SIFIR NOKTASINDAKİ KADIN
Sıfır noktasındaki kadın, mısırlı psikiyatr Neval El Seddavi tarafından kaleme alınmıştır. Yazarımız Mısırlı kadınlarda nevroz konusunu çalışmak için girdiği Kanatır cezaevinde tanıştığı Firdevs’in hayatını okuyucularına sunmuştur.
Yazar Firdevs’i tanımlarken “gerçek bir kadının“ betimlemesini kullanmıştır. Kitap üç ayrı bölümden oluşturulmuştur.
Kitabın ilk bölümü yazarın Kanatır cezaevinde idam mahkumu bir kadının varlığından haberi olması ve onunla görüşmek için girdiği çabaları anlatması ile başlıyor. Öyle ki Firdevs talep ettiği takdirde idam cezasının affedileceğini bilmesine rağmen, bunu kabul etmeyen ve dünyaya “benden bu kadar!“ dercesine tavır sergileyen karakteri ile okuyucun karşısına çıkartılıyor. Uzun ısrarlar sonucu Firdevs psikiyatrist ile görüşmeyi kabul ediyor.
Kitabın ikinci bölümü Firdevs’in çocukluğundaki anıları ile başlıyor. Yaşadığı toplum, düşmanca cinsiyetçiliğin bire bir yansımalarını içeren bir toplum. Şiddet düşkünü bir baba, kaderine razı olan bir anne ve çokça kardeş… Bununla beraber oyun sandığı tacizler onun hikayesinin başlangıcı oluyor. Anne ve babası öldükten sonra amcası ile yaşamaya başlıyor. Bu dönem Firdevs'in belki de gerçek mutluluğu yaşadığı tek dönem denilebilir. Eski yaşantısından çok farklı bir ortam onu karşılıyor. Okula gitmeye başlamıştır. Amcası evlenene kadar ev işleri ve okulu bir arada götürmüştür. Burada aslında toplumun kadına yüklediği acımasız sorumluluk bir kez daha karşımıza çıkıyor. Okulu bitince eve dönmek zorunda kalan Firdevs için hayat gerçek yüzünü göstermeye başlıyor. Üniversiteye gitmesinin ahlaksızlık olarak değerlendirilmesiyle, kendinden yaşça büyük ve zengin bir adamla evlendirilme kararı alınıyor. Bu süreçte psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalan Firdevs evini terk eder. Ona yardım eli uzatan başka bir adam ile yaşamaya başlar. Fakat bu adamın da yardım eli Firdevs’in kendi ayakları üstünde durmayı istemesi ile vahşi bir hayvanın pençesine döner. Tecavüze uğrar, eziyet görür ve bir kez daha ayağa kalkmaya çalışır. Kendini bu adamdan da kurtarmayı başardığında yeni bir yola girer. Kendi değerini bulmak için çabalayan Firdevs artık bedeni ile para kazanmaya başlar. Ne zaman bu isteğinden vazgeçmeye kalksa başka bir erkeğin tekmesi ile yine düşer. Artık birlikte olduğu adamlar konusunda seçici davranan, en güzel evlerde oturan, en pahalı kıyafetleri giyen ve kendini tüm bunlar ile değerli hisseden bir fahişe olmuştur. Fakat hayatı, onunla birlikte olan saygın bir gazetecinin kendisine "sen saygı değer biri değilsin” demesi ile yeni bir yöne çevrilir. Artık saygın bir işte çalışmalı ve saygın bir şekilde para kazanmalıdır. Bunun için mücadele eder ve başarır. Bu dönemde erkeklere tekrar güvenmeye başlar ve aşık olur. Fakat yine sonu hüsrandır. Yine eski yaşamına dönmüştür. Fakat kendi tabiriyle artık özgürdür. Erkeklerin gerçek yüzünü gören ve kendi istediği gibi yaşayan biridir. Bu tanımladığı özgürlük, kadınların kendisini koruyamayacağı için onu korumaya başlayan başka bir adamla son bulur. Onu koruma bahanesi ile satan bu adama daha fazla dayanamaz ve kurtulmak isterken o adamın katili olur. Bu Firdevs için sonun başlangıcıdır. Bu konuşmalarının ertesi günü idam ediliyor.
Kitap 3. ve son kısmında yazarın Firdevs hakkındaki düşüncelerine yer veriyor.Bu kitap, gerçek bir hikayeyi konu almasının yanında hala bir çok kadının maruz kaldığı bir gerçeği okurlarına sunuyor. Firdevs bu yaşamı ile bize şu soruyu sordurmalıdır: Sıfır noktasında çaresizce bekleyen kadınlardan haberdar mıyız?
Teşekkürler.
Nisa SIK
Yorumlar
Yorum Gönder