Ana içeriğe atla

ROMANTİK İLİŞKİLERDE BAĞIMLILIK- MERVE CEREN ŞAFAK



ROMANTİK İLİŞKİLERDE BAĞIMLILIK






Bağımlılık, kısaca kişinin bağımlı olduğu duruma ya da maddeye karşı yoksunluğu halinde psikolojik veya fiziksel reaksiyon göstermesi durumudur. Kişiler bu durumu kontrol altına almak istese bile, düşüncelerine ve davranışlarına engel olamaz ve kendilerini sürekli çatışma halinde bulurlar. Bağımlılık bireylerin yaşam döngülerinde çeşitli zorluklara sebep olmaktadır. Bağımlılığın birçok çeşidi bulunur; bunlardan bir de ilişki bağımlılığıdır. Duygusal bir bağımlılığa dayanan ilişki bağımlılığı ebeveyn-çocuk, arkadaşlık ilişkilerinde görüldüğü gibi romantik ilişkilerde de sıkça karşılaşılan bir bağımlılık türüdür. Bu ilişki türünde bireyler bağlılık ile bağımlılığı karıştırmakta ve mükemmel eş olma isteğindedirler. Bu durum ilişkinin sağlıksız bir yöne gitmesine neden olmaktadır. Sağlıklı ilişkilerde ortak alanlar ve farklı düşünceler vardır. Kişilerin düşünceleri, inanç ve davranışları farklı olabilir. Ancak bu birlikteliği bozmaz daha çok güçlenmesini sağlar. Sağlıklı ilişkilerde kişiler kendi özgürlüklerini korumaktadırlar. Bağımlı ilişkiler ise, özgürlüğe imkan tanımaz ve sürekli birliktelik gerekliliğine inanır. Partnerlerden birinde bu bağımlılık varsa karşı taraf bunalıp, kısıtlanmış hissedebilir. Bağımlılığı olan kişi aradaki dengeyi bozar ve kendi yaşantısından çok karşısındakinin yaşantısına odaklanır. Bu bireyler ‘‘onsuz yaşayamam’’, ‘‘o yokken ben bir hiçim.’’ gibi ifadelere başvurur ve genellikle;
Kaygılı olup, yoğun bir şekilde terk edilme ve yalnızlık korkusu yaşar, partneri yanında olmadığında kendini çaresiz hisseder, tek başına karar vermekten çekinip partnerinin onayına ihtiyaç duyarlar (Kuyumcuoğlu, 2015).

İlişki bağımlılığı olan bireyleri yargılamak çok kolaydır. Birbirine zarar veren bir çifte ayrılın demekte öyle, ancak bu durum görüldüğü kadar kolay olmaz. Bağımlı birey genellikle kendini karşısındakine adamış olur ve ayrılık düşüncesini akla getirmek bile onları suçluluk hissine itebilir. Bu tür ilişkiye neden olan bireylerin genellikle çocukluk çağında ebeveynleriyle bağlanma türü kaygılı- kararsız olarak beklenebilir (Selçuk, günaydın, Sümer ve Uysal; 2005). Kaygılı- kararsız bağlanma türünde de çocuklar ebeveynlerinden ayrılmakta zorluk çeker ve tekrar bir araya geldiklerinde bile sakinleşmezler yani ebeveynlerimizle bağlama türümüz ilerideki bütün ilişkilerimize zemin hazırlayabilecek kadar güçlü bir durum olduğunun göstergesidir. Bu doğrultuda, bağımlılık suçlanacak durum değil, aksine uzmanlar tarafından ele alınan ve yardım gerektiren bir durumdur. İlişki bağımlılığını durdurabilmek için en etkili yol bireysel terapi almaktır. Bireysel terapi ile bireylerin farkındalık düzeyleri artar ve kişi bağımlılıktan kurtulabilir.

Teşekkürler.
Merve Ceren Şafak





KAYNAKÇA

1) Selçuk, E., Günaydın, G., Sümer, N., ve Uysal, A. (2005). Yetişkin bağlanma boyutları için yeni bir ölçüm: Yakın ilişkilerde yaşantılar envanteri-II’nin Türk örnekleminde psikometrik açıdan değerlendirilmesi. Türk Psikoloji Yazıları, 8(16), 1-11.




2) https://npistanbul.com/amatem/iliski-bagimliligi

3) https://www.uplifers.com/bagimli-kisiler-ve-bagimli-iliskiler/


















Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat ...

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir ara...

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Öze...

NÖROPSİKOLOJİDE ÇALIŞMA ALANLARI VE STAJ İMKANLARI- FATMA NUR ERGÜN

  NÖROPSİKOLOJİDE ÇALIŞMA ALANLARI VE STAJ İMKANLARI Merhaba sevgili okurlarımız. Uzuun bir aradan sonra tekrar sizlerle buluşmak beni çok heyecanlandırdı. İnşallah sizler de aynı heyecanla yazılarımızı okur ve beğenirsiniz. Gelelim bu sayımızın konusuna gerçi başlıktan anlamışsınızdır ama ben yine de söyleyeyim. Bu ay sizlere psikolojinin en genç alt alanlarından biri olan nöropsikolojiyi tanıtmaya çalışacağım. Nöropsikoloji beynimizin yapısı ve işlevleri ile davranışlarımız ve zihinsel süreçlerimiz arasındaki ilişkiyi inceler. Bu süreçler     dikkat, dil, yönetici işlevler, hafıza, praksis (öğrenilmiş motor aktiviteler), gnosis (beynin daha önceden öğrenilmiş olan bilgileri tanıyabilme yeteneği) ve karar verme yetisi gibi işlevleri kapsamaktadır (Aklınızı Keşfedin, 2020). Aynı zamanda Nöropsikoloji beynimizde oluşan bir deformasyonun bilişsel yeteneklerimiz ve davranışlarımız üzerindeki etkilerini saptamaya çalışan bir alt alandır. Nöropsikolojinin de kendi içinde deney...