BULİMİYA NERVOZA
Yaratılan güzellik algıları çağdan çağa değişmiştir. Kimi zaman dolgun vücutlar moda olmuş kimi zaman ince beller. Toplumdaki bireyler bu kuralları benimsemiş ve kendi güzelliklerini bu ölçütlere uyup uymamalarıyla değerlendirmişlerdir. Fiziksel çekicilik ve mükemmelliğe fazla değerin yüklendiği çağımızda, kadınlar, sadece beden ölçüleri ve görünümleriyle var olma çabasının bedelini hastalıkla ödeyebiliyorlar. (Yücel, 2009 ) Bu hastalıklardan biri de bulimiya nervoza.
Bulimiya "bous (öküz)" ve "limos (açlık)" sözcüklerinden köken almaktadır. "öküz kadar aç olmak" veya ‘bir öküzü yiyecek kadar aç olmak’ anlamlarını içerir. Bulimik davranışlardan, Roma İmparatorluğu döneminde de söz edilir. Refah içinde yaşayan dönemin zenginlerinin, kontrolsüzce, tıkınma şeklinde yedikleri ve haz yaşantısını devam ettirebilmek için, kusup yemeye devam ettikleri bilinmektedir. Hatta, kusmaların gerçekleştiği özelleşmiş yerler (vomitoriumlar) bulunmaktadır. (akt. Yücel, 2009)
Bulimiya nervoza; yemek yemeyle ilgili denetimin kalktığı tıkanırcasına yeme dönemlerinin ve telafi edici davranışların (kendi kendini kusturma, laksatif ve diüretikleri yanlış yere kullanma, yememe veya aşırı spor yapma) üç ay içinde, haftada en az bir kere olmasıyla karakterize olan ve kişinin kendini çoğunlukla görünüm ve kilosuyla değerlendirip yargılamasına yol açan bir yeme bozukluğu türüdür. (DSM 5, 2013)
Bulimiyanın diğer yaygın görülen özellikleri arasında:
• Tıkanırcasına yeme atakları sırasında aşırı yemeyi kontrol edememe hisleri
• Kilo almaktan aşırı korkmaları
• Benlik imgesi üzerinde vücut şekli ve vücut ağırlığını aşırı vurgulama
Bu hastalığa sahip bireyler sıklıkla bu davranışlarını gizlemeye çalışırlar. Bununla birlike bu hastalığa sahip olan insanlar, anoreksiya nervozadan farklı olarak aşırı zayıflık özelliğine sahip değillerdir. İdeal ağırlıkları yeme bozukluğuna sahip olmayan kadınlarınki gibidir. (Nevid, Rathus, Greene, 2018)
Hastalığın nedenlerine bakacak olursak sosyokültürel, psikososyal, duygusal gibi pek çok faktörün yattığını görürüz. Toplum baskıları, toplumun kadınlardan beklentileri, uyulması gereken kalıp yargılar kişilerin beden algılarını etkiler. Özellikle depresyon başta olmak üzere ailede psikiyatrik bozukluk öyküsü, çocukluk dönemindeki olumsuz yaşantılar yeme bozuklukları (anoreksiya, bulimiya gibi) için risk faktörüdür. Mükemmeliyetçilik ve düşük benlik saygısı kolaylaştırıcı etmenlerdir. Emosyonel desteği az, çocuğa uzak, duyguların rahatça ifade edilemediği, çatışma yaşanan, baskılayıcı, iletişim ve etkileşim sorunları olan uyumsuz ailelerde yetişen çocuklarda risk yükselmektedir. (Uluhan, 2015).
Bulimiya nervozada iyileşme oranları anoreksiyadan daha iyidir. Bulimiya nervozada bilişsel davranışçı terapi ve ilaçla tedavi birlikte uygulanmaktadır. Terapiler ile erken dönem travma yaşantıları ve bunlara yönelik çalışmalar, stresle mücadele, bedeni olumlu algılama, duygu durumla ilgili düzenlemeler ve dürtü kontrolü sağlama konularında gelişme sağlanır. İlaçlı tedaviler ile kaygı ve depresif belirtilerde normalleşme, öfke kontrolü alanında iyileşmeler gerçekleştirilmektedir.
KAYNAKÇA
Yücel, Büşra. (2009). Estetik Bir Kaygıdan Hastalığa Uzanan Yol: Yeme Bozuklukları. Klinik gelişim, 22, 39-44.
Nevid, J., Rathus, S., Greene, B. (2018). Değişen Dünyada Anormal Psikolojisi. U.S.A: Pearson Education Inc.
http://www.antalyapsikiyatri.com/yetiskin-psikolojik-sorunlari/anoreksiya-nervoza-ve-bulimiya-nervoza
Bulimiya "bous (öküz)" ve "limos (açlık)" sözcüklerinden köken almaktadır. "öküz kadar aç olmak" veya ‘bir öküzü yiyecek kadar aç olmak’ anlamlarını içerir. Bulimik davranışlardan, Roma İmparatorluğu döneminde de söz edilir. Refah içinde yaşayan dönemin zenginlerinin, kontrolsüzce, tıkınma şeklinde yedikleri ve haz yaşantısını devam ettirebilmek için, kusup yemeye devam ettikleri bilinmektedir. Hatta, kusmaların gerçekleştiği özelleşmiş yerler (vomitoriumlar) bulunmaktadır. (akt. Yücel, 2009)
Bulimiya nervoza; yemek yemeyle ilgili denetimin kalktığı tıkanırcasına yeme dönemlerinin ve telafi edici davranışların (kendi kendini kusturma, laksatif ve diüretikleri yanlış yere kullanma, yememe veya aşırı spor yapma) üç ay içinde, haftada en az bir kere olmasıyla karakterize olan ve kişinin kendini çoğunlukla görünüm ve kilosuyla değerlendirip yargılamasına yol açan bir yeme bozukluğu türüdür. (DSM 5, 2013)
Bulimiyanın diğer yaygın görülen özellikleri arasında:
• Tıkanırcasına yeme atakları sırasında aşırı yemeyi kontrol edememe hisleri
• Kilo almaktan aşırı korkmaları
• Benlik imgesi üzerinde vücut şekli ve vücut ağırlığını aşırı vurgulama
Bu hastalığa sahip bireyler sıklıkla bu davranışlarını gizlemeye çalışırlar. Bununla birlike bu hastalığa sahip olan insanlar, anoreksiya nervozadan farklı olarak aşırı zayıflık özelliğine sahip değillerdir. İdeal ağırlıkları yeme bozukluğuna sahip olmayan kadınlarınki gibidir. (Nevid, Rathus, Greene, 2018)
Hastalığın nedenlerine bakacak olursak sosyokültürel, psikososyal, duygusal gibi pek çok faktörün yattığını görürüz. Toplum baskıları, toplumun kadınlardan beklentileri, uyulması gereken kalıp yargılar kişilerin beden algılarını etkiler. Özellikle depresyon başta olmak üzere ailede psikiyatrik bozukluk öyküsü, çocukluk dönemindeki olumsuz yaşantılar yeme bozuklukları (anoreksiya, bulimiya gibi) için risk faktörüdür. Mükemmeliyetçilik ve düşük benlik saygısı kolaylaştırıcı etmenlerdir. Emosyonel desteği az, çocuğa uzak, duyguların rahatça ifade edilemediği, çatışma yaşanan, baskılayıcı, iletişim ve etkileşim sorunları olan uyumsuz ailelerde yetişen çocuklarda risk yükselmektedir. (Uluhan, 2015).
Bulimiya nervozada iyileşme oranları anoreksiyadan daha iyidir. Bulimiya nervozada bilişsel davranışçı terapi ve ilaçla tedavi birlikte uygulanmaktadır. Terapiler ile erken dönem travma yaşantıları ve bunlara yönelik çalışmalar, stresle mücadele, bedeni olumlu algılama, duygu durumla ilgili düzenlemeler ve dürtü kontrolü sağlama konularında gelişme sağlanır. İlaçlı tedaviler ile kaygı ve depresif belirtilerde normalleşme, öfke kontrolü alanında iyileşmeler gerçekleştirilmektedir.
Teşekkürler.
Sema GÜRBÜZ
KAYNAKÇA
Yücel, Büşra. (2009). Estetik Bir Kaygıdan Hastalığa Uzanan Yol: Yeme Bozuklukları. Klinik gelişim, 22, 39-44.
Nevid, J., Rathus, S., Greene, B. (2018). Değişen Dünyada Anormal Psikolojisi. U.S.A: Pearson Education Inc.
http://www.antalyapsikiyatri.com/yetiskin-psikolojik-sorunlari/anoreksiya-nervoza-ve-bulimiya-nervoza
Yorumlar
Yorum Gönder