Ana içeriğe atla

SİGARA BAĞIMLILIĞI- MUHAMMED ALİ GOZEL



SİGARA BAĞIMLILIĞI






Dünya genelinde ve ülkemizde başta sigara olmak üzere tütün ürünlerinin kullanılması ciddi hastalıklara ve ölümlere yol açmaktadır. Tütün kullanımının yol açtığı hastalıklar nedeni ile her altı saniyede bir insan ölmektedir. Bu sebeplere dayanarak, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tütün kullanımını en yaygın halk sağlığı sorunlarından biri olarak tanımlamaktadır. Tüm dünyada 15 yaş üstü nüfusun yaklaşık %45„inin, ülkemizde ise %43„nün sigara kullanıyor olması, sorunun özellikle gençlik çağında başlayan ve ileri yaşlarda da önemini sürdüren bir sorun olduğunu göstermektedir. Özellikle gençlerde tütün ürünleri kullanımı açısından riskli grupların tespit edilmesi ve tedavi stratejilerinin belirlenmesinde bunların göz önünde bulundurulması, sigara bağımlılığı ile mücadelede erken müdahale etmek için önem kazanmaktadır (1).


Sigara Kullanımı ve Ruh Sağlığı


Psikiyatri hastalarında sigara kullanımı ve madde bağımlılığının genel nüfusa göre daha çok görüldüğü bilinmektedir. Sigara kullanım oranı şizofreni hastalarında %90, bipolar bozuklukta %70, başka psikiyatrik bozukluğu olanlarda ise %45-70 arasında bildirilmektedir (2). Sigara içenlerde duygudurum bozuklukları, anksiyete bozuklukları, madde kötüye kullanımı ve kişilik bozukluklarına da yüksek oranda rastlanmıştır (3). Çocukluk çağında anksiyöz, agresif ve genel olarak nevrotik kişilik özelliklerinin sonraki çağlarda sigara içmeye eğilimli olma ile ilişkili olduğu, ileriye yönelik yapılan bir çalışma ile gösterilmiştir (4). Diğer bir psikiyatrik hastalık olan depresyon da nikotin bağımlılığı açısından önemli bir risk etkenidir. Sigara içme ve depresyon arasındaki bu ilişkinin iki bozukluğa karşı ortak bir genetik yatkınlıktan kaynaklanabileceği öne sürülmüştür (5). Nikotin bağımlılığı açısından diğer risk etkenleri arasında alkol, kokain ve eroin olmak üzere birden çok maddenin kötüye kullanımı yer almaktadır. Özellikle sigara ile madde kötüye kullanımı/bağımlılığı arasında doğrudan ilişki bulunmuş, çalışmaya katılan genç yaştakilerde bu oran daha yüksek çıkmıştır. Alkol kullanırken sigara içmeyi sevenlerin alkolü bıraktıktan sonra sigarayı daha kolay bırakabildikleri görülmüştür (6). Alkol tedavisi öncesi sigarayı bırakanların alkol içme davranışını daha iyi kontrol ettikleri gösterilmiştir (7). Bu nedenle, sigara içmeye devam edenlerin çoğunun psikiyatrik ya da başka sosyal sorunları olma olasılığı yüksektir. Ayrıca, bu kişilerin tütüne daha fazla bağımlı olma olasılıkları da daha yüksek ve sigarayı bırakma olasılıkları daha düşüktür (8)


Tedavisi


Sigara içme davranışı komplekstir ve başlama, bırakma, sürdürme, aralıklı içme ve nüks gibi farklı davranışsal komponentleri vardır. Günümüzde sigarayı bırakmaya yönelik geliştirilen teoriler, bu farklı davranışsal komponentler göz önüne alınarak oluşmaktadır (Tütün Kontrolü Çalışma Grubu, 2014).

En azından birkaç haftadan beri her gün sigara kullanan birinde, nikotinin kesilmesini takiben 24 saat içerisinde aşağıdaki belirtilerden en az 4‟ünün olması nikotin yoksunluğu sendromu olarak tanımlanmaktadır (Kayaalp, 1998).

Sigara kullanan kişilere hekimler tarafından yapılacak görüşme ve öneriler, kişinin sigarayı bırakmasında etkili olup, istekli hastalara 5A, sigara bırakma konusunda isteksiz olanlara ise 5R stratejilerinin uygulanması önerilmektedir. 5A uygulaması hastanın sigara ve sigaranın etkileri konusunda bilgilendirilmesi, sigara bırakma planının hazırlanması, bu aşamada karşılaşılabilecek zorluklar hakkında bilgilendirilmesi ve takibini içerir.



Teşekkürler.
Muhammed Ali Gozel

KAYNAKÇA

1. Demir T. ġ.Ü. Sigara bağımlılığı cerrahpaĢa tıp fakültesi sürekli tıp eğitimi etkinlikleri türkiye„de sık karĢılaĢılan psikiyatrik hastalıklar. Sempozyum Dizisi 2008; 62: 231-238.

2. . Lohr JB, Flynn K. Smoking and schizophrenia. Schizophr Res 1992; 8: 93-102.

3. Black DW, Zimmerman M, Coryell WH. Cigarette smoking and psychiatric disorder in a community sample. Ann Clin Psychiatry 1999; 11: 129-136.

4. Pomerleau OF, Pomerleau CS. Research on stress and smoking: progress and problems. Br J Addict 1991; 86: 599-603.

5. Tezel A. Sigara içme ve depresyon. Anadolu HemĢirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi (2010); 5. 2.

6. Zimmermann RS, Warheit GJ, Ulbrich PM, et al: The relationship between alcohol use and attempts and success at smoking cessation. Addictive Behaviors 1990; 15: 197-207.

7. Miller WR, Hedrick KE, Taylor CA: Addictive behaviours and life problems before and after behavioral treatment of problem drinkers. Addictive Behaviors 1983; 8: 403-412.

8. Benowitz NL. Nicotine addiction. Prim Care 1999; 26: 611-631.

9. home J, Jacobs KA. Attention deficit hyperactivity disorder (ADHD) in a 19th century children‟s book. Eur Psychiatry 2004; 19: 303–306.

10. . Still GF. Some abnormal physical conditions in children. Lancet 1902; 1: 1008- 1012, 1077-1082, 1163-1168.





Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik