Ana içeriğe atla

REIMER DENEYİ-ZEYNEP ŞEVVAL BÜYÜKİZGİ

REIMER DENEYİ



Deney

Brian ve David Reimer, 1965’te dünyaya gelen, bir ailenin ikizleriydi. Doğumlarından 8 ay sonra idrar yollarındaki bir sıkıntıdan dolayı gerçekleşen sünnet operasyonu hayatlarını değiştirdi. İkizler fimoz isimli bir rahatsızlıktan dolayı sünnet edildiler fakat David’in operasyonu Brian’ınki kadar başarılı geçmemişti. Operasyonda kullanılan yakma tipi sünnet yöntemiyle David’in penisi neredeyse tamamen yanmış ve işlevsiz hale gelmişti. Olay üzerine Reimer ailesi çocuklarını John’s Hopkins Hastanesi’nde çalışan ve cinsel gelişim ve cinsiyet kimliği üzerine çalışmalar yapan Dr. John Money’e götürdüler. Money, günümüzde pek geçerliliği olmayan Nötral Cinsiyet Teorisi’nin savunucularındandı. Teoriye göre cinsiyet kişinin doğuştan getirdiği bir özellik değil, sonradan çevresel faktörlere öğrenilen bir kavramdı. Dr. Money aileye David’in cinsiyetinin değiştirilmesini önerdi. Aile, süreç boyunca tıbbi ve psikolojik olarak destekleneceği öne sürülerek ikna edildi ve David’in cinsiyet değiştirme serüveni başladı. Bu vakayı ölümsüzleştiren gelişme bu olmuştu.


Dr.Money

David’in testisleri alındı ve “Brenda” ismini alarak bir kız çocuğu gibi yetiştirilmeye başladı. Brenda’nın yetiştirilme süreci o yaşta bir çocuk için hayli zordu. Hormon tedavileri görüyor, Dr. Money tarafından belirli aralıklarla kontrol ediliyor ve çeşitli deneylere tabi tutuluyordu. Bu uygulamalardan bazıları oldukça riskliydi, hatta günümüzde suç teşkil edebilecek düzeydeydi. Örneğin; Brenda ve Brian, küçük yaşlarda bir takım cinsel pozisyonlara sokuluyordu ya da zaman zaman çıplak bırakılarak cinsel organlarını keşfetmeleri isteniyordu. Aynı zamanda, aileye de Brenda’nın gelişim süreciyle ilgili eğitimler veriliyordu. Dr. Money deneyin başarılı gittiğini düşünse de durum Brenda açısından o kadar başarılı ilerlemiyordu. Süreç boyunca Brenda kendini bir dişi olarak tanımlamakta zorluk çekmiş ve sosyal hayatında zorluklar yaşamıştı.

Dr. Money ilerleyen süreçte aileye Brenda için bir vajina inşa edebileceğini söyledi fakat bu fikri aile tarafından kabul görmedi, ve Reimer ailesi deneyi sürdürmekten vazgeçti. Brenda bu süreçte idrarını karnından açılan bir delikten yapmak zorunda kaldı ve hormonlarla yapılandırılmış bir bedene sahip olmaya devam etti. Bu durum ikizlerin psikolojilerinde de çeşitli hasarlara yol açtı. İkizi Brian’a (her ne kadar yaşananların şizofreniye sebep olduğunu belirtemesek de güçlü bir risk faktörü olduğunu söyleyebiliriz) şizofreni teşhisi konulurken, Brenda, intihar düşünceleri olduğunu dile getirmeye başladı. Bunun üzerine aile, 15 yaşındayken Brenda’ya biyolojik cinsiyetinin erkek olduğunu söyledi ve doğumundan itibaren yaşadığı süreçleri anlattı. Anlatılanlarla sarsılan Brenda, dişi kimliğini reddetti ve ismini David olarak değiştirerek biyolojik cinsiyetine dönme kararı aldı.




Bu süreçte David çeşitli operasyonlarla fizyolojik olarak bir erkek bedenine sahip olmaya çalıştı ve evlenip 3 çocuğun üvey babası olmaya başladı. Ancak, ikizi Brian’ın 2002 senesinde şizofreni ilaçlarını yüksek dozda alması sonucu gerçekleşen ölümünün ardından, 2004 yılında intihar etti.


Modern Araştırma Bakış Açısından Reimer Deneyi

Günümüzde cinsiyet ve cinsel yönelim çalışmaları gerçekleşmeye devam etmektedir. Ancak, Reimer Deneyi modern araştırma yöntemleri esas alınarak değerlendirildiğinde pek çok açıdan sorunlu bir deney olarak karşımıza çıkmaktadır. Öncelikle, yapılacak olan her araştırma için araştırmanın katılımcılarından onay almanız gerekir. Ancak, her ne kadar Reimer ailesi David’in cinsiyet değişimi için onay vermiş olsa da Dr. Money tarafından gerçekleşen deneyin bir parçası olduklarından haberdar değillerdi. Ayrıca; çok küçük yaştaki bir çocuğun bedenine yapılan müdahele, çocuk (ve hatta aile) için fizyolojik ve psikolojik açıdan pek çok riski barındırması sebebiyle etik dışı olarak değerlendirilebilir. Psikoloji alanında yapılan araştırmalarda katılımcıların sağlığını riske atacak müdahelelerin bulunmaması, araştırmanın etik değerler gözetilerek yapılması oldukça önemlidir. Tüm bu eleştirilerle birlikte, deneyin 1960’lı yıllarda gerçekleştiğini ve o dönemde günümüz bilgilerine sahip olunmadığını hatırlatmak isterim.

Reimer Deneyi, tarihte gerçekleşen, olumsuz sonuçlanmış pek çok deneyden yalnızca biri. Günümüzde araştırmacılar, modern araştırma metodlarını kullanarak, katılımcılarını riske sokabilecek tüm uygulamalardan kaçınmaktadırlar.


TEŞEKKÜRLER.


Zeynep Şevval BÜYÜKİZGİ


Konu Hakkında Yararlanabileceğiniz Videolar:

İngilizce: https://www.youtube.com/watch?v=SLFGMWoQaCU

Türkçe: https://www.youtube.com/watch?v=RcQBda2SujU



Yararlanılan Web Siteleri

https://evrimagaci.org/photo/tr/david-reimer-ve-cinsiyet-degistirme-vakasi

https://documentarystorm.com/dr-money-and-the-boy-with-no-penis/

https://circulatingnow.nlm.nih.gov/2017/10/13/dr-john-money-discovered/

















Yorumlar

  1. Bilgilendirme icin tesekkurler basarili bir calisma olmus. Bu sekilde deney yapan tum mahlukati kiniyorum

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik