DR. ZEYNEP ARMAY’LA PSİKOONKOLOJİ ÜZERİNE RÖPORTAJ
Dr. Zeynep Armay, Klinik Psikoloji uzmanlık eğitimini (MA) Boğaziçi Üniversitesinde tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Onkoloji Enstitüsü Psikososyal Onkoloji Bilim Dalında gerçekleştirdiği ikinci üst uzmanlık eğitiminden (MSc) sonra, ABD’de psikoloji doktorasını (PhD) tamamlamıştır. İkinci uzmanlığında kanser hastaları ve fiziksel hastalıkları olan kişiler üzerinde eğitimini ve pratiğini tamamlamıştır. 1 yıl İstanbul Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü ve 1 yıl Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde klinik pratiğini tamamlamıştır. Klinik psikolog, Psikoonkolog ve Psikoterapisttir. Kanser hastaları ve kanser hastası yakınlarıyla klinik çalışmalarını sürdürmekte ve sağlık psikolojisi ve psikoonkoloji alanında aktif olarak süpervizyon ve eğitimler vermektedir.
1. Öncelikle Psikoonkoloji’yi tanımlayabilir misiniz? Psikoonkoloji nedir ve sağlık psikolojisinde psikoonkolojinin yeri nedir?
-Psikoonkoloji yani kanser psikolojisi kanser hastasının, hasta yakının, tedavi ekibini ele alan, kanser süreci boyunca ve gerekiyorsa sonrasında psikolojik, psikososyal ve psikiyatrik tüm zorlanmalarını ele alan, bir bilim dalıdır. Sağlık psikolojisinin içinde bir özel alandır. Kanserin psikolojisi diğer kronik hastalıklar gibi özel bir alan. Aslında tüm kronik hastalıklar travma etkisi yaratıyor ama kanserde özel bir travma söz konusu, çünkü hakikaten tanı sürecinden itibaren çok zorlu, kişiyi ve yakınlarını çok zorlayan bir süreçtir.
2. Psikoonkolog kime denir?
-Psikoonkolog, kanser hastalığının psikolojik etkileri üzerine çalışan bir uzmandır. Psikoonkoloji ekibi, psikiyartistlerden, psikologlardan ve sosyal çalışmacılardan oluşur. Yani sadece psikologlardan oluşmaz ancak mutlaka özel bir eğitim alınması gerekir çünkü psikoonkolojiyle uğraşacak kişinin onkolojiyle ilgili bilgi sahibi olması gerekir. Psikoonkoloji eğitimi kapsamlı bir eğitimdir.Psikoonkologlar hem kanserin fizyolojisi hem de kanserde kullanılacak psikoterapi yöntemleri alanında kapsamlı olarak yetiştirilmiş uzmanlardır.Her kanser hastası ile çalışan uzman psikoonkolog değildir. Psikoonkologlar kanser sürecinde ve sonrasında hastalığın etkilerini en aza indirmek için çalışırlar. Travmatik deneyimlerden güçlenerek çıkabilmeye yardımcı olurlar.
3. Kanser hastalarına "kanser" oldukları nasıl söylenir?
-Bu soru günümüzde dünyada sıcak bir tartışma konusu. Bu konuyla ilgili hiçbir zaman genel bir kural yoktur. Belli ülkelerde yasal olarak doktorun söylemek durumunda, hemen bilgi vermek zorunda olduğu bir sistemle ilerlese de karşıdaki insanın bu bilgiyi ne kadar alabilmeye hazır, ne noktada olduğu saptanarak kişiye özel şekillendiren bir bilgi verme sürecidir. Bu bilgi kişiye doktoru tarafından, aileyle birikte veya psikoonkolog eşliğinde söylenebilir.
4. Bir kanser hastası ne tür şikayetlerle psikolojik desteğe başvurur?
-Çok çeşitli olabilir. En sık rastlanan sebepler depresif spektrum bozuklukları, anksiyete, çeşitli fobiler, beden imajı ve tedavi yöntemleriyle ilgili problemlerdir.Cerrahi girişim, organ kaybı, örneğin göğüslerin alınması gibi, tedavinin yan etkilerinden dolayı (saç dökülmeleri ciltte değişimler) beden imajını etkileyecek durumlar kişinin psikolojisini olumsuz anlamda etkileyebilir. Geniş bir spektrum içinde o süreçteki her aşamayla ilgili belli zorlanmalar yaşanabilir. Bazen belli kanser türlerinin psikolojik yan etkileri olabiliyor. Şunu da eklemek istiyorum: psikoonkolojik müdahele yalnızca psikoterapiyle gerçekleşmez. Gerekli durumlarda medikal tedavi ve terapi birlikte gider. Bu durum kişi özelinde değişmektedir.
5. Kanser tanısı konduktan sonra ortaya çıkabilecek psikolojik tepkiler nelerdir?
-İlk tepkiler şok, inkar, inanamama, öfke, sorgulama (Neden ben?), suçluluk, ve zaman zaman isyan halinde olur. Onun arkasından depresif süreç gelir, sonra da kişi artık durumu anlamaya ve kabullenmeye doğru ilerler. Aktif inkar dediğimiz bir durum vardır. Kişi bazen durumu kabul etmeme yönüne gider ve tedaviyi reddedebilir. Bu durumda psikoonkologlar mutlaka devreye girmelidir. Ya da yaşam şartlarıyla ilgili (sigara bırakma, alkol bırakma)bir direnç gelişebilir. Bu tarz reaksiyonlar da görülebilir. Hastalığın öğrenilmesinden hemen sonraki süreçte bahsettiğim durumların yaşanması normaldir. Bununla birlikte, ilerleyen dönemlerde depresyon ve/veya anksiyete bozukluğu gelişebilir.
6. Kanser hastalarıyla çalışırken dikkat edilmesi gereken durumlar nelerdir?
-Öncelikle bu konuda donanımlı, bilgi sahibi, yetkin kişiler olması gerekir. Eğitiminizin bu konuda tam ve iki alanı (psikoloji ve temel onkoloji) da kapsıyor olması gerekiyor. İkinci dikkat etmemiz gereken şey travmayla çalıştığımız. İkincil travmatizasyon çok sık görülür Alanda çalışan psikoonkologlar da çeşitli zorlanmalara, ikincil travmaya maruz kalabilir. Kanser hastalarıyla çalışırken psikoonkologların mutlaka kendilerini yoklamaları ve kendilerinin destek almaları çok önemli.
7. Kanser hastalarıyla çalışırken tercih edilen spesifik terapi teknikleri var mıdır?
-Kanser hastalarıyla çalışırken pek çok psikoterapi tekniğinden faydalanabiliyoruz. Genel anlamda bakıldığında, aile katılımlı, bireysel, grup terapileri tercih edilebiliyor, danışanın eşi dahil edilebilir. Kişinin özel yaşanan durumunun doğasına göre değişir tabi ama bunun dışında da yapılandırılmış terapi tekniklleri var. Grup terapileri, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), varoluşçu perspektifle bir yaklaşım izlenebilir. Birçok model bize bu alanda etkin, efektif yardım olanakları sunuyor.
Dr. Zeynep Armay’a bizimle bu keyifli röportajı gerçekleştirdiği ve bizleri psikoonkoloji hakkında bilgilendirdiği için teşekkür ediyoruz. Kendisi ve psikoonkoloji hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için https://www.zeyneparmay.com/ web sitesini ziyaret edebilir ve instagram hesabını (drzeyneparmay) takip edebilirsiniz.
TEŞEKKÜRLER
Zeynep Şevval BÜYÜKİZGİ
Tesekkurler
YanıtlaSil