşekkürler.                                                                                        Merve Ceren Şafak       

Yorumlar

Yorum Gönder

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik